Haberin İngilizcesi için tıklayın
Uluslararası Yazarlar Birliği Almanya Merkezi’nin (PEN Almanya) takip altındaki ve hapisteki yazar ve gazetecilere verdiği “Hermann Kesten Ödülü” gazeteci Can Dündar ve Erdem Gül’e verildi.
Pen Almanya’nın büyük ödülle birlikte verdiği “Hermann Kesten Destek Ödülü” de, “Adalet İçin Çevir!” (Translate for Justice) isimli bağımsız çevirmenler platformunun oldu.
PEN Almanya'nın merkezinin bulunduğu Frankfurt yakınlarındaki Darmstadt kentinde düzenlenen törene PEN Almanya Başkanı Josef Haslinger, Sacha Feuchert'le Darmstadt Büyükşehir Belediye Başkanı Jochen Partsch, Yazar Hans Thill, Can Dündar ve TfJ'den Prof. Dr. Dilek Dizdar'ın da aralarında olduğu çok sayıda kişi katıldı.
Tören sıkı güvenlik önlemleri altında gerçekleştirildi. Bir üniversite kenti olan Darmstadt'ın en büyük tiyatrolarından birinde gerçekleştirilen töreni izlemek üzere gelenlerin önemli bir kısmı dışarıda kaldı.
Kendisi de Hitler döneminde siyasi baskı gördüğü için Almanya'dan kaçarak uzun yıllar sürgünde yaşayan, hayatı boyunca sürgündeki ve hapishanelerdeki yazarlarla, gazetecilerle dayanışmak için çalışmalar yürüten Almanya PEN'in eski başkanlarından Hermann Kesten adına verilen ödül, 2007 yılında da Agos gazetesine verilmişti.
Haslinger'den Almanya hükümetine çağrı
PEN Almanya Başkanı Josef Haslinger, toplantının açılışını yaparken Can Dündar ve Erdem Gül’ün demokrasi ve düşünce özgürlüğünün cesur savaşçıları olarak tüm dünyaya örnek olduklarını söyledi.
“Türkiye’de olanları kendi tarihimizden biliyoruz” dedi ve benzer eğilimlerin Avrupa’nın başka yerlerinde de gözlendiğine işaret ederek, Alman hükümetini “baskıcıları değil, baskı görenleri destekleme”ye çağırdı.
Haslinger, yedi yıl önce yürürlüğe giren “Avrupa Birliği Temel Haklar Bildirgesi”nde kayıt alına alınmış olan Avrupa’nın temel değerlerinden ödünler verildiğine işaret ederek, bunun “hapishanedeki yazarlar” (Writers in Exil) programı çalışmalarında da kendisini gösterdiğini, son yıllarda baskı altında olduğu için Almanya’ya gelen yazarlara “sığınma hakkı” alma koşullarının zorlaştırıldığını kaydetti.
Roth: Onlara güç katmalıyız
Herman Kesten Ödülü konuşmasını uzun yıllar Almanya’nın en büyük televizyon kanalı ARD’nin ana haber bülteni “Tagesthemen”in moderatörlünü yapan tanınmış gazeteci Thomas Roth yaptı.
“Türkiye’nin bir diktatörlük rejimine dönüştürülmesi ve meslektaşlarımıza, demokrasiye yönelen saldırıların cevapsız kalmaması gerekiyor.
"Erdem Gül ve Can Dündar görevlerini yaptılar ve seslerini halen yükseltiyorlar. Onlara güç katmalıyız. Ve Türkiye’de haksız ve temelsiz suçlamalarla hapise atılanlarla. Onların özgürlüğü için. Ve elbette bizim, kendi özgürlüğümüz için.”
Dündar'dan "Öteki Türkiye'yle dayanışma" çağrısı
Can Dündar, Avrupa’daki hükümetlerin Türkiye’deki gelişmelere ilişkin “endişeliyiz” açıklamalarına yönelik eleştirilerini sürdürdü ve herkesi demokratik, laik, modern “öteki Türkiye”yle dayanışmaya çağırdı.
