PEN Norveç örgütü Türkiye: Gölgeler Altında İfade Özgürlüğü (Turkey: Freedom of Expression Under A Shadow) başlıklı özel bir rapor hazırladı.
60 sayfalık raporda hapis gazeteci ve yazarlar, ifade özgürlüğü ihlalleri, son on yıla bakış, yargı sistemi ve yasaların ifade özgürlüğü üzerindeki etkisi, oto-sansür, medya ve iş dünyası, internet ve sosyal medya üzerindeki baskılar, Uluslararası PEN hayatinin Türkiye ziyaretinin ardından iki yılda gerçekleşen değişiklikler, etnik ve dini azınlıklarla her cinsel yönelime sahip kesimin ifade özgürlüğü, nefret söylemi, din ve ifade özgürlüğü konularına dair veriler yer alıyor.
Schoulgin: Sansür hiç bu kadar dillendirilmemişti
Raporun editöryel önsözünü kaleme alan Uluslararası PEN Başkan Yardımcısı Egene Schoulgin Türkiye’deki ifade özgürlüğünü takip ettiği ilk on yıl boyunca muhalif, özellikle de Kürt olan gazeteci, yazar ve entellektüellerin absürd sebeplerle hapsedildiğini ifade ediyor.
“Türkiye artık her zamankinden daha da karmaşık” diyen Schoulgin askeri baskı gerilese de yargısal sorunların devam ettiğini, terörle mücadele kanunun hala yöneticilere “saçma sapan ağır cezalar verme yetkisi” tanıdığını söylüyor.
“Bugün (Türkiye ziyaretinden) iki yıl sonra Türkiye’deki durum iyice değişti. Türkiye’nin artık yeni bir Cumhurbaşkan’ı var. 2012’de cezaevinde olan yazarların çoğu artık özgür, birçoğununsa davası devam ediyor. Bu, durumun aslında pek de değişmediğinin göstergesi. Hepsinin üstünde Demokles’in Kılıcı sallanıyor.
“Ve Türkiye’de yaşadığım sekiz yıl boyunca hiçbir zaman gazeteci ve yazarlardan sansür korkusuyla ilgili bu kadar çok geri dönüm aldığımı hatırlamıyorum.”
Raporda ne var?
PEN Norveç’in hazırladığı rapor özetle şöyle:
* Rapor için İstanbul, Diyarbakır ve Londra’da 57 gazeteci, yazar ve aktivistle 38 görüşme yapıldı.
* Hapis gazeteci ve yazar sayısında düşüş olmakla birlikte yargılananların sayısında bir düşüş yaşanmadı.
* Katılımcılar yazıları ve politik faaliyetleri sebebiyle fiziksel saldırıya, cezalandırılmaya, medyanın düşmanlığına, ailevi sorunlara ve mali soruşturmalara uğramaktan korkuyorlar.
* “Türkiye’nin ifade özgürlüğünü 1 puanla 10 puan arasında değerlendirir misiniz?” sorusuna cevap veren 31 kişinin yüzde 74’ü ifade özgürlüğünü zayıf buluyor ya da tatmin edici bulmuyor.
* Raporun “Hiç oto-sansür uyguladınız mı?” sorusuna cevap veren 26 katılımcıdan 16’sı Evet derken 10’u hayır diyor.
2012’den bu yana ne değişti?
* Uluslararası PEN’in Hapisteki Yazarlar Komitesi’nin verilerine göre 2013 yılında 76 gazeteci ve yazar Terörle Mücadele Kanunu gerekçesiyle hapsedildi ve cezalandırıldı. Bu sayı Eylül 2013 itibariyle 20’ye düştü.
* 2012’de hapsedilen yazar ve gazetecilerin yüzde 70’i Kürt’tü. Bugünse aralarında 36 gazetecinin de olduğu bu mahpusların hepsi tahliye edildi. Ancak yargılama süreci devam ediyor.
* Terörle Mücadele Yasası’ndaki sorunların iki yıldır devam ettiğini vurgulayan rapor, 2012’deki uzun tutukluluk sürelerinin Şubat 2014’te çıkarılan beşinci yargı paketiyle beş yılla sınırlandırıldığını, ancak bu durumun hala daha ifade özgürlüğünü sınırladığını ifade ediyor.
* Oto-sansür konusunda iki yılda herhangi bir ilerleme olmadığını ifade eden rapor üçüncü yargı paketiyle getirilen “kararın açıklanmasının ertelenmesi” uygulamasının ifade özgürlüğü üzerinde Demoklesin’in Kılıcı gibi sallandığını söylüyor.
Raporun tam metnini bu linkten okuyabilirsiniz. (EA)