İzmir’de katıldığı protesto eyleminde silahla vurulup linç edilerek öldürülen Ekrem Kaceroğlu’yla ilgili davanın üçüncü duruşması bugün İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesindeydi.
bianet’e duruşmayla ilgili bilgi veren Avukat Eylem Yıldız, mahkemenin hiçbir taleplerini kabul etmediğini, yargılamanın seyri nedeniyle adalete güvenlerinin kalmadığını belirterek duruşma salonunu terk etmek zorunda kaldıklarını söyledi.
TIKLAYIN - DİLŞAH KACEROĞLU: EŞİMİ ÖLDÜRDÜLER, NEDEN SERBEST GEZİYORLAR?
Yıldız, delilleri Emniyet Müdürlüğü mensubu polislerce değil savcılık tarafından toplanmasını, sanıkların tutuklanmasını talep ettiklerini, mahkemenin tüm taleplerini geri çevirdiğini ifade etti.
“Mahkeme sadece usule yönelik kararlar aldı, duruşma yapılamadan bitmiş oldu. Esasa dair, delilleri ortaya çıkaracak taleplerimizin hiçbiri kabul edilmedi. Böyle bir yargılamayla ailesine de eziyet ediliyor.”
Bugünkü duruşmaya Kaceroğlu ailesinin yanı sıra Halkların Demokratik Partisi milletvekilleri Ertuğrul Kürkçü ile Müslüm Doğan da katıldı.
Bir sonraki duruşma 12 Ocak 2016’da.
Mahkeme: Duruşmaya gelmenize gerek yok
Ekrem Kaceroğlu 7 Ekim 2014’te İzmir Bornova’da, Kobané‘ye yönelik IŞİD saldırıları ve hükümetin tavrını protesto eyleminde silahla vuruldu, yere düştükten sonra linç edildi, 19 Ekim’de hayatını kaybetti. Suat D., Murat K., Reşit A., Kubilay A.’ya “kasten öldürme” suçlamasıyla, müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Ancak mahkeme heyeti geçen duruşma bir sanığın avukatının talebini dikkate alarak dört sanık hakkında da duruşmadan vareste tutulmalarına karar verdi.
Bunun ardından, tutuksuz yargılanan sanıkların dördü de bugünkü duruşmaya gelmedi.
Polis olduğunu söyleyen sivil kim?
Avukat Yıldız, delillerle ilgili bir skandalın da yaşandığını anlattı:
“Bizim 10 aydır talep ettiğimiz kamera görüntülerini içeren hard disk mahkemeye getirilmedi. Ancak bu duruşmada, kendisini polis olarak tanıtan bir sivil kişinin, adliyede kaleme kimliği bilinmeyen bir memura teslim ettiğini öğrendik. Disk, polislerin kullandığı delil poşeti içerisindeymiş. Yani delili kimin aldığı, kimin bıraktığı belirsiz.
Bu kaydı getiren kim, nereden getirdi, içinde bizim istediğimiz görüntüler mi var? Bilmiyoruz. İçindeki görüntüler değiştirilmiş, silinmiş olabilir, delil niteliği kaybolmuş olabilir. Mahkeme tüm bu şaibelere rağmen diski delil kabul edip dosyaya ekledi.
Mahkemeden, delil poşetini teslim alan katibin dinlenmesini, poşeti teslim eden sivil şahsın eşkalini anlatmasını istedik. Mahkeme bunu da kabul etmedi. Usulsüz diski getiren kişiyi yazı yazarak Emniyet’e sorma kararı aldı. Emniyet Müdürlüğü ‘haberimiz yok’ derse görüntüler ne olacak?
Sanık itiraf etti, savcı dikkate almadı
Avukat Eylem Yıldız, sanıkların suçunu dolaylı itiraf ettiğini, başkaca görüntüler olduğunu, mahkemenin tüm bu delilleri de dikkate almadığını belirtti.
“Tüfekle ateş açan sanık ifadesinde ateş ettikten sonra fişeğin kartuşunu cebine koyup götürdüğünü, tüfeği polise teslim etmediğini, temizlediğini kendisi anlattı. Yani öldürmenin yanı sıra delil karartması suçunu işlediğini kendisi söylemiş oldu. Ancak savcılık sanığa böyle bir suçlama yöneltmedi.” (AS)