* Çizim: Pixabay
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Anayasa Mahkemesi, Hatay, Reyhanlı’daki bombalı saldırıyı protesto ederken polis şiddetine maruz kalan Deniz Kaplan, Eylem Karadağ ve Uğur Uzunpınar’ın başvurusunu sonuçlandırdı.
Gerekçeli kararda, Uzunpınar ve Kaplan yönünden kolluğun orantısız güç kullanması nedeniyle Anayasa’nın 17/3. maddesindeki kötü ve insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağı ile Anayasa’nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine hükmedildi.
Polisler hakkında yeniden soruşturma yapılması için dosya Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilecek.
Polisin darp ettiği Deniz Kaplan’a 5 bin, Uzunpınar’a da 7 bin 500, toplam 12 bin 500 lira lira manevi tazminat ödenecek.
Polislerin kask numarası “tespit edilemedi”
Üç başvurucu da Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde 11 Mayıs 2013’te gerçekleşen bombalı saldırıyı protesto etmek üzere 18 Mayıs 2013’te Ankara’da düzenlenen eyleme katılmış, burada darp edilmişlerdi.
Şikayetçi oldukları polislerle ilgili savcılık kask numaraları tespit edilemediğinden takipsizlik kararı vermişti.
“Yere düştükten sonra da sırtına tekme atıldı”
Kararda, Deniz Kaplan’ın maruz kaldığı şiddete ilişkin şu satırlar yer aldı:
“Müdahale anlarında başvurucunun polis memuruna yumruk savurduğu görülmekte ise de -birden fazla polis memurun bulunduğu ve fiziksel olarak müdahil oldukları olay bağlamında- başvurucuya birden fazla kez copla vurulması ve yere yatırıldıktan sonra da darbelere maruz kalması -özellikle olaydan dört gün sonra aldığı ATK raporundaki tespitlerle bir arada düşünüldüğünde- müdahaleyi orantılı olmaktan çıkarmıştır.
“Başvurucu, yerden kalkıp bir süre uzaklaştıktan sonra da polis tarafından şiddeti ağır olmasa da aşağılayıcı bir şekilde copla darbedilmiştir.
Uğur Uzunpınar’la ilgili de şu bilgilere yer verildi:
“Başvurucu, yere düştükten sonra kaçmayacak durumda olmasına rağmen bir polisin sırt bölgesine tekme attığını ileri sürmüştür. Başvurucunun iddiasının görüntülere net şekilde yansıdığı anlaşılmaktadır.
“Buna göre başvurucunun, polisin gösterici grubu dağıtmak ve sorumluları yakalamak amacıyla müdahale ettiği anlarda kalabalık içinde yere düştüğü, doğrulmaya çalıştığı sırada arkasından gelen bir polis memurun sağ ayağıyla başvurucuya tekme attığı ve eliyle müdahale etmesi sonrasında başvurucunun yeniden yüzüstü düştüğü görülmektedir. Yerde kalan başvurunu daha sonra birden fazla polisin yardımıyla kelepçelenmiştir.”
“Demokratik haklarını kullanmalarına engel olundu”
Polis müdahalesinin ardından gözaltına alınan Uğur Uzunpınar ve Eylem Karadağ’a açılan dava da beraatla sonuçlandı.
Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesi, polis müdahalesiyle demokratik hak kullanımına engel olunduğu ifade edilmişti:
“Sanıkların amaçlarının alaydan bir süre önce meydana gelen ve tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının kınadığı bir olayı protesto etmek olduğu açıktır.
“Çıktı belgeleri [video kayıtları] izlendiğinde [polis] sanıkların katılanlar ve arkadaşlarının konuşmaya dahi izin vermeden kuvvet kullanmak suretiyle sanıkların demokratik özgürlük haklarını kullanmaya mani oldukları bizzat saptanmış, sanıkların suç işleme kaslı ile hareket ettikleri hususunda cezalandırılmalarına yetecek kesin ve inandırıcı delil elde edilememiş…” (AS)