"Milli Eğitim, hep bizim başımıza müstemleke müfettişi koyma ihtiyacı duyuyor. Bunlar her türlü haltı karıştırabilirler, diyor."
Yeşilköy Ermeni Okulu yöneticisi ve Ermeni okullarının bağlı olduğu cemaat vakıflarının kurduğu Eğitim Komisyonu Koordinatörü Garo Paylan, devletin mali desteğinden yoksun olan okulların, diğer taraftan devlet ideolojisinin de mağduru olduğunu anlatıyor...
Ermeni vakıf okullarına, Milli Eğitim bir müdür yardımcısı atıyor değil mi?
Evet, adı da "Türk Müdür Yardımcısı." Türk kültür öğretmenleri yani Türkçe, tarih, coğrafya, inkılap tarihi öğretmenlerini de Milli Eğitim gönderiyor... Okullar iki başlı gibi oluyor. Türkçe kültür öğretmenleri, Türk Müdür yardımcısına, Ermeni öğretmenleri okul müdürüne bağlı. Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ile geçtiğimiz yılki toplantı sonrası küçük bir adım atıldı, okul müdürü, Türkçe kültür öğretmenlerinin ikinci sicil amiri oldu.
Türk Müdür Yardımcısı konusunda talebiniz oldu mu?
Kaldırılmasını istedik. uygulamada ve yazışmalarda adı "Türk Müdür Yardımcısı" diye geçiyor ki bu başlı başına ayrımcı bir ifade.
Bu atamalar ne gibi sorunlara yol açıyor?
Bazı öğretmenler çocuklara farklı eğitim metotları uygulayabiliyor. Milliyetçi söylemlere girebiliyor. Okulun ortak çalışma platformlarına uymayabiliyor, toplantılara katılmıyor. Gerçekten de yasaya göre katılmak zorunda değil. Bunun dışında bir de kayıt meselesi var.
Kayıt meselesi ne?
Bir çocuğun Ermeni okuluna gidebilmesi için Ermeni olduğun ispat etmesi gerekiyor. Bunun için de devlet müfettiş atıyor, siz gidip ona Ermeni olduğunuzu ispatlamaya çalışıyorsunuz. Bunun kaldırılmasını istedik; "Bize bırakın, yetkiyi müdüre verin" dedik. Bakanlık sonunda yetkiyi okul müdürüne değil, Türk Müdür Yardımcısı'na verdi. Böyle saçma sapan bir hal. Biz şimdi "bu öğrenci Ermeni'dir" diyoruz, müdür yardımcısı iyi niyetli bir insansa imzalıyor kayıt kağıtlarını.
Neden devletin bu Türk Müdür Yardımcısı ısrarı?
Çünkü devlet bize güvenmiyor. Mesele bu. Milli Eğitim, hep bizim başımıza müstemleke müfettişi koyma ihtiyacı duyuyor. Bunlar her türlü haltı karıştırabilirler, diyor. Biz bunun de değişeceğini düşünüyoruz.
Bu yıl Milli Eğitim, okullarınıza Ermenice ders kitapları dağıttı. Bu kitapları kim hazırladı?
Mevcut matematik ve fen kitapları bire bir Ermeniceye çevrildi. Biz çevirdik, Bakanlık bastı. Bu çok müthiş bir olay. En son 1960'lı yıllarda kitap hazırlanmıştı. Benden öncekiler, ben, benden sonrakiler hep bu kitaplarla okudu. Şimdi çocuklar çağa ve müfredata uygun kitaplarla eğitim görüyor.
Okulların başarı oranlarıyla ilgili veri var mı?
1974'e kadar Ermeni vakıf okullarında Türkler de okuyabiliyordu. Kayıt olmak için sıraya girilirdi, başarısı çok yüksekti. 1974'te akademisyenlerin okullarda eğitim verme hakkı ellerinden alındı ve vakıf mallarına el konuldu. Para ve insan gücü çekilince hızlı bir şekilde eğitimde geriye gittik. (SP)