"Bir yandan PKK'ye bu saldırıların kutuplaşmayı artırdığına, barış girişimlerine zarar verdiğine dair çağrı yapmak, bir yandan da tezkerelerin çözüm olmadığını bilmek gerek."
Diyarbakır Tabip Odası'nın eski başkanı Necdet İpekyüz, PKK'nin Aktütün Jandarma Karakolu'na saldırısına ve orduya sınır ötesi operasyon yapma izninin uzatılmasına dair bunları söylüyor.
Yağmurdereli: Konuşmaya devam etmek gerek
Türkiye Barış Meclisi çağrıcılarından Eşber Yağmurdereli de bu durumun barış girişimlerinin alanını daralttığı kanısında.
"Konuşmaya devam etmek gerek. Barışı ve demokrasiyi siyasetin gündemine taşımak, demokrasi arayışları önündeki engellerin siyaseten, kitle desteğiyle, toplumun genel ihtiyaçları çerçevesinde çözümlenmesini vurgulamak daha önemli hale geldi."
"Tezkereye hayır demek zorlaştı"
İpekyüz PKK'nin son saldırısından sonra tezkereye hayır demenin, Kürt sorununun şiddetle çözülemeyeceğini gündeme getirmenin zorlaştığını, "herkesin vicdanında bir acının yaratılmış olduğunu" söylüyor ve ekliyor:
"Herkeste, niçin tam bir şeyler konuşulmaya başlamışken bu saldırı oldu, sorusu oluştu. Bu arada, Aktütün karakolunun tekrar tekrar saldırı altında kalmasını incelemek de gerekiyor."
"Kutuplaşma en büyük kaygımız"
İpekyüz bu süreçte "En çok korktuğumuz kutuplaşma" diyor:
"Altınova olayıyla saldırının üst üste gelmesi, herkesi düşünmeye sevk etmeli. Altınova'da da 15, 20 kişi ölebilirdi. Bunların insanların birbirini anlamasında sorun çıkardığını anlamak gerek. Doğru şeyleri söylemenin, barış için söz söylemenin alanını daralttı bu saldırı. Barış Meclisi girişimleri gibi."
"Tezkereyle, kalkınma planıyla çözüm olmuyor"
İpekyüz ne operasyonun ne de AKP hükümetinin açıkladığı kalkınma planının Kürt sorununa çözüm getirebileceğini söylüyor: "Bir yıllık süre doldu. ABD'nin istihbarat desteğine karşın bu tür eylemler oluyor. Çözüm siyasi boyuta ağırlık vererek olur. Sadece GAP planı ve kalkınmayla olmaz. Eşitsizlikler olduğu sürece, birileri daha zengin, birileri daha mutsuz.
"Hükümetin, siyasi partilerin, 'terörle mücadele'ye değil de ne yapabileceklerine dair konsensüs kurması gerek. Hem Altınova'yı hem çatışmaları düşünmeleri gerek. Çünkü çatışmalarda Antep'ten de Diyarbakır'dan da ölen askerler var.
"Siyasi partilerin, TÜSİAD'dan DİSK'e kadar etkin olabilecek bütün kurumların birlikte çalışma yürütmesi gerek. Barış Meclisi gibi bir çaba var. Onların sözlerini görmek gerek.
"Yoksa bu olayı körüklemek, hamasi nutuklarla üzerine gitmek, giderek kutuplaşmayı artıracak."
"Siyasete doğrudan müdahale"
Yağmurdereli de "Şiddetin kim tarafından olursa olsun tırmandırılıyor olması, elbette ki toplumsal barışı arayanlar açısından arzu edilir bir durum değil" diyor.
"Şiddetin toplumun gündelik hayatında olması, barışçı düşünmeyenlerin kullanabilecekleri bir ortama yol açtı. Türkiye'nin demokrasi güçleri siyasete doğrudan müdahale edecek güçte olmadığı için durum olumsuz. Ama elbette barış ve demokrasi talebini yükseltmek gerek." (TK/EÜ)