Fotoğraf: Juliaca katliamında öldürülen 7 kişinin tabutları/AFP
Gonzalo Banda'nın makalesi Americas Quarterly'nin 12 Ocak internet baskısından çevrilmiştir.
Puno, Cusco ve Apurímac bölge valileri, Bolivya sınırındaki Juliaca kentinde 17 sivilin polis tarafından öldürüldüğü ve bir polisin devriye arabasında yakıldığı 9 Ocak'tan bu yana kamuoyuna açıklama yapmayan Başkan Dina Boluarte'nin istifasını istedi. Peru'da kitlesel protesto dalgasının başladığı 7 Aralık 2022'den bu yana öldürülenlerin sayısı 47'ye yükseldi.
12 Ocak sabahı, Arequipa'daki Andrés Avelino Cáceres pazarında dükkan sahipleri, Juliaca'daki katliama karşı dayanışma ve Boluarte hükümetini protesto için dükkanlarını kapattılar. Arequipa'ya erişim yolları kapalı. Peru'nun güneyindeki gösteriler durmadı. 11 Ocak'ta Cusco'da ilk gösterici, bir köylü örgütünün başkanı Remo Candia can verdi.
Vahşet
Son birkaç haftada Peru istikrarsızlıktan vahşete yöneldi. Pedro Castillo'nun 7 Aralık 2022'de Kongre'yi feshe yönelik başarısız girişiminin ardından görevden alınmasından bu yana süre giden protestolar tırmandı.
Huzursuzluk ve baskının gerisinde, siyasal entrikaların merkezi Lima'yla Yerli nüfusun yoğunlaştığı ülkenin kırsal ve yoksul bölgelerindeki kamuoyu duyarlılığı arasındaki kopukluk ve otoriterlik peşinde koşanlara fırsatlar sunan yıpranmış toplumsal doku var.
Castillo'nun görevden alınmasından sonra Peru tarihindeki ilk kadın devlet başkanı olan Dina Boluarte, hızla selefinin görev süresinin sona ereceği 2026'ya kadar görevde kalma niyetini açıklamıştı.
Peru'nun en antipatik devlet kurumu olan Kongre, görevde daha uzun süre kalmayı ve pahalı bir seçim kampanyasını öteleme umuduyla onu destekledi.
Boluarte: Yerli köylülerin gözündeki "hain"
Ancak Boluarte ve Kongre, seçimleri öne almamaya yönelik kararlarının, yolsuzluk ve beceriksizlikle suçlanan ancak suçlamaları kabul etmeyen eski Başkan Castillo'yla güçlü bir gönül bağı olan kırsal nüfusun büyük bölümünce ihanet olarak yorumlanacağını idrak edememişlerdi.
Boluarte, 2021'de Peru'nun güneyi de dahil, kırsal alanların desteğiyle solcu Perú Libre (Özgür Peru) listesinden Castillo'nun başkan yardımcısı olarak seçilmişti. Ancak Ocak 2022'de Perú Libre'den ihraç edilmiş ve Kongre'deki diğer sol gruplarla da arası açılmıştı. Şimdi, arkasında bir ittifak olmaksızın, sola düşman bir Kongre'yle baş başa kalmış, sağın desteğine muhtaç bir başkan olarak görünüyor.
Pedro Castillo da Perú Libre'den kopmasına karşın görevde kalmayı başarabilmiş olmasını yoksul Cajamarca bölgesinden bir öğretmen olarak Andların birçok bölgesinde halkın gözünde güçlü bir simgesel değere taşımsına borçluydu. Boluarte göreve başlarken yaptığı konuşmada bu halk kesimlerinin çıkarlarının güvenceye alınması talebine karşılık vermek yerine, sağcı Kongre'nin desteğini almayı gözetmişti.
Ayacucho'da ordu katliamı
Peru'nun güneyindeki birçok kişi için mesaj açıktı: Boluarte sadece Başkanlık koltuğuna yapışmak istiyor görünmekle kalmadı, aynı zamanda And yerlilerine de ihanet etmiş sayıldı. Protestocular öfkelerini Ayacucho, Arequipa, Apurímac, Cusco ve Puno'da dile getirdiler. Boluarte, 11 Aralık'ta, Apurímac'taki iki ölümden sonra seçimleri Nisan 2024'e çekmeyi önererek geri adım atmış olsa da ok yaydan çıkmıştı. Şiddet ve baskı tırmandı. 1980'lerde gerillalar ve ordunun yol açtığı ölümlerin izlerinin kolektif hafızada hala taze olduğu Ayacucho'da, 15 Aralık'ta ordunun eliyle alınan yedi can Yerliler için özellikle özellikle acı oldu.
