"Devrimci kardeşlerimiz bize yine çok kızacak."
Polis haftası kutlamaları için Taksim meydanında toplanan polislerden sivil olanı resmi kıyafetli arkadaşıyla sohbet ederken gülerek kuruyor bu cümleyi ve ekliyor:
"Biz Taksim'e çıktık ama onlar çıkamayacakları için sinir oluyorlardır şimdi."
Meydana giren yollar tutuldu
Türk Polis Teşkilatı'nın 161. kuruluş yıldönümü nedeniyle bu sabah Taksim meydanında yapılan kutlamalar için saat 10.00'da bütün yollar kapatıldı ve meydana hiçbir aracın girişine izin verilmedi.
Tüm giriş noktalarında yayaları arayan polisler işçi ve emekçilere "yasak" olan meydanda kutlama yapmaktan dolayı keyifli, 1 Mayıs'ı Taksim meydanında kutlamak isteyen işçilerle kendi aralarında eğleniyordu.
Tören, İstiklal caddesinde düzenlenen yürüyüşün ardından İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın Taksim meydanındaki Atatürk heykeline çelenk bırakmasıyla devam etti.
Aynı polisler geçtiğimiz yılki 1 Mayıs'ta İstiklal caddesinde işçi ve emekçilere biber gazı ve tazyikli su sıkmış, cop kullanmıştı.
Atatürk heykelindeki merasim daha sonra Taksim Gezi Parkı'na taşındı. Kurulan sahnede yapılan konuşmalarla devam etti.
Ya işçinin can güvenliği?
İstiklal caddesindeki "kontrol noktalarında" aranan Cihan da geçtiğimiz yıl 1 Mayıs'a katılanlardan. "Bu haksızlık değil mi şimdi?" diye sordu ve sorusunu kendi yanıtladı:
"E tabii polisler kutlama yapar, sonra da işçileri döverler."
"Bu seneki tartışmalarda da sendikaların geri adım atmamasını istediğini" söyleyen Cihan "1977'de öldürülenlerin anısına her sene Taksim'e çıkmak zorundayız. Bu sene de olacağı gibi" diye konuştu.
Geniş meydanda yankılanan polis ve yunus marşına dağıtılan bayraklarla eşlik edenlerden biri olan bir kadın bianet'e "Can güvenliğimizi koruyan polislerin yanında olmak çok güzel" şeklinde konuşurken, marşlara da alkışla eşlik etmekten geri durmadı.
Polislerin 1 Mayıs'ta işçi ve emekçilere yönelik şiddetli tavrını hatırlatınca da önce yüzünü ekşitti, sonra da konuşmak istemediğini söyleyerek bayrağını sallamaya devam etti.
"İngilizce bilen polis getirin!"
Bu esnada meydandaki çelenk bırakma töreni bitmiş, marşların sesi yükseltilmişti.
Meydanda kurulan devasa düzenek, yüksek sesle çalan marşlardan dolayı şaşkın bir ifadeyle polise "Galata'ya gitmek istediklerini, ancak ilerdeki polisin kendilerini caddeye sokmadığını" İngilizce anlatan yabancı bir çiftle Türkçe konuşan bir polis memuru eliyle "Düz gidin" dedi ama bu soruna çare olamayınca İngilizce bilen bir polis bulunması için yanındakilere talimat verdi.
Genç bir polis geldi, çifti dinledi ve "Kontrol noktasından geçerken kendilerine eşlik edeceğini" nazikçe söyleyerek yürümeye başladılar.
Meydana bakan her binanın tepesine yerleştirilen güvenlik görevlilerinden birine fotoğraf çekerken programda neler olduğunu sorduk ama genç polis "Programdan haberim yok. Bana burada durmamı söylediler" diyerek kutlamalara katılmadığını iletti.
Herkese kapalıysa polise neden açık?
Levent'ten metroya binen ve Taksim'de inerek işe gitmek isteyen bir erkek de metro çıkışındaki arama noktasında üstü aranırken acelesi olduğunu söylese de memurlar çantasından iç ceplerine kadar her yerini ağır ağır aradılar. Erkek söylenmekle yetindi.
Polisin meydanda kutlama yapmasıyla ilgili görüşlerini sorunca da kendisini dinleyen biri olduğuna sevinerek konuşmaya başladı:
"Bu meydan herkese kapalıyken neden polislere açılıyor anlamış değilim. elbette onlar da kutlasınlar burada ama işçilere, kadınlara, çevrecilere yasakken neden onlara serbest anlamıyorum."
Ama kendi de fark etmiş olacak ki durumu biz söylemeden kendisi ekledi:
"Yani aslında anlıyorum ama anlamıyorum."
Gümüşsuyu caddesinden meydana girilen noktada nöbet bekleyen bir polis memuruna yanaşıp 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanmasıyla ilgili neler düşündüğünü sorduğumuzda önce görevde olduğunu söyleyerek konuşmayı reddetti ancak birkaç dakika sonra "Bence sorun yok ama büyüklerimiz sorun var diyorsa bir bildikleri vardır" demekle yetindi.
Alandaki polis flamaları, dev Atatürk posterleri, binalara asılmış dev bayraklarla Taksim meydanı polisler için "karnaval" alanına çevrilmişti. Ama nedense sivil polisler dışında yüzü gülen bir polis yoktu.
"Kötü bir şey yazmayasın ha!"
Kurulan devasa platformda konuşmalar başlarken Sıraselviler caddesinden Cihangir'e doğru yürümeye başladık. Ama pek mümkün değildi. Meydana girişte arama yapan polis çıkışta da kimlik kontrolü yapıyordu.
Kameramıza baktı, kimlik kontrolü yaptı ve "Meslek ne" dedi. Gazeteci deyince de ne yazacağımızı sordu. Kutlamalar, tören deyince, "Kötü bir şey yazmayasın ha!" diyerek kendince uyardı.
Bakacağız diyerek yürümeye devam ettik. Bizimle birlikte kontrolden geçen Seyfettin Karlıova az önceki sohbete kulak misafiri olduğunu söyleyerek gazeteci olduğumu öğrenmiş, bana tavsiyeyle rica arası bir şekilde söylendi:
"Sakın dinleme polisi, yaz. Kutlama diye bize günümüzü dar ettiklerini de yaz, yasak diyerek başkalarına izin vermedikleri yerlerde tören düzenlediklerini de yaz."
Karlıova geçtiğimiz yıl 1 Mayıs'ta, oradan geçerken maruz kaldığı biber gazını, tazyikli suyu ve "o günü" hiç unutmadığını söyledi ve "sohbetimizi" şöyle noktaladı:
"Eskiden 'terörist, bölücü' der, gösteri yapanlara kızardım, ama geçen Mayıs'ta fikrimi değiştirdim. Artık gösteri yapanlara değil saldıranlara kızıyorum."
Sözün özü; polis bugün Taksim meydanında kutlama yaptı, hevesini aldı. 1 Mayıs'ta onlar tatil yapsın.(BÇ)