Kayahan Kaya'nın ilk kısa animasyon filmi Peşimdeki Polis, 2021 yılı içinde ulusal ve uluslararası pek çok film festivalinin seçkisinde yer alarak izleyiciyle buluştu.
Kayahan Kaya Yunanistan'dan Şili'ye, Portekiz'den ABD'ye farklı kültürlerden izleyicilerin ve jürilerin beğenisini toplayan filmi Peşimdeki Polis hakkındaki sorularımızı yanıtladı.
Politik çekişmelerin, yasakların ve bunların beraberinde getirdiği baskıların "sıradan" insanlar üzerindeki ikincil etkileri beni hep düşünmeye ve üzerinde çalışmaya itmiştir.
*Fotoğraf: Evren Özesen.
Filminizde geçen hikaye gerçek bir hikaye midir yoksa siz mi kurguladınız?
Hikaye M. Şeref Özsoy'un "Kanık'sadığım Biri Orhan Veli" kitabındaki, "Orhan Veli'nin Peşindeki Polis" bölümünden alındı aslında.
Şeref Bey'in araştırmalarına göre dönemin dergilerinde bu olaydan bahsedildiği görülüyor.
Film için hikayeyi senaryolaştırdım. Bunu yaparken akış, olay döngüsü ve diyaloglarda ana hikayeye sadık kalmaya çalıştım.
Yasakların ikincil etkileri
Pesimdeki Polis'te Orhan Veli'yi ve ona ulaşmaya çalışan genç bir şairi merkeze alan bir hikaye anlatıyorsunuz. Orhan Veli'ye özel bir ilginiz mi var yoksa burada sizi çeken hikaye mi oldu?
Orhan Veli kendi seçimimle okuduğum ilk şairdir. İlkokul çağında ablamın kitaplığından Orhan Veli'nin "Bütün şiirleri" kitabını almıştım. Şiirlerin kendine has mizahı ve yalınlığı çok hoşuma gitmişti.
Kitabı geri vermemiştim tabii bir daha. Çok yakın zamanda kitabı ablamın kızına iade ettim. Bir nevi devir teslim töreni oldu aramızda.
Orhan Veli'yi çok sevdiğimden hakkında çıkan her yazıyı takip etmeye çalışıyordum, "Kanık'sadığım biri Orhan Veli" kitabı elime geçtiğinde ve bu hikayeyi okuduğumda film kafamda canlanmaya başladı.
Nasıl yaparım diye düşünmeden Şeref Bey'e ulaştım ve hikayeyi kullanmak için izin istedim. İzni ve ilgisi için kendisine buradan tekrar çok teşekkür ediyorum.
Hikayenin odağında Orhan Veli'den ziyade ona şiirlerini okutmak isteyen genç şair var. Sanırım asıl ilgimi çeken bu oldu.
Politik çekişmelerin, yasakların ve bunların beraberinde getirdiği baskıların "sıradan" insanlar üzerindeki ikincil etkileri beni hep düşünmeye ve üzerinde çalışmaya itmiştir. Filmde bu durumu görünür kılmaya çalıştım.
"Mekanlarda dönemsel tutarlılık gözetmedim"
Filmde İstanbul'un çeşitli mekanlarını görüyoruz, bu mekanları gorsellestirirken ne gibi kaynaklardan yararlandınız?
Hikayede bahsi geçen iki önemli mekan var. Biri Lambo'nun Yeri diğeri Caddebostan Plajı. Görsel kaynakları taramanın dışında bu iki mekan hakkında olabildiğince bilgi toplamaya çalıştım.
Dönemin atmosferini daha iyi anlamak için 1950 yılına ait yerli filmleri izlerken; Sadri Alışık ve Vahi Öz'ün oynadığı "İstanbul Geceleri" filminde "Lambo'nun Yeri"ne rastladım. Lambo'yu ve arkasında durduğu tezgahı bu filmden referans alarak çizdim.
Sadri Alışık mekanın müdavimlerindenmiş zaten. Lambo'nun Meyhanesi döneminin önemli buluşma merkezlerinden biriymiş. Bir çok sanatçı burada toplanırmış.
Dönemsel olarak tutarlılık göz etmeden filmin meyhane sahnesinde Abidin Dino, Sait Faik Abasıyanık, Edip Cansever, Mina Urgan, Mücap Ofluoğlu, Sadri Alışık, Özdemir Asaf, Piyangocu Simon, Sait Maden ve Mim Uykusuz'u çizdim. Araya bir kaç arkadaşımı da koydum.