Juliaca katliamı
diyalogun yolunu kapattı
Noel ve yılbaşı tatilleri dolayısıyla verilen zorunlu aranın ardından Ocak'ta yeniden canlanan gösteriler, 9 Ocak'ta protestocuların Juliaca hava limanına el koyma girişimi sonrasında acımasız bir baskıyla karşılaştı. Peru'nun güneyindeki huzursuzluğun kökleri derinde. Bölge seçmenlerinin önceki başkanlar Ollanta Humala, Verónika Mendoza ve Pedro Castillo gibi şahsiyetlere verdiği destekle ifade ettikleri bölgeye özgü siyasi talepleri, uzun yıllardır arka planda tutularak çürütülüyor.
Protestocuların acil talepleri arasında maden çıkarımının yönetimi veya servetin dağılımı gibi daha geniş sosyal meseleler, yer almıyor. Protestocuların büyük çoğunluğu, çoğu erken genel seçimler, Dina Boluarte'nin istifası ve Kongre'nin kapatılmasını talep ediyor. Bazıları da yeni bir anayasa için bir kurucu meclis talep ediyor.
Bu arada, Lima'da, Başbakan Alberto Otárola, protestolara karşı sertlikten yana bir çizgi izleyerek destek kazanmaya çalışıyor. Kongre'deki konuşmasında, demokrasiyi "ne pahasına olursa olsun" savunma sözü verdi ve ölümlerin siyasi sorumluluğunu almaktan kaçındı.
Geçmiş hükümetlerde, örneğin 2002 ve 2009'da protestocuların ölümleri Kabinelerin istifasına neden olurken, şu ana kadar hiçbiri olmadı. Kongre, toplumsal kargaşayı yatıştırmak üzere geri adım atmaya ve genel seçimleri öne çekmeye isteksiz görünüyor.
Boluarte hükümeti ve Başbakan Otárola mağdurlar için bir destek ve tazminat programı ortaya koymak üzere bir komisyon atandığını açıkladı.
Ancak Puno'da öldürülenlerin tabutlarının taşındığı büyük cenaze törenlerinde, göstericilerin hükümet iktidarda kaldığı sürece diyaloga yönelmeyeceklerini gösterdi.
Bu arada, Kongre, parlamento seçimlerinin yenilenmesi gibi halkın gözünde değer taşımayan reform çabalarını uzman tavsiyelerine dayanarak sürüdürmekle uğraşırken protestolar çoğalarak sürecek gibi görünüyor.
Peru krizinin oluşumu
Peru daha da istikrarsızlaştıkça, Peru siyaseti parçalanmaya devam ediyor. Ülke bir süredir işlevsel siyasi partiler olmadan işliyordu, ancak durum daha da kötüleşti: Peru artık sadece partilerden değil, aynı zamanda etkili bir şekilde yönetebilen, popüler enerjileri kanalize edebilen ve köprüler kurabilen güvenilir politikacılardan da yoksun.
Krizin henüz dibe vurmamasının bir nedeni, ekonominin her şeye rağmen hayatta kalması. Merkez Bankası'nın bağımsızlığı sürüyor. Önceki teknokratik hükümetler ülkeyi ekonomik büyüme yönünde otopilotta götürüyorlardı. Ancak bunun dezavantajları oldu. Peru, siyasi krizlere ekonomik krizlerden daha açık kaldı. 1990'ların liberal reformları, özellikle sağlık, eğitim ve ademi merkeziyetçilik alanlarında yarım kaldı. Pandemi, Peru devletinin ihtiyaç olduğunda yurttaşlarına yardım yeteneğinin ne kadar zayıf olduğunu ortaya koydu. Milyonlarca Perulu geçimini kayıt dışı çalışma veya yasadışı madencilik ve kaçakçılık yoluyla sağlıyor.
Peru yönetilemezliğe savruluyor. 1990'lardaki kaosun beslediği düzeni yeniden sağlama umudu otoriter Alberto Fujimori'nin yükselişine izin vermişti. 2001'den bu yana, demokrasi, temellerinin sağlamlığından çok onu tahrip eden politikacıların beceriksizliği sayesinde ömrünü uzatabildi. Ya bir sonraki otoriter lider o kadar beceriksiz çıkmazsa? Boluarte hükümeti, Lima'da ve Peru'nun kurulu düzen güçleri arasında demir yumruklu politikalara beslenen arzuyu yansıtıyor.
Durumdan vazife çıkartan yetkin, otoriter bir şahsiyetin zuhur edip etmeyeceğini zaman gösterecek.
(AEK)