Özgür Gelecek Gazetesi, Bakırköy Cezaevi’nde tutulan ve çölyak hastası olan muhabirleri Perihan Sevda Erkılınç’ın serbest bırakılması talebiyle İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesinde basın açıklaması yaptı.
Açıklamanın yapıldığı salona, “Gazetecilik suç değildir! Perihan Sevda Erkılınç serbest bırakılsın! Özgür basın susturulamaz!” pankartı asıldı. Çok sayıda gazeteci, meslek örgütü temsilcisi ve insan hakları savunucusu etkinliğe katıldı.
Açıklama öncesinde söz alan Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) üyesi Semra Pelek, Perihan Sevda Erkılınç’ın dosyasında suç unsuru oluşturacak herhangi bir delil bulunmadığını belirterek dayanışma çağrısında bulundu.
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) üyesi Reyhan Hacıoğlu ise Özgür Basın’a yönelik saldırılara dikkat çekerek, “Gazetecilik kriminalize ediliyor. Mesleğimiz için ortak mücadeleyi büyütmeliyiz” dedi.
“Gazetecilere Yönelik Baskılar Derinleşiyor”
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) üyesi Yadigar Aygün, cezaevlerinde en az 40 gazetecinin tutuklu bulunduğunu vurguladı.
Aygün, “Geçtiğimiz ay ETHA muhabiri Ebru Yiğit 17 yıl ceza aldı. Ekim sonunda Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Diren Yurtsever ve Jinnews Haber Müdürü Öznur Değer’in de aralarında bulunduğu 7 gazeteciye verilen 6 yıl 3 ay hapis cezası onaylandı. Bu tablo, yargının gazeteciler üzerindeki baskısının boyutunu gösteriyor” dedi.
Cumartesi Anneleri’nden Hanife Yıldız ise, “Basın susturuluyorsa, hukuktan ve demokrasiden bahsedilemez. Basın bizim yanımızda, biz de onların yanında olacağız" dedi.
“Sağlık Hakkı İhlali Cezalandırma Aracına Dönüştü”
Basın açıklamasını okuyan Özgür Gelecek Gazetesi muhabiri Yusuf Çelik, Perihan Sevda Erkılınç’ın 1 Mayıs öncesi yapılan operasyonlar kapsamında 29 Nisan’da gözaltına alındığını ve 2 Mayıs’ta tutuklandığını hatırlattı.
Çelik, “Meslektaşımızın tutukluluğu, basına yönelik baskıların bir uzantısıdır. Savunma hakkı ihlal edilmiş, hukuki süreç çarpıtılmıştır,” dedi.
Erkılınç’ın çölyak ve astım hastası olmasına rağmen cezaevinde uzun süre diyet yemek ve ilaçlara erişim hakkından mahrum bırakıldığını belirten Çelik, “Sağlık hakkının engellenmesi, ihmalkârlık değil, cezalandırma amacı taşıyan politik bir uygulamadır,” ifadelerini kullandı.
Çelik, kelepçeli muayeneyi reddettiği için Erkılınç hakkında yeni soruşturmalar açıldığını da açıkladı:
“Sağlık hakkı insan onurunun temelidir; ihlali asla kabul edilemez.”
DFG’nin raporuna göre, Ekim ayında gazetecilere yönelik baskılar zirveye ulaştı.
Raporda, gazeteci Hakan Tosun’un darp sonucu yaşamını yitirmesi, 5 gazetecinin saldırıya uğraması, 15 gazetecinin haber takibinin engellenmesi ve çok sayıda medya kuruluşuna yönelik sansür uygulamaları yer aldı.
Çelik, “TELE 1’e kayyum atanması, özgür basına yönelik saldırıların bir diğer örneğidir. Rojin Kabaiş’in ölümüyle ilgili haberlerin engellenmesi, sansürün boyutunu gösteriyor,” dedi.
“Perihan Sevda Erkılınç, işçilerin, emekçilerin, kadınların, lubunyaların ve politik tutsakların sesi olmuştur. Yoksulluğu, sömürüyü ve devlet şiddetini görünür kılma çabası bugün cezalandırılıyor.
Ama hakikatin sesi susturulamaz!”
Talepler

Gazeteciler, yarın saat 10.45’te İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek duruşmaya katılım çağrısı yaptı ve taleplerini şöyle sıraladı:
· Perihan Sevda Erkılınç derhal serbest bırakılmalıdır.
· Basın özgürlüğüne yönelik baskı ve cezalandırma politikaları son bulmalıdır.
· Hasta tutukluların yaşam ve sağlık hakkı güvence altına alınmalı ve serbest bırakılmalıdır.
Açıklama, “Özgür Basın Susturulamaz, Gazetecilik Suç Değildir, Perihan Sevda Erkılınç Yalnız Değildir” sloganlarıyla son buldu.
(EMK)





