TEMA Vakfı Çevre Politikaları Koordinatörü ve İklim Proje Sorumlusu Gökşen Şahin geçtiğimiz hafta sonu sona eren İklim Müzakereleri'ni değerlendirdi.
Doha'da gerçekleşen iklim müzakerelerini izleyen Şahin, katılımcı ülkelerin sera gazı azaltım hedeflerini belirlemek ve arttırmak konusunda yeterli iradeyi gösteremediklerini belirtti.
Türkiye'nin sera gazı azaltım hedeflerinden kaçmasının hem Türkiye'de hem uluslararası alanda sivil toplum kuruluşlarının tepkisine neden olduğunu söyledi.
Gökşen Şahin şu andaki sera gazı azaltım hedefleri ile devam edildiği takdirde küresel sıcaklık artışının dört dereceyi bulacağını ve bunun insanlığın uyum sağlayabileceği eşiğin aşılması anlamına geldiğini de hatırlattı.
Kyoto Protokolü
Küresel sera gazı salımlarını azaltmak yönünde uluslararası tek bağlayıcı anlaşma olan Kyoto Protokolü'nün son yükümlülük yılının 2012 olduğunu söyleyen Şahin, sonrasında olacakların müzakerelerin öncelikli konusu olduğunu belirtti.
"Kyoto Protokolü'nün 1 Ocak 2013'te başlayacak olan ikinci yükümlülük dönemi için taraf olacağını açıklayan ve protokolün Ek-1'inde bulunan ülkeler, yani gelişmiş ülkeler; en geç 2014'e kadar, sera gazı azaltım hedeflerini belirleyecekler.
"Ancak, bu karar gelişmiş ülkelerin sera gazı azaltım hedeflerini 2014'e kadar ertelediği için acil harekete geçilmesi gerektiğini belirten sivil toplum kuruluşlarını memnun etmedi.
"Aynı zamanda, ikinci yükümlülük döneminde, ilk dönemde bazı ülkelere tanınan sera gazı artırım haklarının (kirletme hakları) devam etmesine karar verildi.
"Bu haliyle, bilimin tavsiye ettiği sera gazı azaltım seviyelerine ulaşmamız neredeyse imkânsız görünüyor."
Protesto
Uzun Dönem İşbirliği Geçici Çalışma Grubu da müzakerelerde ele alınan başlıklar arasındaydı.
Grup 2007'de, Bali Yol Haritası belgesiyle birlikte kurulmuştu. Amacı da Kyoto Protokolü'nün birinci dönemi sonrasında ülkelerin uzun dönemli işbirliğini içerecek yeni bir anlaşmanın altyapısını kurgulamaktı. Çalışmalarının bu yılın sonunda bitmesi planlanıyordu.
Şahin, bu konuda alınan kararların, özellikle gelişmekte olan ülkeler tarafından 'içi boş şekilde bu sürecin tamamlanması" anlamına geleceği için ciddi şekilde protesto edildiğini söyledi.
"Sonuç olarak, burada oluşturulan taslak metin bakanlara aktarıldı ve bakanların görüşmeleri sonucunda bu başlık kapatıldı."
Geç kalınıyor
Şahin bu başlık altında alınan kararları aktardı ve değerlendirdi.
* "İklim değişikliği bağlantılı felaketlerden etkilenen ülkelerin zarar ve kayıpları ile ilgili çalışma programının oluşturulması önümüzdeki yıla bırakıldı.
"Bu durum, zaten iklim değişikliğine karşı çok kırılgan olan ada devletler ve Afrika devletleri gibi devletlerin yaşayacakları iklim felaketleri ile bir yıl daha başbaşa bırakılmaları anlamına geliyor."
* "Tüm ülkelerin ortak sera gazı hesaplama yöntemini kullanmasının ortak ve uzun dönemli bir azaltım stratejisi için gerekli olduğu gerçeği üzerine, gelişmiş ülkelerin sera gazı azaltım hesaplamalarının ortaklaştırılması bu başlık altında tartışılıyordu.
"Ancak bu başlık altında, bilimin önerdiği hesaplama yöntemini kabul edecek bir politik irade oluşturulamadı."
* "İklim değişikliğine uyum konusunda çalışmaları yürütmek için oluşturulan Adaptasyon Komitesi'nin üç yıllık çalışma programının, programın nasıl ilerlediği ile ilgili ilk bilgilendirmesinin önümüzdeki yıl yapılmasına karar verildi."
Hemen hemen hiçbir konunun bu yıl karara bağlanmadığını, tartışmaya devam etmek üzere Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansı bünyesine aktarıldığını vurgulayan Şahin'e göre, "tartışmalar sürdükçe bilimin gerektirdiği aciliyet konusunda geç kalınıyor."
