Aynı işyerinde kısa bir süre önce de 15 gündür işyerinde çalışan Adem Ateş adlı işçi, iş kazasında ölmüştü.
bianet'in kazalarla ilgili görüşünü almak için aradığı işyerinin Genel Müdür Yardımcısı ve şirketin kurucu ortağı dört kardeşten biri olan Yunus Kazak "Kaza olduysa oldu. Sizi ilgilendirmez" dedi.
ME-KA işçileriyse, işyerinde yaklaşık 20 günde bir küçük denebilecek kazalar olduğunu, daha önce de ayak kopmasıyla sonuçlanan bir kaza meydana geldiğini söyledi.
Kazak: Müfettiş misiniz, gazeteci mi?
Kazak'la bianet'in telefon görüşmesi şöyle gelişti:
Yunus Bey, iş kazalarıyla ilgili görüşünüzü almak için aradık.İşçiler: Ehliyetsiz işçiler tehlikeli işlerde çalıştırılıyor, eğitim verilmiyorNe kazası? Nereden uyduruyorsunuz bunları?
Gazetelerde haber oldu.
Hangi gazete yazmış bunları?
Kaza olmadı mı?
Kaza oldu. Sizi ilgilendirmez nasıl olduğu.
Kazalarda yaralanma, ölüm olmadı mı?
Yaralanma da ölüm de olsa sizi nasıl bağlıyor? Kaza olmuş geçmiş. Ailesiyle görüştük; olay halloldu. Olay tamamen kazadan ibarettir.
Bunu hangi işçi için söylüyorsunuz? Adem Ateş mi, Erdoğan Çetin mi?
Siz yeterince bilgi toplamışsınız zaten; neden beni arıyorsunuz ki?
Siz gazetecisiniz. Senin işyerinde kalemin kırılmıyor mu? Kağıt yırtılmıyor mu? Ayağın sürçmüyor mu?
Biz fiziksel olarak zarar görmüyoruz.
Kalem, kağıt zarar görmüyor mu? Görüyor.
İşçilerin biri 4, biri 15 günlüktü. Yeterince önlem aldığınızı düşünüyor musunuz?
Ben adamın sigortasını yaptırmışım. Gerisi sizi niye ilgilendiriyor?
İşçiler sigortalı mıydı?
İkisi de sigortalıydı. Siz müfettiş misiniz, gazeteci misiniz? Sizi niye ilgilendiriyor?
bianet'e bilgi veren ME-KA işçileriyse, işyerindeki çalışma koşullarını anlattı ve kazaların iş güvenliği önlemlerinin yetersizliği, ehliyetsiz ve eğitimsiz çalıştırma ve uzun çalışma saatleri nedeniyle oluştuğunu söyledi.
İşçiler kazalardan sonra Çalışma Bakanlığı Bölge Müdürlüğü'ne şikayet etmeninse "neredeyse imkansız" olduğunu vurguladı.
"Patron kesimi kendini kurtarma olanağı buluyor; olan şikayet eden işçiye oluyor."
Ehliyetsiz ve eğitimsiz çalıştırma: "Diyelim, bir operatör gerek. Operatörün ehliyet belgesinin olması gerek. Belge sormadan işe alıyorlar. Eğitim de vermiyorlar. İnsanlara 'ya çalışacaksın, ya kapının önü' diyorlar. Senelerdir bu işi yapan, deneyimli, ama sorun çıkaran işçiyi de belgeyle tehdit ediyorlar."
Tehlikeli işler: "Genellikle harç mikserleri, beton elemanları yapan makineler, elektrik bölümü, kaynak bölümü, kalorifer kazanı gibi bölümler. Kalorifer kazanı bomba sayılır. Apartmanlarda kalorifer kazanı için kapıcılardan ehliyet isteniyor. Ama burada ehliyet falan yok."