İstanbul Kitap Fuarı'nın açılış törenine katılan "onur konuğu" Federal Almanya adına katılan Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Maria Böhmer'in konuşmasını "ürkeklik" olarak değerlendirdi ve "Alman Bakan konuşmasında hapishanedeki yazarlar ve gazetecilere değinmeli, onlara bir çiçek göndermeliydi. Bu ürkeklik Erdoğan'a cesaret veriyor. Bunu vermeyelim" dedi.
Yurtdışına çıkma yasağı olan Erdem Gül, Dündar’la birlikte aldığı bu ödülün törenine de katılamadı. Gül adına onun ödülünü de alan Dündar, yıl başından itibaren bir yıl boyunca PEN Almanya'nın "Tehlike Altındaki Yazarlar" (Writers-at-Risk) programının misafiri olacak.
Can Dündar ve Erdem Gül, 10 gün önce de "Leipzig Medya Vakfı" tarafından verilen "Medyanın Özgürlüğü ve Geleceği Ödülü"nü almıştı. Dündar, Temmuz ve Haziran aylarında da Alman Dergi Yayıncıları Birliği'nin (VDZ) "Basın Özgürlüğü İçin Altın Viktorya", bağımsız gazeteciler ağı "Netzwerk Recherche"nin "Olağandışı Yayıncılık Çalışmaları Ödülü"ne layık görülmüştü.
Dizdar, ödülü Necmiye Alpay'a adadı
"Adalet Çevirmenleri"nin (Tfj) ödülü için övgü konuşmasını yapan Yazar Hans Thill de "Platform, kuruluşundan bu yana üç yıl bile geçmeden insan hakları alanında çok önemli bir arşiv oluşturmuş durumda" dedi.
Gezi Parkı protestolarının sesini dünyaya duyurmak amacıyla kurulan “Adalet Çevirmenleri” (TfJ) platformu adına ödülü alan Prof. Dr. Dilek Dizdar da “Bu ödülü, Necmiye Alpay ve onun gibi, sözün özgürlüğü için, adalet için ve baskıya karşı mücadele eden tüm çevirmenler ile çevirmen diyebileceğimiz diğer elçiler için alıyoruz” dedi.
Bu güne kadar çoğu Türkçe olmak üzere Çince'den Arapça'ya 16 dilde 600'den fazla metni çevirdiklerini ve bunların 581'ini platformlarında yayınladıklarını belirten Dizdar, "fark edilmeye alışık olmadıkları" için kendilerine sürpriz olan bu ödüle çok sevindiklerini belirtti.
"Adalet Çevirmenleri, nesnel, suya sabuna dokunmayan bir eylem değil, bir tutum sergileme yöntemidir. TfJ'nin net bir siyasi duruşu, aktivist bir yaklaşımı var ve Tfj bu profili, bir tek 'özgün' metin kaleme almadan oluşturdu. Bu tür bir aktivist çeviri olgusu yeni olmakla birlikte çevirmenlerin yaptıkları çevirilerle net bir tutum sergilemeleri yeni değil tabii. Geçmişte çevirmenlerin yakılmasının, günümüzde de onlara dava açılmasının nedeni bu."
Ödülü tutuklu çevirmen Necmiye Alpay'a ve özgürlük için mücadele eden tüm çevirmenlere adıyan Dizdar, "Bir çevirmenin profili konusunda fikir edinmek için kimi zaman çeviri yaptığı yapıtların isimlerine bakmak yeterli olur. Bu, 70 yaşında olan çevirmen ve dilbilimci Necmiye Alpay için de geçerli" dedi.
Alpay'ın çevirdiği eserlerden örnekler verdi ve dilbilimsel çalışmalarına dikkat çektikten sonra, 12 Eylül döneminde de üç yıl hapis yatan Alpay'ın ağırlaştırılmış müebbet istemiyle yargılandığına dikkat çekti.
