Bingöl’de bir grup öğrenci, öğretmen, işçi ve gazetecinin bir araya gelerek çıkardıkları Pepuk dergisinin 5. sayısının hazırlıkları sürüyor. 5. sayıda Metin Altıok dosyasıyla okurlarının karşısına çıkacak dergi, daha önce Kürt müziğinin sevilen isimlerinden Ayşe Şan ile Rençber Eziz’i kapağına taşımıştı.
Pepuk dergisi 1 Ocak 2017’de, “Sokağın selamı var!” sloganıyla okurlarıyla buluştu. Üç aylık periyodlarla çıkan derginin yazar kadrosunun neredeyse tamamı, daha önce hiçbir yere yazmamış, amatör kişilerden oluşuyor. Yazarlar Bingöl’e dair anılarını, hikayelerini, sevdikleri sözleri ve şiirleri okurlarıyla paylaşıyor ve dergide; karikatür, yerel dilde burçların yorumu, Bingöl’ün bilinmeyen sokaklarının hikayeleri yer alıyor.
Öte yandan dergide Bingöl’de halkın sevdiği kahvehanecisinden ayakkabı boyacısına, hamalından yerel müzisyenine, şehrin delisinden şairine kadar birçok kişiyle yapılan röportajlar dergide yer alıyor ve özel haber olarak okurlarıyla paylaşılıyor.
Pepuk isminin anlamı
Dergi ekibinin en uzun tartışmasını isim konusu oluşturuyor. Yapılan uzun tartışmaların ardından “pepuk” isminde karar kılınıyor. Pepuk’un kelime anlamı guguk kuşudur. Bölgede çok bilinen bir hikayesi vardır; rivayete göre bir kız kardeş ile erkek kardeşin kenger yeme tartışması üzerinden başlayan dramatik bir hikayedir.
Metin Altıok özel sayısı
Sivas Katliamı’nda yaşamını yitiren şair Metin Altıok, Bingöl için önemli bir isim. Şair, yıllarca Bingöl merkezde ve daha sonra sürgün olarak gittiği Bingöl’ün Genç ilçesinde felsefe öğretmenliği yaptı. Bingöl’de birçok olaya tanık olan şair, aynı zamanda şiirlerinin büyük bölümünü de burada kaleme alıyor. Altıok’un hayat hikayesi, Bingöllülerin Altıok’la ilgili anıları ve kızı Zeynep’e (CHP İzmir Mv. Zeynep Altıok) gönderdiği mektuplar bu sayıda yer alacak.
Şaire göre Bingöl halkı, kendisine değer veriyor ve halkın diğer öğretmenlere olan yaklaşımlarının kendisinde çok farklı olduğunu belirtiyor. Şair bu düşüncesini şöyle yorumluyor: “Beni hala düşündüren şey, Bingöl’de gördüğüm şair muamelesini başka yerde görmediğimdir.”
“Olağanın dışında bir şeylerin yapılması lazımdı”
Derginin genel yayın yönetmeni ve yazarı Faruk Aksin, derginin eli ayağı. Tüm işlere o koşuşturuyor. Haberlerin toparlanmasından, çıkacak sayının konusuna, mizanpajından dağıtıma kadar her şey onun sayesinde yoluna giriyor.
Aksin’e göre Bingöl’de edebi ve kültürel bir çalışma gerekiyordu. Yıllardır Bingöl’de var olanın dışına çıkılmadığını ve halkın bu durumu benimsediğini söyleyerek, şunları ifade ediyor: “Çünkü Bingöl için olağanın dışında bir şeylerin yapılması ve şehrin kültürünün ele alınması gerekiyordu. Bingöl’de dergi kültürü zayıf bir durumda ve uzun soluklu dergi çalışması hiç olmamış.”
Sokak kültürünün önemli olduğunun altını çizen Faruk Aksin, bu alanın doldurulması ve bu alanla ilgili doğru çalışmaların yapılması gerektiğini ifade ediyor. Sokağın, yaşamın kendisi olduğunu da belirten yazar, “Aslında sokak kavramı çok geniş bir kavramdır. Tarz olarak ele aldığımızda gayet kapsayıcıdır. Sokağa baktığımızda kültür, sanat, edebiyat, folklor; yani içine sığdırılabilir fazlaca olay barındırıyor. Sokak Edebiyatı da sokağın dili, kültürü ve yaşam tarzını ifade ediyor” diyor.
“Kültür koruyuculuğu misyonu var”
Derginin yazarlarından Elif Aydoğdu da ilk defa Pepuk’ta yazma fırsatı yakalıyor. Bir felsefeci olarak; evrensel konuları kültürünün ve sokağının diliyle yazdığını söyleyen Aydoğdu, “Bu yüzden okurlar yazılarımda, elinde tandır ekmeği ile varoluşsal sancılar çeken kahramanlara rastlayacaklardır” diyor. Yıkımın hakim olduğu bir kültürde böylesi ürünlerin önemli olduğunu ifade eden yazar, Pepuk gibi işlerin kültür koruyuculuğu bağlamında önemli misyonunun olduğunu hatırlatıyor.
“Bir güzellik yaptık, diyoruz hep beraber”
Aydoğdu da, tıpkı Aksin gibi dergiye yönelik tepkilerin olumlu olduğunu belirterek, “Gelen yapıcı eleştirilerle her sayıda biraz daha renklendik ama olumsuz ve yıkıcı tarzdaki eleştirilerle de beşerin ‘bilinmeyene olan korkusuna’ tekrar tekrar tanık olduk” ifadelerini kullanıyor. En güzel tepkileri ‘yaşı geçkince, fakat gençliği baki kalmış ümitvari’ insanlardan aldığını söyleyen yazar, sözlerini şöyle tamamlıyor:
“Sanırım yıkmak yerine yapmanın yüceliğini onlar daha iyi anlıyorlar. Genç arkadaşlar modanın gereği olarak yersiz yergilerle ‘havalı’ imajı çizmek adına güzel olana kara çalma gafletine düşebiliyorlar. Tüm bunların içinde ben her daim çok güzel geri dönüşler aldım. Kimi zaman sosyal medyadan ‘yufka yürekli okurlar’, yazılarımda altını çizdikleri cümleleri fotoğraflayıp paylaşıyorlar. O zaman evet! Bir güzellik yaptık diyoruz hep beraber...” (AÖ/EA)
ADEM ÖZGÜR'DEN DERGİLERİN DİLLERİ YAZI DİZİSİ
1- Bîrnebûn: 20 Yıllık Yayıncılık Mücadelesi
3- Hemşenli Ermenilerin Dergisi: Hamşetsu Gor