Sendikaların düzenlediği "Krizin Bedelini ödemeyeceğiz; İşsizliğe ve Yoksulluğa Karşı Birleşik Mücadele için Emek ve Demokrasi Mitingi"ni izlemek isteyen gazetecilerden polis, "sarı basın kartı" sordu.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve Türk-İş sendikalarının dün (15 Şubat) miting düzenledikleri Kadıköy Meydanı'ndaki alana girmek isteyen gazetecilere polis, belediye otobüs duraklarının arkasını adres olarak gösterdi.
Kameramana da, İnternet basınına da yasak
Bu noktadan miting alanına giriş yapmak isteyen habercilerin gösterdikleri tanıtım kartları kabul görmedi.
Bir kaç muhabir ve kameramanla birlikte platformun yanında, basına ayrılan bölüme girmek istediklerini ifade eden bianet muhabiri Bawer Çakır, "Bize ayrılan bölüme geçmek istediğimizi söyleyince polis bizi basın girişine yönlendirdi. Buraya vardığımızda kurum kartlarımızı gösterdik. Polis sarı basın kartı sordu ve elimizdeki kartlarıyla bizi miting alanına sokmayacaklarını söyledi. "Emir var, içeriye kamera sokamayız" diyen polis şefine İnternet haber sitelerinin çalışanlarına sarı basın kartı verilmediğini filan anlattık. Ancak bizi hiç dinlemeden, biraz da başından atmak amacıyla konuşmayı bitirdi" dedi.
Koridordaki gazeteciler arada kaldı, hedef oldu
Başka bir giriş noktasından miting alanına girmek zorunda bırakıldıklarını kaydeden Çakır, basın için ayrılan kısma geçtiklerinde, kameramanlar ve muhabirlerin çok da güvenlikli olmayan yüksek bir platformun üzerinde görev yaptıklarını, onlara konuşmaların yapıldığı bölümle miting katılımcılarının arasında bir bölge ayrıldığını belirtti.
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Mustafa Özbek'in genel başkanı olduğu Türk-İş'e bağlı Türk Metal Sendikası ile DİSK'e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası üyeleri arasında yaşanan kavgada bu bölgede görev yapmaya çalışan gazetecilerin de zarar görmesine neden olduğunu belirten Çakır, "bazı arkadaşlarımız darp edilirken, bazılarımıza da atılan sopalar ve şemsiyeler isabet etti" diye konuştu.
Atılan sopalardan boynundan yaralanan Çakır, Türk Metal Sendikası'na bağlı çalışanların gazetecilere ayrılan koridorun içine neden alındıklarını merak ettiğini, beş kadar basın çalışanlarının arbededen zarar görmesine bunun neden olmuş olabileceğini kaydetti.
Göğsüne sopa darbesi alan Kızıl Bayrak gazetesi muhabiri Özgün Çetin de, yaşananları bianet'e şöyle aktardı:
"Türk Metal Sendikası'na bağlı gruptan 70-80 kişi, girmemeleri gerektiği halde gazeteciler ve görevlilere ayrılan bölüme girdi. Sorun, sendikal bir amaçları olmayan ve sadece Özbek'i savunmak için orada bulunan bu grupla diğer sendikaların aynı yerde bulunmasıydı. Flama sopalarından sert bir tanesi göğsüme geldi."
Çetin, "Polislerle sarı basın kartı diyalogu yaşarken işçiler yanımızdan alana giriyorlardı. Sarı basın kartı kolay alınan bir kart değil diyerek ısrarcı da olsak, reddettiler. Miting platformunun hemen arkasındaki girişten alana girerken ise, böyle bir taleple karşılaşmadık. Ayrıca, kürsüden bazı gazetecilere görüntü almalarına izin verilirken sol basın olarak bize aynı hak tanınmadı" diyerek alana girerkenki ve eylem izlerken karşılaştığı sıkıntıları anlattı. (EÖ)