Şahin küresel sıcaklık artışını iki derecenin altında durdurmayı amaçlayan çalışmalarda net bir yol haritası içermeyen bir karar metni ortaya çıktığını da ifade etti.
"Bu durum bizi, ileride bilimin gerektirdiği sera gazı azaltım hedeflerini içerecek bir anlaşmanın çıkıp çıkmayacağı konusunda düşündürüyor."
Finansman sorunu
Şahin gelişmekte olan ve en az gelişmiş ülkelere sera gazı azaltım ile iklim değişikliğine uyum politikaları için yapılacak finansal yardım hakkında da bilgi verdi.
Daha önce 2020'ye kadar yıllık 100 milyar dolarlık iklim fonları sağlanmasının kararlaştırıldığına dikkat çeken Şahin, görüşmelerin istenilen noktada sonuçlanmadığını anlattı.
"Doha'da alınan kararlar, uzun dönemli finansmanın sağlanması ve iklim değişikliğine uyum konusunda, kamu fonlarına destek konusunda hükümetlerden ne kadar para vereceklerini belirtmelerini istiyor; ancak bu fonların ne kadar olması gerektiği konusunda bir hedef belirtmiyor.
"Kararlar bu haliyle, ne kadar fon kullanarak nasıl bir proje geliştireceğini bilemeyen gelişmekte olan ülkelerin ne azaltım ne de uyum konusunda net bir uygulama yapmasını imkânsızlaştırıyor."
Türkiye'ye tepki
Türkiye ikinci yükümlülük dönemi için bir sera gazı azaltım hedefi belirtmeyeceğini açıkladı.
Türkiye'nin, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine taraf olan gelişmiş ülkelerle birlikte sözleşmenin Ek-1'inde yer almasına rağmen, Kyoto Protokolü'nün ilk döneminde de bir azaltım hedefi bulunmuyordu.
Şahin Türkiye'nin sivil toplum kuruluşlarından tepki gördüğünü aktardı.
"Halen gelişmekte olan ülke olması sebebiyle, özel konumunun kabul edilmesi ve fonlardan faydalanmak için çalışan Türkiye'nin sera gazı azaltım hedeflerinden kaçması, hem Türkiye'deki hem de uluslararası sivil toplum kuruluşlarının tepkisine sebep oldu."
Günün fosili
Türkiye müzakereler esnasında İklim Eylem Ağı'nın (CAN) organize ettiği, sivil toplum kuruluşlarının verdiği Günün Fosili ödülünü de aldı.
"Müzakereler boyunca süreçleri tıkayan veya iklim müzakerelerinin gerektirdiği şekilde davranmayan ülkelere verilen bu ödül Türkiye'ye 'kömüre olan bağımlılığı ve Kyoto Protokolü ikinci yükümlülük döneminde de azaltım hedefi belirtmeyeceğini açıklaması' sebebiyle verildi.
Türkiye'nin sorumluluğu
Gökşen Şahin Türkiye'nin iklim müzakerelerinde üzerine düşen sorumluluğu gerçekleştirmesi gerektiğini söyleyerek bu yöndeki talepleri de dile getirdi.
* Türkiye sera gazı salımları için mutlak azaltım hedefi koymalı ve yeni bağlayıcı bir anlaşmanın oluşturulması sürecinde etkin rol oynamalı.
* Bu hedef, iddialı enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji hedefleri ile desteklenmeli, bu alanlara yatırım arttırılmalı.
*İklim değişikliğine uyum kapasitesini zayıflatan projeler derhal durdurulmalı, ekosistemleri bütünsel bir şekilde koruyacak uyum planları hazırlanıp uygulamaya konulmalı.
* Fosil yakıtlara uygulanan vergilerden elde edilen gelirler yine fosil yakıt yatırımlarını teşvik etmek için kullanılıyor. Söz konusu gelirler iklim değişikliği ile mücadele ve iklim değişikliğine uyum çabalarında kullanılmalı.
* Türkiye müzakerelerde iklim dostu politikaları savunarak üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli.
17 bin müzakereci
Birleşmiş Milletler Çerçeve Sözleşmesi kapsamında gerçekleşen 18. Taraflar Konferansı 26 Kasım- 08 Aralık tarihleri arasında Katar'ın Doha kentinde gerçekleşti.
İklim değişikliği açısından en önemli toplantı olarak kabul edilen iklim müzakerelerinde 195 ülkenin delegesi ile toplamda 17 bine yakın katılımcı müzakere etti. (YY)