Komite Başkanı Müge Gürsoy Sökmen, yaptığı açıklamada, "Basın, yani ifade özgürlüğü, dünyanın her yerinde hâlâ eksikliği çekilen özgürlüklerin başında geliyor, çünkü o olmadıkça diğer özgürlükleri sağlamak çok güçleşiyor" dedi.
İlkiz: DEP kararı adil olmadı
Komite, her türlü kısıtlamaya karşı, yalnız ülkemizde değil dünyanın her yerinde ifade özgürlüğü hakkını savunmayı sürdüreceğini açıklayarak, Komitemiz Danışmanı hukukçu Fikret İlkiz'in, Türkiye'de kabul edilen uyum yasalarının uygulamaya ne ölçüde geçtiği konusundaki son dönem değerlendirmesine yer verdi.
Hukukçu İlkiz, değerlendirmesinde, yeniden yargılama, Ceza Muhakemeleri Usulu Yasası ve Medeni Usul hükümlerinde yapılan değişikliklerin beklenenin ötesinde olumlu birer gelişme olduğunu bildirerek, buna gazeteci Fikret Başkaya ve yayıncı Selim Okçuoğlu ile sendikacı Münir Ceylan'ın beraat etmelerini örnek olarak verdi.
İlkiz, yeniden yargılanan eski Demokrasi Partisi (DEP) üyesi milletvekillerinin bir kez daha mahkum edilmelerini ise, "hüküm hakkaniyet ve adalete uygun düşmedi" sözleriyle değerlendirdi. Hukukçu İlkiz'in değerlendirmesinde gelişmeler şöyle özetlendi:
* Türkiye Ulusal Programına uygun olarak uyum yasaları çerçevesinde 2003 yılı Ocak ayında yapılan yasa değişikliğiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine göre Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verilen kararla saptanmış bir hak ihlali varsa, bu karara dayanarak Türkiye'de yeniden yargılanma talebinde bulunabilme olanağı verilmiştir.
* Bu amaçla Ceza Muhakemeleri Usulu Yasası ve Medeni Usul hükümlerinde yapılan değişiklikler beklenenin ötesinde olumlu gelişmelerdir. Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerinin ihlali suretiyle verildiğinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması halinde "muhakemenin iadesi" mümkündür. AİHM kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde yeniden yargılama istenebilmektedir.
* Nitekim Fikret Başkaya "Pradigmanın İflası" adlı kitabı nedeniyle İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesinde yargılanmış ve yayıncı Selim Okçuoğlu ile birlikte Terörle Mücadele Yasasının 8 inci maddesinde yer alan bölücülük suçu nedeniyle cezalandırılmışlar ve iki yıl hapis elli milyar lira ağır para cezasına mahkum edilmişlerdi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru sonucunda da Mahkeme; yazar Fikret Başkaya yönünden ifade özgürlüğü ve adil yargılanma hakkının, yayıncı Selim Okçuoğlu için cezaların yasallığı, ifade özgürlüğü ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vermişti. Fikret Başkaya ve Selim Okçuoğlu AİHM kararı nedeniyle İstanbul DGM'ye başvurarak yargılamanın yenilenmesini talep etmiştir. Mahkeme istemlerini haklı görmüştür. Beraat kararı verilmiştir.
* Aynı şekilde Petrol-İş eski İl Başkanı Münir Ceylan'ın "Söz işçinin, yarın çok geç olacaktır" başlıklı makalesinin "Yeni Ülke" adlı haftalık gazetede yayınlanmasından sonra İstanbul DGM tarafından TCK'nun 312 inci maddesine muhalefet ettiği gerekçesiyle 3 Mayıs 1993 tarihinde 1 yıl 8 ay hapıs cezasına mahkum olmuştu. Yargıtay tarafından karar onanmış ve hapis cezası infaz edilmiştir. Avrupa İnsan Hakları mahkemesi ise yapılan başvuru üzerine bu mahkumiyet kararı ile Ceylan'ı ifade özgürlüğünün ihlal edildiği kanısına varmıştır. Ceylan yeniden İstanbul DGM'ye başvurarak yargılanmanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur. İstanbul DGM 27 Nisan 2004 tarihinde yaklaşık on bir yıl sonra beraat kararı vermiştir. bu kararda sevindirici bir karardır.
* Ancak DEP Davası sanıklarının yargılamanın yenilenmesi istemi kabul edilmiş ve yargılamaları yeniden yapılmış olmasına karşılık verilen hüküm hakkaniyet ve adalete uygun düşmemiştir. Bilindiği üzere hükümlüler Selim Sadak, Hatip Dicle, Leyla Zana ve Orhan Doğan Ankara DGM tarafından TCK'nun 168/II maddesi uyarınca yargılanmışlar ve 15 yıl ağır hapis cezasına mahkum edilmişlerdi. Mahkumiyet kararları onanmıştı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ise yapılan başvuru üzerine AİHS'nin 6 ıncı maddesine göre adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmişti. Bunun üzerine yeniden yargılanma için DGM'e başvuran Sadak, Dicle, Zana ve Doğan'ın istemi kabul edilerek yargılama yeniden başlamıştır.
* Ancak sonuç hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayan bir sonuç yaratmıştır. Yukarıda sayılan iyi örneklerin çoğalmasını beklerken, aksine bir kararla terör eylemine karışmamış ve benimsemediklerini her fırsatta tekrarlayan sanıkların "yeniden mahkumiyeti" Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının "mahkumiyeti" gibi değerlendirilmiş ve yargı otoritesi sert eleştirilerle eleştirilmiştir. Adalete ve hakkaniyete uygun bir karar verilmesi beklenirken karşılaşılan sonuç ifade özgürlüğü ve yeniden yargılanma haklarının ihlali sonucunu doğura bir uygulama olması nedeniyle içimize sindirebileceğimiz ve demokrasinin gelişmesine katkısı olmayan, aksine engel oluşturan bir karar olarak görülmelidir. Hukukun uygulanması için gereken adımlar atılmış ama uygulamada yaşama geçirilememiş olmaktadır ki; bu durum hukuka, adalete ve hakkaniyete aykırı düşmektedir. (EÖ/BB)