"Pandemi ile birlikte yoğunlaştım"
Pandemi sebebiyle yaşadığımız kısıtlamalar pek çok alanda hayatı durma noktasına getirdi. Kolektif çalışmalardan çok, daha bireysel üretimlerin ağır bastığı sanat dallarında eğer sanatçının sosyal ve ekonomik ortamı da uygunsa bu "durma" halinin bir çeşit "üretim patlaması"na dönüşebildiğini gözlemledik. Pandemi süreci bu anlamda sizi ve Pesimdeki Polis'i nasıl etkiledi?
Pandemi döneminde evden çalışan şanslı azınlıktandım. Kaygan mesai saatlerimin dışında kalan zamanda çalışarak filmi bitirme imkanı buldum.
Filmi düşünmeye başlamam, senaryolaştırmam, araştırma yapmam ve ilk çizimleri bitirmem pandemiden önceydi. Ancak pandemi ile birlikte işe yoğunlaştım diyebilirim. Araya pandemi girmeseydi belki de bu kadar çabuk bitmeyecekti.
Bu süreç kimi alanlarda üretimi artırırken, yaratılan eserlerle izleyicilerin buluşabilmesi konusu da durumdan olumsuz anlamda etkileniyor. Çevrimiçi oturumların, toplantıların, jürilerin ve gösterimlerin izleyicileri ve yaratıcıları ne derece tatmin ettiğini düşünüyorsunuz?
Filme başlarken birgün bunu sinema salonunda izleyeceğim motivasyonu vardı. Ocak ayında filmi bitirdim ve festivallere yolladım.
Pek çok çevrim içi festivalde gösterilse de filmimi ilk kez geçen ay Adana Altın Koza Film Festivali'nde ve ikinci kez geçtiğimiz günlerde Ankara'da Engelsiz Filmler Festivali'nde sinema salonunda izleme şansını bulabildim.
Filmin festivallerde çevrim içi gösterim seçkisine girdiği bilgisi geldikten sonra bu sevinci kendi kendime yaşıyorum. Bir iki gün sonra etkisi geçiyor zaten.
Bu iki gösterim dışında izleyicilerle ve diğer filmcilerle konuşamamak, tanışamamak benim açımdan pandeminin en kötü tarafı oldu.
Pesimdeki Polis, pek çok ulusal ve uluslararası festivalde gösterime layık görüldü. Bu festivaller arasında sizin için daha özel olanı var mı? Ya da filminizi göndermenize rağmen gösterim almayıp içinizde kalan bir festival oldu mu?
Her festival ulaştığı kitle, verilen emek ve kültürel katkı nedeniyle benim için önemli. İKSV İstanbul Film Festivali'nde "Peşimdeki Polis"in gösterime girmesini isterdim.
Filmlerinizi yaparken bir ekiple mi yoksa tüm süreçte yalnız mı çalışıyorsunuz?
Bu filmin animasyonunu yaparken yalnız çalıştım, tüm çizimler ve animasyon bana ait. Seslendirme, ses efektleri ve müzik konusunda yardım aldım. Diğer çalışmalarda belli bir ekiple çalışıyorum.
"Müziklerle bambaşka bir yere gitti"
Peşimdeki Polis'in müziklerinde Derya Türkan imzasını görüyoruz. Kendisiyle nasıl bir araya geldiniz?
Filmi belli bir aşamaya getirdiğimde müziklerinin filmin atmosferine uyacağını düşündüğüm Derya Türkan'a sosyal medya üzerinden ulaştım.
Filmin senaryosunu ve o zamana kadar yaptığım sahneleri kendisine ilettim. Buradan kendisine tekrar teşekkür ederim, film için bana 3 ayrı şarkısını önerdi. Filmde önerdiği şarkıların ikisini kullandım. Bu müziklerle bence film bambaşka bir yere gitti.
Şu anda üzerinde çalıştığınız başka bir film var mı?
Peşimdeki Polis üzerinde çalışırken bir yandan da kendi yazdığım hikayelerden birini senaryolaştırdım.
Görsel referanslar, karakter tasarımları ve seslendirmeleri bitti. Peşimdeki Polis'I yaparken deneyimlediğim doğrular ve hatalardan sonra ikinci filmi daha hızlı bir şekilde üretmeyi planlıyorum.
(EE/PT)