Askeri Hastane yaptığı kısa resmi açıklamada, miyokart enfarktüsü ve akciğer ödemi şikayetiyle bir hafta önce hastaneye yatırılan Pinochet'nin, 10 Aralık Pazar günü ciddi bir kalp yetmezliğinin ardından öldüğünü belirtti.
Açıklamada eski diktatörün durumunun bu sabah ciddileştiği, kaldırıldığı yoğun bakım ünitesinde yapılan tıbbi müdahalelerin işe yaramadığı bildirildi.
10 Aralık aynı zamanda Uluslararası İnsan Hakları Günü.
UAÖ: Pinochet'nin adaletten kaçışı bütün hükümetlere ders olsun
Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) de yaptığı açıklamada, "Pinochet'nin ölümü Şili tarihindeki en karanlık bölümü kapatmamalı" dedi.
Örgüt, Şili yetkililerini darbecileri ve insan hakları ihlalcilerini koruyan düzenlemeleri kaldırmaya, binlerce kaybedilme, işkence ve yargısız infaz olayına karışan bütün herkesin kovuşturulmasına ve soruşturulmasına izin vermeye çağırdı.
UAÖ, Pinochet'nin ölümünün hem Şili yetkilileri hem de bütün hükümetler için bir uyarı olması, insan hakları suçlarıyla ilgili adaletin hızla gerçekleşmesi gerektiğini belirtti ve ekledi: "Pinochet adaletten kaçmış oldu."
"Bu suçlu cezalandırılamadan öldü"
Başkent Santiago'da Pinochet'nin ölüm haberinden sonra sokaklara dökülen taraftarlarıyla muhalifleri arasında çatışmalar çıktı.
Polis, sevinç gösterileri yapan kalabalıkla, Pinochet'nin yasını tutan gruplar arasındaki çatışmayı durdurabilmek için basınçlı su ve göz yaşartıcı gaz kullandı.
Polisin zaman zaman havaya ateş açtığı olaylar sırasında yaralananlar olduğu belirtiliyor.
Pinochet'nin öldüğü askeri hastanenin önünde toplanan taraftarları ülkeyi "Marksizm'den kurtaran lider"leri için gözyaşı döktü.
Pinochet'yi insan hakları ihlalleriyle suçlayan karşıtları ise sokaklarda dans etti.
1973'te darbe yapan Pinochet, 17 yıl iktidarda kaldı. Bu süre içinde yaklaşık üç bin kişi öldü ya da kayboldu.
İnsan hakları ihlalleriyle ve yolsuzlukla suçlanan Pinochet, sağlık durumunun kötü olması nedeniyle yargılanamadı.
Şili gazetesi La Tercera'ya görüş veren insan hakları savunucusu, avukat Hugo Guiterrez "Beni üzen şey bu suçlunun ceza almadan ölmüş olması. Hükümetin bu durumdaki sorumluluğunun da dikkate alınması gerektiğine inanıyorum" dedi.
Hükümet sözcüsü Ricardo Lagos, Pinochet için devlet töreni yapılmayacağını, ulusal yas ilan edilmeyeceğini, ancak 13 Aralık'ta askeri törenle gömüleceğini, hükümetin askeri tesislerde bayrakların yarıya inmesini onayladığını açkladı.
Her seferinde yargıdan kaçtı
Pinochet öldüğünde dört insan hakları davasında, iki de yasadışı zenginleşme ve yolsuzluk davasında yargılanıyordu. Askeri hastane eski diktatörün 2000 yılından beri sığınağı halindeydi; ceza alma ihtimali ortaya çıktığında yaşlılığıyla ve cezai ehliyetiyle ilgili kendisine adaletten kaçma fırsatı veren tartışmalı raporlarla bu hastaneye kaldırılıyordu.
En son 30 Ekim'de Villa Grimaldi Merkezi'ndeki kaçırılma, işkence ve cinayetlerle ilgili hakkında ev hapsi kararı verilmiş, ancak kasımda kefaletle bu karardan kurtulmuştu. 27 Kasım'da Allende'nin iki koruma görevlisinin 1973'te kaçırılmasıyla ilgili yeniden ev hapsine karar verilmiş, 3 Aralık'ta kalp ameliyatı için hastaneye kaldırılmıştı.
1998'deyse, ameliyat için geldiği Londra'da, insanlığa karşı suçlarla ilgili Pinochet'yi yargılamak isteyen İspanyol yargıç Baltazar Garzon'un çıkardığı tutuklama emriyle tutuklandı. Ancak 503 günlük ev hapsinin ardından, Britanya Başbakanı Tony Blair'in sağlık nedenlerini gerekçe göstererek yaptığı "insani jest"le serbest bırakıldı ve Şili'ye döndü.
Pinochet döneminde 3 bin kişi öldürüldü ve/veya "kaybedildi". 35 bin kişiye işkenceye yapıldı. 800 bin kişi de sürüldü ya da ülkeden kaçmak zorunda kaldı.
Pinochet, 1973'te sosyalist lider Salvador Allende'yi darbeyle devirmiş, bu olay içinse "vatanı komünizmden kurtarmıştı."
Neoliberalizmin "öncüsü" Pinochet
Neoliberal serbest pazar ekonomik modelinin Latin Amerika'ya yerleştirilmesinde "öncü"ydü. Pinochet döneminde kamu zayıflatıldı, kamu kuruluşları özel sektöre komik sayılabilecek bedellerle satıldı. Darbe bu durumu mümkün kılmıştı; çünkü sendikalar ve sol partiler yasadışı ilan edilmişti.
Geçen ay ölen ABD'li ekonomist ve neoliberalizmin ideologlarından Milton Friedman bu uygulamanın mimarıydı; Friedman ve meslektaşı Arnold Harberger, askeri cuntanın danışmanları gibi çalışıyordu.
New York Times, Friedman'ı "cuntanın ekonomi politikasının yolunu aydınlatan ışık" diye nitelerken, köşe yazarı Anthony Lewis, Friedman'ın "şok tedavi"sinin bir model olarak sunulduğu Chicago Üniversitesi'ne ve bunu uygulama taraftarı olan "Chicago Oğlanları"na göndermede bulunarak "Chicago ekonomi teorisinin saf hali Şili'de ancak baskıyla uygulanabiliyorsa, yazarlarının biraz sorumluluk hissetmesi gerekmez mi" diye soruyordu.
Pinochet: Ülkemi her şeyden çok seviyorum
Bu yıl 91. yaşgününder karısı tarafından okunan açıklamada, Pinochet iktidarındaki olaylarla ilgili "siyasi sorumluluğu" üstlendiğini duyurmuş, şöyle demişti:
"Yaşamının sonuna yaklaşırken, kimseye kin beslemediğimi, ülkemi her şeyden çok sevdiğimi açıkça belirtmek istiyorum."
2004'te Pinochet'nin ülke dışına 24 milyon dolar çıkardığı saptanmıştı. (TK)
* Bu haberi Tolga Korkut, BBC, IPS, Prensa Latina ve Counterpunch haberlerinden derledi.