Üniversitelerde Emniyet’e bağlı “Koruma memurları”nın güvenliği sağlayacağının açıklanması üstüne 1980 öncesi öğrenci liderlerinden Bağlantılı Hak Sahibi Fonogram Yapımcıları Meslek Birliği (MÜYAP) Başkanı Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) öğrencilerinden Bülent Forta, 1980’lerin gençlik liderlerinden yayıncı-çevirmen İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) öğrencilerinden Kazım Özdoğan ve Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi’nden (TÖDİ) Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) yüksek lisans öğrencisi Ahmet Saymadi ile konuştuk.
Forta, üniversitelerde güvenli polisin veya özel güvenlik elemanlarının değil, öğrencilerin örgütlülüğünün sağlayabileceğini ifade ederken, Özdoğan üniversiteleri güvenlik paradigması eşliğinde tartıştığımız zaman üniversitenin renklerini solduracağımızı belirtiyor.
Saymadi ise polisin insanları el ele gezdiği için veya içki içtiği için dövdüğünü hatırlatarak, üniversitede polis varlığının sosyal hayatı bitireceği görüşünü savunuyor.
Forta: Eğitim ve sosyal hayat olumsuz etkilenir
Dünyanın hiçbir gelişmiş demokrasisinde üniversitede polis olmadığını ifade eden Bülent Forta, üniversitelere polisin sokulmasının doğrudan üniversite özgürlüğüne müdahale olduğu görüşünde.
“Üniversite ile polis bir arada anılacak kavramlar dahi değil. Polisin varlığı üniversitenin özerkliğinin yanı sıra eğitim kalitesi ve üniversitedeki sosyal hayatı olumsuz etkiler.
“Üniversitenin özgürlük alanı olması lazım. Bu özgürlük alanının yürütmenin doğrudan denetiminde olan bir güç tarafından kontrol altında tutulması olası her türlü özgür davranışta karşı karşıya gelme halini beraberinde getirir. Dünyanın hiçbir yerinde üniversitede polis olmaz.
“Güvenlik diye ifade ettiğimiz kavram pek çok yerde güvenlik gücü olmadan da sağlanabiliyor. Esas olarak öğrenciliğin örgütlülüğüdür güvenliği sağlayacak olan.”
Özdoğan: Üniversite özgürlüklerle ilerleyebilir
Üniversitelerin bilimin beşiği sayılan daima evrensel gayeleri talep ve takip eden, sayısız “neden” ve “'niçin”e çözüm üreten bir platform olduğunu belirten Özdoğan, üniversitelerin sadece özgürlükler ile ilerleyebileceğini ifade ediyor.
“Üniversite gibi kendine has bir renk bahçesini güvenlik paradigması eşliğinde tartıştığınız anda, o renkleri soldurmuş olursunuz.
“Üniversite meseleleri şu güvenlik gücüyle mi, yoksa bu güvenlik gücüyle mi daha kolay yola koyulur diye düşünmeye başladığımız anda üniversiteyi de özgürlüğü de elimizin tersiyle itmişiz demektir.
“Üniversite görünümlü güvenlik merkezlerinde ancak daha çok acı üretme özgürlüğü üretilir. Bilim ise bir atın terkisinde kendisini özgürlükle sınayacak yeni bir yer aramaya başlar.
“Üniversite algısını bu kadar kaba ve ucuz bir fikir enkazının üzerine kuran ülkeye yazık, sadece yazık.”
Saymadi: Güvenlik tercihinin sonuçları
Polisin üniversitenin güvenliğini sağlayamayacağı ve üniversitenin daha güvenilmez bir yer olmasına sebep olacağını savunan Ahmet Saymadi, üniversitedeki olumsuzlukların dışarıdan müdahalelerle engellenemeyeceğini, bu olumsuzluklara zaten dışarıdan müdahalelerin sebep olduğu görüşünde.
“Polis üniversitede şiddeti körükler. Polisin kalıcı hale gelmesi, özel güvenlik görevlileri ve güvenlik kameralarıyla sürekli takip edilen öğrencilerin daha fazla gözetim altında tutulması sonucunu doğuracaktır. Muhalif öğrencilerin eylemleri artacaktır, muhalif olmayan öğrenciler ise daha kontrollü davranmak zorunda kalacaktır.
“Üniversiteye polisin girmesi ile var olan kısmi özerklik ortadan kalkar, özetle üniversite valiye ve emniyet müdürüne bağlanmış olur. Eğitim kalitesi de düşecektir, üniversitede yapılan eğitimle karakolda yapılan eğitim bir olur mu?
“Sosyalleşmek imkansız hale gelecektir, muhalif olmak bir yana insanları el ele gezdiği için, sokakta içki içtiği için döven bir polisten bahsediyoruz.
“Bu uygulama toplumda bütün muhalefeti sindirme, yok etme operasyonun bir parçası. Üniversitedeki var olan kısmi özgürlük ortamının polisiye yöntemlerle kontrol altına alınması ve yok edilmesi anlamına geliyor. AKP’nin özgürlükler toplumu yerine güvenlik toplumu tercihinin sonuçları bunlar.
“Üniversiteye polis hiçbir şekilde girmemelidir, üniversite bileşenleri bu uygulamaya karşı duracaktır. Şayet özel güvenlik kalacaksa yetkileri sınırlandırılmalı, yetkisi dışındaki olaylara müdahale etmemelidir. Üniversitede çıkan olaylarda taraf tutmamalı, polisle işbirliği içerisinde olmamalıdır.” (EKN)