Greenpeace, Antarktika Okyanusu’nda dünyanın en büyük koruma alanının oluşturulması amacıyla başlattığı “Antarktika Okyanusu’nu Koru” kampanyası kapsamında Arctic Sunrise ile gerçekleştirdiği seferde bölgeye dair birçok bilimsel araştırma da gerçekleştirdi.
Araştırmalardan biri de Okyanus’taki plastik kirliliğiyle ilgiliydi.
TIKLAYIN - AB Tek Kullanımlık Plastikleri Yasaklama Tasarısını Sundu
Bilim insanları denizin derinliklerinden 8, yüzeyinden 9 su örneği aldı. Yapılan analizler sonucunda denizin derinliklerindeki örneklerin 7’sinde; yüzeydeki örneklerin de 2’sinde mikroplastiğe rastlandı.
Evlerden okyanuslara kadar ulaşıyor
Mikroplastikler, büyük plastik parçalarının dalgalarla sürüklenmesi, aşınması ve günışığında ayrılması sonucu daha küçük parçalara ayrılmasıyla ortaya çıkıyor. Aynı zamanda kozmetik ve kişisel bakım ürünlerinin içeriğindeki mikroplastikler ile çamaşır makinelerinden yıkanan giysilerden kopan lifler de evlerimizden okyanuslara kadar ulaşıyor.
Alınan 9 kar örneğinin 7’sinde de zararlı kimyasallara rastlandı. Uzmanlar söz konusu kimyasalların endüstriyel üretim ve tüketim kaynaklı olduğunu (örneğin suya dayanıklı outdoor ürünler gibi) belirttiler.
"Korumak için hızla hareket geçmeliyiz"
Greenpeace “Antarktika Okyanusu’nu Koru” kampanyası sorumlusu Frida Bengtsson bulgularla ilgili yaptığı değerlendirmede şunları dile getirdi:
“Antarktika Okyanusu’nun uzak ve el değmemiş bir alan olduğunu zannediyoruz.
"Ne var ki yaptığımız araştırmalar okyanusun insanların neden olduğu plastik kirliliği, iklim değişikliği ve endüstriyel balıkçılık gibi bir çok tehditle karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor. Sonuçlar, Antarktika Okyanusu’nun en ücra ekosistemlerinin dahi mikroplastik atıkları ve zararlı kimyasallarla kirlendiğini gösteriyor.
"Antarktika Okyanusu’nu koruyabilmek için hızla harekete geçmeli ve dünyanın en büyük koruma alanı ilan edilmesi için elimizden geleni yapmalıyız.”
*Raporun tamamı için tıklayın.