* Fotoğraf: Pixabay
Londra merkezli düşünce kuruluşu Carbon Tracker, bu yıl beşincisi yayımladığı “Hayatta Kalmak için Uyum Sağlamak” başlıklı raporunda, petrol ve doğalgaz sektörüne yatırıma devam etmenin riskleri analiz etti.
Rapora göre, Paris Anlaşması kapsamında üresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırmak için dünyanın borsaya kote (dahil) en büyük 40 şirketin 20’sinin 2030 itibarıyla üretimlerini en az yüzde 50, birçok büyük kaya petrolü üreticisi şirketin ise üretimini yüzde 80 düşürmesi gerekiyor.
Dünyanın borsaya kote en büyük petrol ve doğalgaz şirketlerinin iklim değişikliğini önlemeye yönelik hedeflere uymaması durumunda 1 trilyon dolar kaybetme riski var.
Beş büyük petrol projesine yatırım
Geçen yıl küresel salgın nedeniyle petrol fiyatlarının düştüğü dönemde şirketler beş büyük petrol projesine yatırım yaptı.
ExxonMobil’in Guyana’daki 5,5 milyar dolarlık Payara ve 1,8 milyar dolarlık Pacora petrol sahaları, Petrobras’ın Brezilya’daki 4 milyar dolarlık Itapu sahası, Woodside şirketinin Senegal’daki 3,9 milyar dolarlık Sangomar sahası ile Petrobras, Shell ve Total’in Brezilya’daki 2,7 milyar dolarlık Mero 3 sahaları bu projeler arasında yer aldı.
Raporda, iklim değişikliğine yönelik hedeflere uyulmaması durumunda ConocoPhilips ve ExxonMobil’in en fazla kaybeden şirketler olacağı değerlendiriliyor.
Buna rağmen söz konusu şirketler 1,5 derece hedefiyle uyumsuz büyük projelere yatırım yapmaya devam ediyor. Bunlar arasında daha önce “sıfır emisyon” hedefleri belirleyen şirketler de yer alıyor.
Gelirde kayıp tahmini
Bu şirketlerden sadece BP, Eni, Total Energies ve Shell’in gelecek yıllarda petrol üretimini azaltma planı bulunuyor. BP gaz üretimini azaltmayı taahhüt ederken Shell ve Eni artırmayı planlıyor.
Petrol talebinin ikim değişikliğiyle mücadele politikaları ve temiz enerji teknolojilerin hızla büyümesi neticesinde giderek azalması ve petrol fiyatlarının da düşerek bu şirketlerin gelirlerini etkileyeceği öngörülüyor.
1 milyon dolarlık kayıp
Şirketlerin iş modellerini mevcut haliyle devam ettirmeleri durumunda 1 trilyon doların üzerinde ekonomik kayıpla karşılaşma ve yatırımlarının düşük karbon dünyasında atıl varlık haline gelme riski bulunuyor. Bu rakamın 490 milyar doları kaya petrolü projelerini, 200 milyar doları ise derin deniz projelerini kapsıyor.
ConocoPhilips’in portföyünün yüzde 88’inin, ExxonMobil’in yüzde 80’inin, Chevron’un yüzde 60’ının, Shell’in yüzde 53’ünün, BP’nin yüzde 40’ının, TotalEnergies’in yüzde 39’unun ve Eni’nin yüzde 25’inin gelecek yıllarda atıl kalma ihtimali bulunuyor.
“Şirketler bahis oynuyor”
Carbon Tracker Petrol, Gaz ve Maden Birimi Yöneticisi Mike Coffin, petrol ve doğalgaz şirketlerinin iklim değişikliğini önlemeye yönelik küresel çabaların başarısına karşı bahis oynadığını belirterek şunları söylüyor:
“Eğer bu şirketler iş planlarını olduğu gibi devam ettirirlerse düşük karbon ekonomisinde rekabetçi olamayacak projelerde bir trilyon dolardan fazla yatırımı kaybedecek.”
Fosil yakıtlar ve iklim krizi
Paris Anlaşması hedeflerini karşılamak ve küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlandırabilmek için, ülkelerin kolektif bir şekilde on yıl içinde fosil yakıt üretimini (kömür- yüzde 11, petrol- yüzde 4, doğalgaz-yüzde 3) küresel ölçekte yıllık yüzde 6 azaltması gerekiyor.
Ancak, 57 ülke ve AB'nin iklim değişikliği konusundaki performanslarını değerlendiren İklim Değişikliği Performans Endeksi 2021'e göre, ülkelerin hiçbiri, Paris Anlaşması hedefleriyle uyumlu bir yol izlemiyor.
Yine BM Çevre Programı ile IISD, Denizaşırı Kalkınma Enstitüsü, İklim Analitiği ve CICERO gibi diğer büyük araştırmacılar tarafından hazırlanan “Üretim Açığı Raporu”nun 2020 verilerine göre de dünyadaki toplam fosil yakıt üretimi küresel ısınmayı 1,5°C sınırının altında tutmak için gereken seviyeye yakın değil.
Suudi Arabistan, Rusya ve ABD gibi önde gelen ihracatçıların üretimi daha da hızlı bir şekilde azaltması gerek. Ancak bunun yerine ülkeler, fosil yakıt üretiminde yıllık yüzde 2'lik bir artışa doğru ilerliyor.
Öte yandan, Leeds Üniversitesi'nde gerçekleştirilen bir çalışmaya göre, emisyon azaltımının hızla ve keskin şekilde gerçekleştirildiği senaryo, fosil yakıtlara bağımlı olan ve "ortalama" olarak değerlendirilebilecek gelecek senaryosuyla kıyaslandığında, yaşanan ısınma seviyesinden daha fazlasını yaşama riskini 13 kat azaltıyor. Fosil yakıtların yoğun şekilde sürdüğü gelecek senaryosu ise, önümüzdeki 20 yıl içerisinde sıcaklıkların 1 ila 1,5°C artabileceğini gösteriyor. Bu durum, Paris Anlaşması’nda belirlenen sıcaklık artışı sınırlandırmasının 2050 yılından çok önce aşılması anlamına geliyor.
(TP)
Kaynak: İklim Haber