* Türkiye’de sadece şiddete maruz kalan kadınlara 7/24 destek veren bir acil yardım hattı yok.
Mor Çatı’ya başvuran bir kadın, Alo 183’teki çağrı görevlisinin, kendisine, daha önce de aradığına istinaden “Bu hat, intihar aşamasına gelenler için acil durum hattıdır, bir daha ararsan görüşmeyiz” dediğini anlattı.
* Kolluk güçleri kadınlara gerekli desteği sağlamakta yetersiz kalıyor.
Bir kadın, kendisini öldürmekle tehdit eden babasını şikâyet ettiğinde kolluk görevlisinin, “Ben de çocuğuma seni öldürürüm diyorum ama öldürmüyorum, baban gelsin elini öp barışın” dediğini belirtti.
* Sosyo-ekonomik desteklere erişimde sorunlar yaşanıyor.
Bir kadın, iki çocuğu için, Aile Bakanlığı’na bağlı bir Sosyal Hizmet Merkezi’ne başvuru yaptığında, aldığı yanıt, “Kadınlar buraya devletin parasını yemek için geliyor” oldu.
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, “Erkek Şiddetiyle Mücadele Mekanizmalarının Yapısal ve İşlevsel Sorunları İzleme Raporu”nu kamuoyuyla paylaştı.
Avukat Perihan Meşeli ve sosyal çalışmacılar Hazal Günel ve Martina Gaidzik’in sunumunda, son yıllarda erkek şiddetiyle mücadele konusunda yapılan olumlu yasal değişikliklerin, altyapısızlık ve cinsiyetçi yaklaşım nedeniyle hayata geçemediği belirtildi.
Sosyal destek yok, personel cinsiyetçi
Raporda şiddet yaşayan kadınlara destek vermesi gereken kurumların azlığına ve verilen desteğin niteliksizliğine dikkat çekildi. Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri’nde (ŞÖNİM) çalışan personelin de şiddet alanında deneyime sahip olmadığı söylendi.
Kolluk güçlerinin de kadınlara gerekli desteği sağlamakta yetersiz kaldığı ifade edildi.
“Türkiye’de kadınlar, şiddete uğradıklarında neredeyse her zaman başvurdukları ilk kurum karakol/jandarma komutanlığıdır. Çünkü Türkiye’de kadınların şiddete uğradıklarında başvurabileceği etkili ve özellikli sosyal hizmet mekanizmaları yetersiz kalmaktadır.
“Babasının cinsel istismarına maruz kalan bir çocuğa ‘Babanı affeder misin? Uzlaşmak istemez misin? Sonuçta babandır. Yırtılma yok, zorlama yok, zor kanıtlarsın’ diyen bir kolluk görevlisinin çocuğun cesaretini nasıl kırdığı annesi tarafından paylaştı. Başka bir kadın da yaşadığı şiddet sebebiyle karakola gittiğinde kolluk görevlilerinin, ‘bizim vaktimiz yok, sürekli seni koruyamayız’ dediğini ve bu sebeple daha sonra şiddet yaşadığında karakola başvurmadığını paylaştı.”
Sığınak sayısı yetersiz
Kadınların can güvenliğini sağlayacak, çocuklarıyla birlikte destek alabilecekleri ve uzun vadeli planlar kurmalarını sağlayacak etkili yöntemlerden birinin sığınaklar olduğu belirtildi.
Belediyeler Kanunu’na göre Türkiye’de nüfusu 100 bini geçen belediyeler bir sığınak açmak durumunda. Ancak hali hazırda belediyelere bağlı sığınak sayısı 32, Türkiye genelindeki sığınak sayısı ise sadece 132.
Sığınak için karakollara ya da ŞÖNİM’e başvurmak gerekiyor. Sığınak desteğine ihtiyaç duyan kadınlar önce ilk kabul birimlerine, burada bir süre kaldıktan sonra sığınaklara yönlendiriliyor.
Ancak 14 milyonu geçen İstanbul’da sadece iki ilk kabul birimi toplam 80 kapasite ile hizmet veriyor. Mor Çatı’ya başvuran kadınlar, kapasitesi 40 kişilik olan ilk kabul birimlerinde 100-150 kadın ve çocuğun kaldığını söylüyor.
Odalarda yatak kapasitesinin üzerinde kadının kalması, çocuklar için ayrı yatak olmaması, anne ve çocukların aynı yatakta yatmak zorunda olması, aşırı gürültü nedeniyle diyalog kurmanın dahi imkansız hale gelmesi, hijyen, sağlık ve beslenme sorunları gibi sorunlar öne çıkıyor.
Çocuklu/engelli/60 yaş üstü kadınlar sığınağa gidemiyor
Devlet sığınakları 12 yaş üstü erkek çocuğu olan kadınları çocuklarıyla birlikte sığınaklara kabul etmiyor. Kadınlar bu sebeple sığınağa gitmekten vazgeçiyor.
12 yaş üstü erkek çocuğu olan ya da engelli çocuğu olan kadınlar için ilgili yönetmelik gereği devletin ev tahsis etmesi gerekiyor ancak henüz bu kararın uygulandığına dair bir Mor Çatı deneyimi yok. Bu desteği almak için ŞÖNİM’lere yönlendirilen kadınlar ise “öyle bir desteğin olmadığı” söylenerek geri döndürülüyor.
60 yaş üstü kadınlar ile engelli kadınlar da devlet sığınaklarına gidemiyor. Örneğin, eski eşinin şiddetine maruz kalan 62 yaşındaki bir kadın, sığınak desteği alamadığı için huzur evleri için başvuruda bulundu ancak 2 sene bekleme süresi verildiği için riski göze alarak eve geri dönmek zorunda kaldı.
Uzaklaştırma etkin bir şekilde uygulanmıyor
Kadının ve beraberindeki çocuklarının uzaklaştırma kararı olmasına rağmen ihlal durumlarında polislerin şiddet uygulayanı evden uzaklaştırma yetkilerini kullanmadığı pek çok örnek var.
Şiddete maruz kaldığı sırada 155’i arayıp yardım isteyen bir kadın, eve gelen ekibin, kapıdan içeri girmeden kadının kocasının kendi boğazına bıçak dayadığını görüp, eğer içeri girerlerse kendisini keseceğini söylemesi üzerine geri çekildiği Mor Çatı’ya anlattı.
Raporda dikkat çekilen diğer noktalar şöyle:
* Gizlilik kararlarının uygulanmasında devlet, kurumlararası altyapı sistemini oluşturmadığından kadınlar kapı kapı dolaşmak zorunda kalıyor.
* Geçici velayet ve nafaka tedbirleri nadiren uygulanıyor.
* Geçici maddi yardım tedbiri etkin bir şekilde uygulanmıyor.
* Tedbir kararının ihlali halinde süratli ve etkin yaptırımlar uygulanmıyor.
* Tedbir kararlarının süresinin giderek daha kısa olduğu gözleniyor.
* 6284 Sayılı Kanun’da ve İstanbul Sözleşmesi’nde düzenlenen ısrarlı takip karşısında etkin ve caydırıcı önlemler alınmıyor. (ÇT)