“İlk günden beri hepinizin desteğini hissediyorum, herkese çok teşekkür ederim”
Çatalca Geri Gönderme Merkezi’nde günlerini belirsizlik içinde geçiren Azerbaycanlı öğrenci ve aktivist Nanaxanim (Nana) Babazade, dışarıdaki dayanışma için böyle konuşuyor.
İstanbul Üniversitesi’nde yüksek lisans öğrencisi olan, Türkiye’de vegan ve kadın hakları mücadelesi yürüten Babazade hakkında sınır dışı kararı verildi. Avukatları karara itiraz etti, yürütmenin durdurulması için başvurular yapıldı. Ancak süreç yalnızca hukuki değil aynı zamanda politik ve insani bir mücadeleye dönüştü.
Üniversiteden geri gönderme merkezine uzanan yol
Babazade’nin yaşadığı hak ihlalleri zinciri aslında dikkat çekici bir ayrıntıyla başlıyor. Her şeyin eksiksiz olması için her dönem özenle üniversite harcını yatıran, hiçbir belgesinin sorun çıkarmamasına dikkat eden Babazade, bu yıl da harcını yatırdıktan kısa bir süre sonra İl Göç İdaresi’nden telefon aldı. Telefonda, “Yanlış kuruma ödeme yaptınız, görüşmeye gelin” denildi.
Göç İdaresi’ne giden Babazade, burada bambaşka bir tabloyla karşılaştı. Konu harç meselesi olmaktan çıktı; görevliler ona üniversitede katıldığı yemekhane protestolarını sordu. Babazade’nin ifadesine göre, “Suçlu olduğunu, hukuken cezalandırılacağını” söylediler, arkadaşları hakkında bilgi istediler. Babazade ise bu baskılara boyun eğmedi, haklarını bildiğini söyledi.
Kısa süre sonra, “Pasaportunu getir, senin peşini bırakmayacağız, seni bu ülkeden göndereceğiz, bize bilgi ver” sözleriyle tehdit edildi. Aynı gün işyerine giden Babazade, burada polisler tarafından gözaltına alındı. Önce Arnavutköy Geri Gönderme Merkezi’ne, ardından da Çatalca Geri Gönderme Merkezi’ne götürüldü.
“Tehdit, şiddet, ajanlık dayatması”
DEM Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki, 28 Ağustos’ta Çatalca’daki merkezde Babazade ile iki saatlik bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşme sonrası bianet’e konuşan Saki, Babazade’nin kendisine aktardıklarını şöyle dile getirdi:
“Nana, sürekli tehdit edildiğini, ajanlık dayatıldığını, şiddete maruz kaldığını söyledi. Kendisine baskı yapıldığını, aynı baskının merkezdeki diğer mültecilere de uygulandığını anlattı.”
Saki’nin aktardıklarına göre Babazade, bu süreçte büyük bir yalnızlaştırma ve korkutma politikasıyla karşı karşıya bırakıldı. Ancak dışarıdaki dayanışma onun için en büyük güç kaynağı oldu. Saki, “Nana’ya resmen kumpas kurulmuş yani yanlış ödeme yaptınız denildikten sonra böyle bir durum olmadığı asıl amacın onu oraya çekmek olduğu anlaşılıyor” dedi.
Babazade, “İlk günden beri yanımda olan herkese teşekkür ederim. Desteğinizi hissediyorum, bu bana çok güç veriyor” diyerek kamuoyuna mesaj gönderdi.
Geri gönderme merkezlerinde görünmeyen tablo
Saki, yalnızca Babazade’nin değil, diğer mültecilerin de merkezlerde benzer sorunlarla karşılaştığını belirtti. Çatalca Geri Gönderme Merkezi’nde daha önce mülteci intiharlarının yaşandığını hatırlattı. Bu konuda çalışanlara sorular yönelttiğini, ancak yalnızca resmi açıklamalarla karşılaştığını söyledi:
“Sanki merkezlerde hiçbir sorun yokmuş gibi davranıyorlar. Oysa bu merkezler ağır hak ihlallerine sahne oluyor. Resmi açıklamanın dışına çıkmıyorlar.”
Saki ayrıca, özellikle kadınların maruz kaldığı ihlallerin görünür kılınabilmesi için geri gönderme merkezlerinin kadın örgütlerinin ziyaretine açılması gerektiğini vurguladı.
Belirsiz bekleyiş
Şimdi gözler, avukatların yaptığı başvurularda. Yürütmeyi durdurma kararı çıkıp çıkmayacağı belirsizliğini koruyor. Ancak Babazade’nin hikâyesi, yalnızca bir öğrencinin değil; sınır dışı tehdidi altındaki pek çok göçmenin yaşadığı sürecin aynası niteliğinde.
Kendisi için kurulan tuzaklardan, baskı ve tehditlerden sonra Çatalca’da günlerini geçirirken, dışarıdaki dayanışmayı hatırlatıyor:
“Dayanışma bana güç veriyor. Hepinizin desteğini hissediyorum"

KADINLARIN GÜNDEMİ
İfşalardan Nana’ya: Hiçbir kadın yalnız değildir
(EMK)












