Engin Çeber'in gözaltında öldürülmesiyle ilgili davasına bugün Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan 2. duruşmayla devam edildi.
Çeber'in işkenceyle ölümüne neden oldukları gerekçesiyle 60 sanığın yargılandığı davayla ilgili bianet'i bilgilendiren müdahil avukatlarından Oya Aslan, duruşma savcısının, avukatların yargılananların işkence iddiasıyla ek savunma alınması yönünde ilettikleri talebi kabul ettiğini söyledi
Avukat Aslan, eziyet, görevi bildirmeme ve zor kullanma sınırlarının aşılması suçlarından yargılananların ileri.de işkence suçundan da yargılanabileceği ihtimalini doğurduğunu söyledi.
Bu gelişmenin önemli olduğunu belirten Aslan, "savcı işlenen suçun işkence olduğuna dair mütalaamıza katıldı" dedi.
"Müdürün tutanağına baskı altında imza verdim"
Duruşmada Başgardiyan Yılmaz Aydoğdu, 6-7 Ekim tarihlerinde Çeber ve arkadaşlarına yapılan kötü muameleyi açıklığıyla anlattı. 2. müdür Fuat Karaosmanoğlu'nun düzenlediği tutanağın gerçeği yansıtmadığını söyleyen Aydoğdu imzaları baskı altında attıklarını söyledi.
Aslan, "dolayısıyla bunun Karaosmanoğlu'nun yaşananlardaki sorumlu olduğunu gösteriyor" dedi.
Tutuksuz sanıklardan cezaevi ikinci müdürü Yusuf Gayır, dava konusu olayın yaşandığı belirtilen gece kendisinin nöbetçi olduğunu, bir olay yaşanması halinde bunun kendisine bildirilmesi gerektiğini ancak o gece hiçbir sorun yaşanmadığını ileri sürdü.
Gayır, o gece, cezaevine getirilen Çeber ve arkadaşlarını hiç görmediğini iddia etti.
Cezaevi infaz koruma başmemuru Kadem Karadeniz, 1 Ekim 2008'de sabah sayımından sorumlu olduğunu, "karantina" tabir edilen D3 koğuşunun açık olduğunu görünce oraya gittiğini, sayım için diğer tutuklular ayakta iken üç tutuklunun oturduğunu ve sayım için ayağa kalkmayacaklarını söylediklerini anlattı.
Karadeniz, koğuşa girdiğinden ayrıldığı süreye kadar bu tutuklulara hiçbir müdahalede bulunulduğunu görmediğini savundu. Çeber'in avukatlarından birinin, bu sırada bir elektrik kesintisi olup olmadığını sorduğu Karadeniz, "Kısa bir süre elektrik kesintisi oldu ama hemen geldi" dedi.
"Orantılı güç bağırmak şeklinde oldu"
Jandarma eri Hüseyin Arslan, Mahkeme Heyeti Başkanı Nesibe Özer'in "Tutanakta orantılı güç kullandık yazıyor. Doğru mu?" sorusu üzerine Arslan, bunun bağırma şeklinde olabileceği yanıtını verdi.
Jandarma Kıdemli Başçavuş Abdülkadir Öztekin, arama yapılması için ısrar ettikçe Özgür Karakaya adlı kişinin direndiğini, bunun üzerine görevli jandarma erlerine şahsın üzerini aramasını söylediğini ve masanın üzerinde duran copu da alarak oradan ayrıldığını öne sürdü.
Hakime Nesibe Özer'in "Bu anlattıklarınız arasında tutanakta yazan orantılı güç tarzı bir davranış bulunmuyor. Orantılı güç dediğiniz nedir?' diye sorması üzerine Öztekin, "Bağırdık. Üst soymayı orantılı güç olarak kastettik orada" cevabını verdi.
Müdahiller Cihan Gül, Özgür Karakaya ve Aysun Baykal ile Engin Ceber'in babası Ali Tekin, ablası Şerife Ceber'in yanı sıra İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), Van Barosu, İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi'nin de izlediği duruşma yarına (23 Ocak) ertelendi. (BÇ)