Halk TV muhabiri Seyhan Avşar, eski ağır ceza hakimi olan Adalet Bakan Yardımcısı Akın Gürlek tarafından uğradığı adli tacizi PEN Norveç’le yaptığı röportajda anlattı.
Avşar, “en tepeden” gelen şikâyet üzerine 'gıyaben' uygulanan yurtdışına çıkış yasağının ardındaki hikâyeyi anlatırken dayanışma çağrısında bulundu. “Tek çaremiz dayanışma, ses çıkarma ve biat etmeme...” dedi:
10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ
"Gazetecilik bir dolu kredi kartı borcu ve bir dizi kronik sağlık sorunu getirdi"
“Gürlek gözaltına alınmam için baskı yaptı”
Evinin kapısına polisler geldiğinde neler olduğunu bizlerle paylaşabilir misin?
5 Ocak tarihinde Adalet Bakan Yardımcısı Akın Gürlek ile ilgili bir haber yaptım. Bu haber İstanbul›da tutuklu bulunan uyuşturucu baronu Urfi Çetinkaya’nın adamlarının Gürlek‘e ulaşarak baronun tahliye edilmesi için girişimde bulunduklarını konu alıyordu. Bu haberin ardından İstanbul Adliyesi‘ndeki kamu görevlileri bana, Gürlek‘in benim gözaltına alınmam konusunda baskı yaptığını aktardılar. Aynı gün akşam eve geldiğimde kapımda 4 tane polis memuru vardı. Gözaltına almaya geldiklerini düşündüm, çünkü saat geçti ve sayıca çoklardı.
Anladığımız kadarıyla ifadeye çağrıldın ancak gözaltına alınmadın. Bir tebligatla ifadeye çağrılabilecekken kapına polislerin gelmiş olmasını nasıl açıklıyorsun? Sosyal medyada talimatın Adalet Bakanı Yardımcısı Gürlek tarafından verildiğini belirttin. Bu sonuca nasıl vardın?
Gözaltına alınmam konusunda Gürlek’in baskı kurduğunu öğrenmiştim. Kapıya gelen polisler de, “Kusura bakmayın bu saatte geldik. Emir büyük yerden” dediler.
Bahsi geçen yargı mensubu daha önce sizi veya meslektaşlarınızdan herhangi birini resmi olarak şikayet etti mi?
Evet. Sayın Gürlek‘in başka gazetecilerden de şikayetçi olduğunu ve meslektaşlarımıza açılan davalar olduğunu biliyorum. Gazeteciler Canan Coşkun ve Barış Pehlivan, o dönem ağır ceza hakimi olan Akın Gürlek‘in yargılamasını yaptıkları bir dosyaya dair haberler yaptıkları için sanık oldular.
“Suçlamalar hakaret, iftira, dezenformasyon ve belgede sahtecilik…”
Şuan karşı karşıya olduğunuz soruşturmanın Adalet Bakan yardımcısının şikayetinden ileri gelmesi sana nasıl hissettirdi? Ve şimdi nasıl hissediyorsun? Bu durum seni tedirgin etti mi? Mesleğinle ilgili yaklaşımını etkiledi mi?
Aslında tedirgin etmedi desem yalan olur. 2 yaşında bir çocuğum var. Karşımda duran kişi ise yargıya talimatla iş yaptıran bir bürokrat. Tutuklanırsam kızımın ne olacağını düşündüm. Ona kimin bakacağını, onsuz nasıl dayanabileceğimi düşünerek gerildim.
Kamuoyunda paylaşılanlardan anladığımıza göre daha önce bu aynı haberin ile ilgili erişim engeli kararı da alınmış. Peki somut suçlamalar nedir?
Yaptığım habere erişim engeli geldi. Hakkındaki suçlamalar, hakaret, iftira, dezenformasyon ve belgede sahtecilik... Ancak bu suçlamaların hiçbiri doğru değil.
İfade işlemleri sırasında nelerle karşılaştın?
İfade verdikten sonra ‘gidebilir miyim’ diye sordum. Ancak savcı gitmeme izin vermedi. Odadan çıkıp, ‘bekle’ dedi. Çıktığımda ise kapıda onlarca polis vardı. Hemen dış kapıda bekleyen meslektaşım Barış Terkoğlu’nu aradım. O da onların bulunduğu noktada polisler olduğunu ve bu durumun iyiye işaret olmadığını söyledi. İşin daha da kötü tarafı ben beklerken, başsavcı vekili geldi ve ifademi alan savcı ile görüştü. Ama görüşmenin içeriğini bilemiyorum.
Duyduğumuz kadarıyla hakkında adli kontrol kararı verildi. Yurtdışı çıkış yasağı özel yaşamını ve mesleki faaliyetlerini olumsuz etkileyecek mi?
Evet, hem haftada bir imza verme hem de yurtdışı çıkış yasağı talebiyle mahkemeye sevk edildim. Ancak hakimin karşısına çıkmadım. Savunmam alınmadı. Hakim beni görmeden dosya üzerinden bu adli kontrol kararlarını verdi. Gitmem gereken yerler ve paneller vardı. Açıkçası bu yasak beni çok üzdü. Mesleğimi yapmamın önüne konulan büyük bir engel. Norveç’e gelip sizleri görebilmeyi de çok isterdim.
“Dosyadan takipsizlik kararı verilmesini beklemiyorum”
Bundan sonra hukuki süreç nasıl ilerleyecek?
Hakkımdaki soruşturma sürecinin tamamlanmasını bekliyorum. Daha sonra yargılamam başlayacak. Kararın ne olacağını ise ülkedeki siyasi süreç belirleyecek. Haberini yaptığım Gürlek, Bakan olursa ceza almam ve tutuklanmam an meselesi. Açıkçası bu dosyadan takipsizlik kararı verilmesini beklemiyorum. Muhtemelen iddianame düzenlenecek.
Neden gazetecilik yapıyorsunuz? Ne kadar süredir yargı odaklı gazetecilik faaliyeti yürütüyorsunuz? Sizin için ifade özgürlüğü ne anlama geliyor?
Ben çocukluğumdan beri gazeteci olmak istiyordum. Gerçeğe ulaşmak, halkın hakkını savunmak, kamu yararı adına bir şeyler yapmak, en önemlisi insana dokunmak bu hayatta en çok yapmak istediğim şeydi. O yüzden bu mesleği yapıyorum. İfade özgürlüğü kişinin doğru ya da yanlış aklından geçenleri çekinmeden özgürce ifade edebilmesi demek. Bu düşünceler hoşumuza gitmeyebilir, yanlış gelebilir ancak saygı duymak önemli.
Dünya genelinde farklı ülkelerde çalışan meslektaşlarınıza nasıl bir mesaj iletmek istersiniz? Onlardan, sizinle daha güçlü bir dayanışma içerisinde olmaları ve sizi somut olarak desteklemeleri yönünde bir talebiniz var mı?
Özellikle Orta Doğu toplumlarında gazetecilerin kalemleri çok daha çabuk kırılmaya çalışılıyor. İşini hakkıyla yapan gazetecilere bedel ödetilmek isteniyor. Bizler bu zorlukları direnerek ve birbirimizle dayanışarak aşacağız. Tek çaremiz dayanışma, ses çıkarma ve biat etmeme... Tüm meslektaşlarıma çağrımdır: Sadece beni değil, zorda, darda olan tek bir meslektaşımızı dahi yalnız bırakmamalıyız. Bu bizim boynumuzun borcu...
Gazeteci Seyhan Avşar: Polisler kapımda
(HA)