Ethem Sarısülük’ün ailesinin avukatları Kazım Bayraktar ile Eylem Hakverdi, Sarısülük’ü vurarak ölümüne sebep olan polis Ahmet Şahbaz’ın tutuksuz yargılanması kararına bugün verdikleri dilekçeyle itiraz etti.
Ankara 13. Sulh Ceza Mahkemesi, Şahbaz’ı 24 Haziran’da sorgulamış ve “meşru müdafaa olasılığı bulunabileceği” gerekçesiyle tutuklanmamasına karar vermişti.
İtiraz dilekçesinde, Ethem Sarısülük’ün kardeşi Mustafa Sarısülük’ün eşi Çiğdem Sarısülük’ün, 2 Haziran’da hastanede beklerken saat 03:00 sıralarında başına gelen olay da yer aldı:
“Çiğdem Sarısülük’ü cep telefonundan arayan ve ismini belirtmeyen bir erkek, ‘Ethem’in kurşunla vurulduğunu nereden biliyorsun, neden yalan söylüyorsunuz’ dedi. Kim olduğunun sorulması üzerine de ‘Birazdan gelip seni gözaltına alacağım, kim olduğumu görürsün o zaman’ diyerek ardından da küfür etti.”
“Ethem Sarısülük’ün bir arkadaşı da yine cep telefonundan aranarak tehdit edildi, kaldığı evin apartmanındaki güvenlik kameraları apartman yöneticisinden polisler tarafından alındı.”
Sarısülük ailesinin avukatları, dilekçede, “Anlaşılıyor ki polis memurunun savurduğu tehditle polis teşkilatı şüphelinin değil maktul ve ailesinin üzerinde bir soruşturma yürütmekte, onları tehdit ederek korkutmaya çalışmaktadır” dedi.
Avukat Bayraktar, Sarısülük'ün vurulması olayında tanıklık eden Burhan Çoban'ın da telefonla tehdit edildiğini açıkladı.
“Katil zanlısı açıkça korunuyor”
Polis Ahmet Şahbaz’ın tutuklanması talebiyle verilen dilekçede, “bunca maddi ve kesin kanıta, milyonlarca insanın izleyip infiale kapıldığı kamera görüntülerine rağmen katil şüphelisinin korunmasına cüret edilmesinin belki de bir ilk olduğu” ifade edildi.
Dilekçede olayla ilgili şu ayrıntılar yer aldı:
“Tüm polis ekipleri geri çekilirken katil zanlısı polis ileriye doğru fırlamış, görev sınırlarını kasıtlı olarak aşmaya bu andan itibaren başlamıştır. Kamera kayıtları ve tanıkların ifadelerinden sanığın, göstericilere karşı düşmanca, kin ve nefret dolu bir tutum içinde olduğu yerde yatan göstericiyi tekmelemesinden anlaşılmaktadır.”
“Taş atıldığına dair kanıt var mı?”
Polis Şahbaz’ın olay yerinden zarar görmeden kaçmak için yeterli imkanı ve zamanı da olduğu belirtilerek, buna rağmen silahını ateşlediği ifade edildi:
“Şüpheli, amirinin geri çekilme emrini dinlememiş, ileriye doğru koşmuş, yerde yatan göstericiyi tekmeledikten sonra ateşli silahla hedef gözeterek ateş etmiş ve kaçmıştır.”
“Kaçış yönünde hiçbir engel yoktur, göstericiler tarafından kuşatılmış da değildir. Göstericilerin saldırısından ateş etmeden de kurtulma olanağına sahip olduğu, ancak ateş ederek geri kaçmayı tercih ettiği, özetle vur-kaç taktiği uyguladığı açıkça görülmektedir.”
“Bu kadar taş yağmuruna maruz kalan bir insan taş atanların üstüne bu kadar rahatlıkla nasıl gidebilir? Yerde yatan göstericiyi nasıl bu kadar rahatlıkla tekmeleyebilir? Ateş ettikten sonra bu rahat ve diri bir biçimde nasıl koşarak kaçabilir? Görüntülere iyi bakalım bu kadar yoğun taş darbesine maruz kalmakta olduğuna dair tek bir belirti ya da görüntü var mı?”
“Delillerin bir kısmı karartıldı”
Mahkemeye verilen dilekçede, delillerin de tam olarak toplanmadığı ve sanığın delil karartma şüphesi bulunduğu da ifade edilerek, bunun da tutuklanma sebebi sayılması gerektiği anlatıldı.
“Olay yerinde yüzlerce polis olmasına rağmen olay sonrasında olay yeri keşfi yapılmayarak delillerin kaybolması şüpheli polisin içinde bulunduğu polis teşkilatı tarafından sağlanmıştır. Dolayısıyla delillerin bir kısmı karartılmıştır.” (AS)
* Fotoğraf: Dilek Mermer / AA