PKK'in çatı örgütü Koma Civaken Kürdistan (KCK) başkanı Murat Karayılan Fethullah Gülen cemaatinin Kürt meselesinde olumlu rol oynayabileceğini belirterek, "Kürt hareketine yakın gençlik hareketlerinin Gülen cemaatine karşı zorlayıcı tutumlara girmemesini" istedi.
Fırat Haber Ajansı'nın haberine (ANF) göre Karayılan, İmralı'da hapiste bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan'ın cemaate yönelik mesajının önemli olduğunu söyledi.
Öcalan "Tabi biz hiçbir zaman kendilerinin varlığını inkar etmedik, onlardan da bizi inkar etmemelerini bekleriz. Hem kendileri hem biz, gerek Türkiye'de gerek Ortadoğu'da önemli aktörleriz. Kendileri Türkiye'nin hatta Ortadoğu'nun demokratikleşmesinde rol alabilirler" demişti. Öcalan'ın avukatları Zaman yazarı Hüseyin Gülerce'yle görüşmüş, ancak Gülerce ardından "cemaatin sözcüsü olmadığını" söylemişti.
Karayılan özetle şöyle dedi:
* Kürt sorunu Türkiye'nin temel sorunudur. Ortadoğu'nun ve İslam dünyasının da bir sorunudur. Şimdi cemaat de sorunla ilgilidir. Cemaate yakın basın-yayın kuruluşları Kürt özgürlük hareketini tasfiye ederek bu sorunu çözme temelinde soruna yaklaşım geliştirmiş bulunmaktadır. Biz bunun yanlış olduğunu belirtiyoruz.
* Bu açıdan cemaatin hem bu yetersiz, sonuç vermeyen, yanlış politikasını görmesini hem de soruna daha doğru politikalarla yaklaşarak, çözümleyici bir rol oynayabileceğini belirtmek istiyoruz. Gerçekten de dinamik ve aktif bir gücü vardır. Kürt sorununda barışı istemek, halklar arası dostluk ve kardeşliği geliştirmek İslam dininin de ön gördüğü bir şeydir. CHP'nin de, cemaatin de çözüme dönük katkılar yapması ve sorumluluğuna sahip çıkması gerekiyor, daha değişik çevrelerin de aynı sorumlulukla yaklaşması gerekmektedir.
* Bize yakın gençlik hareketlerinin veya daha farklı yurtsever çevrelerin ise önderliğimizin vermiş olduğu mesaj çerçevesinde yaklaşarak, bu cemaatin çevrelerine dönük olumlu bir tutum geliştirmelerinin iyi olacağını düşünüyoruz. Kürt gençlerinin ve değişik grupların zaman zaman bu tür çevrelere dönük yaklaşımlarının zorlayıcı olmaması gerektiğini, en azından karşı tarafa bu konuda şans vermek gerektiğini özellikle belirtmek istiyorum.
* Bu konuda ilgili Kürt kurumlarının da şunu bilmesi gerekiyor; ortada herhangi bir şey yok, fakat biz kendimiz doğru gördüğümüz politikaları uygulamak durumundayız. Önderliğimizin ilettiği mesajlar çerçevesinde süreci ele aldığımızda daha doğru ve yapıcı bir yaklaşımın geliştirilmesi gerektiğini, özellikle bu aşamada önemli buluyoruz. (EÜ)