Söyleşiden mesajlar
Ödül töreni kapsamında gerçekleştirilen söyleşilerde Türkiye’deki son gelişmeler ele alındı.
Büyükşehir Belediye Başkanı Jochen Partsch (Yeşiller), Dilek Dizdar ve Hans Thill’in katıldığı ilk söyleşide Bursa’yla 45 yıldır kardeş kent olduğu için Türkiye’deki gelişmelerin Darmstadt’a da yansıdığını belirtti. Kardeş kentleriyle resmi ilişkilerin kesintiye uğradığını belirten Patsch, "Ancak biz kardeşliği sorgulamayacağız. Başka iletişim kanallarıyla kardeşliği yaşatacağız“ dedi.
Dizdar da Türkiye’de işinden olan bilim insanlarına Almanya’daki üniversitelerin kadro açması çağrısında bulundu.
Can Dündar ve Thomas Roth’la birlikte PEN Almanya’nın "Hapisteki Yazarlar Sorumlusu" Sascha Feuert’ın katıldığı söyleşide de Almanya’nın Türkiye’deki basın özgürlüğü ve demokrasi alanındaki tepkisini şimdiye kadar olduğundan daha açık göstermesi, var olan tüm iletişim kanallarından yararlanarak Türkiye’de demokrasi ve özgürlükler için verilen mücadeleye "yanlız değilsiniz" mesajının gönderilmesi gerektiği belirtildi.
Almanya ile Türkiye arasındaki silah ticaretinin büyüyen hacmine ve askeri işbirliğine değinen Dündar, "Alman politikacılar İncirlik Askeri Üssü’ndeki Alman askerlerini ziyaret için gösterdikleri gayreti, gazeteci ve yazarlar için gösterselerdi, bugünkü Türkiye başka bir yerde olurdu" dedi. Dündar, Başbakan Merkel’in girişimleriyle Türkiye ve Avrupa Birliği arasında varılan sığınmacılar anlaşmasını da "kirli pazarlık" olarak değerlendirdi.
Hermann Kesten hakkında
(1900-1996) Almanyalı bir romancı ve oyun yazarıydı. 1920lerde Almanya’daki Yeni Nesnellik akımının en önde gelen isimlerinden biriydi.
1900 yılında Yahudi tüccar bir ailenin oğlu olarak Nuremberg’de dünyaya gelen Kesten, 1920lerin başlarında Frankfurt’ta henüz bir öğrenciyken piyes yazmaya başlamıştı. Daha henüz gençlik yıllarında bile kendisi için yazar ve yayıncı olarak ikiz bir geleceğin hayalini kuruyordu.
1928 yılında Berlin’de sol görüşlü Kiepenheuer’da editörlük pozisyonu yakaladı. Aynı yıl ilk romanı olan Josef sucht die Freiheit’ı (Josef özgür kalıyor) bastı.
1933 yılında Hitler’in iktidara gelmesiyle Paris’e giden Kesten, yayıncı Allert de Lange için çalışmaya başladı. Kesten burada Heinrich Heine’den Bertholt Brecht’e birçok bilinen ve bilinmeyen, yasaklı yazarın yazılarını düzenledi.
Kesten 1940 senesinde New York’a taşındı ve akabinde Amerikan vatandaşlığı aldı. Hitler dönemi ve sonrasında Kesten üretken yazarlık dönemine devam etti.
Kesten’in sık sık yer değiştirmesi Almanya ile olan bağlarını koparmadı. Almanya ile olan mesafesi ve kıdemi ona, Almanya küllerinden doğarken, özellikle edebiyat alanında özel bir konum kazandırdı. 1950lerde ve 60ların başında, dönemin açık ara en etkili yazar ve eleştirmen grubu olan Grup 47’de “Yaşlı Usta”, “nazik, babacan akıl danışmanı” şeklinde anıldı.
Kesten yaşamı boyunca birçok ödül aldı ve PEN Batı Almanya’nın 1972den 1976’ya kadar başkanlık görevini yürüttü. (GK/BK)