İş güvenliği: İş güvenliği mühendisi yok. Sadece işçileri çalıştırmak için peşimizde bekçi gibi bir mühendis var. Şu saatte gideceksin, şu saatte geleceksin diyor. İşveren, kazadan sonra denetlemeye gelen müfettiş için hazırlık, değişiklik yapıyor. Ama müfettişler bir tek işçiye bile sormuyorlar, 'daha önce burada ne vardı' diye."
Uzun çalışma saatleri: "İşveren 15 saate kadar varan çalışmaya zorluyor. O kadar uzun süre çalışan işçilerin hata yapmamasına olanak yok. İş güvenliği de yok. İşveren fazla mesailerin bazılarını ödüyor, bazılarını ödemiyor. Örneğin yüksek ücret alanları fazla mesaiye zorluyor."
Sendika: Sendikanın olduğu dönemde standartlar geldi. Sendika öncesinde, işçiler 12 saat çalıştırılırdı. Fazla mesai ödenmezdi. Pazarları da çalışılırdı. Sendika bir şekilde bunu değiştirdi. Şimdi işyerinde sendika yok, ama sendikanın öğrettiği standartların bazıları hayatta."
İş müfettişleri: İşveren kazayı 2 gün içinde bildirmek zorunda
bianet'in görüştüğü iş müfettişleri, yaralanma veya ölümle sonuçlanan iş kazalarında, işverenin 24 saat içinde Çalışma Bakanlığı'nın Bölge Müdürlüğü'nü bilgilendirmek zorunda olduğuna, işveren bu yükümlülüğünü yerine getirmezse cezai yaptırım olduğuna dikkat çekiyor.
İşverenin bildirmesi halinde, Bölge Müdürlüğü, bu konuyu İş Teftiş Kurulu'na aktarıyor; ardından müfettişler olayı programlarına alıyor ve işyerini denetime gidiyorlar.
İş müfettişlerinin kendiliğinden teftiş yetkisi var
İş müfettişlerinin basın yansıyan iş kazaları üzerine kendiliklerinden harekete geçip teftiş yetkisi de var. Ancak bu yasal bir zorunluluk değil.
İş müfettişleri, kazayla ilgili bilgilerin kendilerine savcılık üzerinden, işçinin tedavisi için iş göremezlik ödeneği almasıyla veya şikayet üzerine de gelebileceğini belirtiyor.
Ama şikayet süreci, ME-KA işçilerinin anlattığı gibi bir risk içeriyor. İş müfettişleri, Ceza Yasası'na göre herkesin kazaları ihbar edebileceğini, önemli olanınsa iddianın dayanağının bulunması olduğunu belirtiyor. Bir başka "olması gereken" de, şikayet edenin kimliğinin, adresinin açık, net olması.
Ayrıca, işverenin küçük kazalarda işçiyi "gözden uzakta iyileştirme yoluna başvurması" halinde, kazalar su yüzüne de çıkmıyor.
Çelik: Müfettişler ihbar kabul edip kendiliğinden harekete geçmeli
İşyerinde mart ayına kadar örgütlü olan Cam, Çimento, Seramik ve Toprak Sanayi İşçileri Sendikası'ndan (Kristal-İş) Aziz Çelik'se iş müfettişlerinin ME-KA'yla ilgili haberleri ihbar kabul edip kendiliğinden harekete geçmesi gerektiğini söyledi.
"Zaten işverenler, kazaların bir bölümünü kayda bile geçirmiyor.Uygulamada da bu kazalar vakai adiyeden görülüyor.
"Haber olması, denetime gitme eğilimi yaratmıyor. Hükümette işletme üzerine gidilmemesi konusunda örtülü bir yaklaşım var. Ancak zorunlu kaldıkça, şikayet veya ölüm oldukça gidiliyor. Ama kendiliğinden denetimleri sıkılaştırma gibi bir eğilimleri yok."
Çelik, Türkiye'de iş güvenliğiyle ilgili mevzuatın "oldukça ileri düzeyde", "uluslararası standartlara yakın nitelikte" olduğunu, ama asıl sorunun uygulama ve denetim olduğunu vurguladı.
"Müfettiş sayısı birkaç yüzle ölçülebilir. Bu sayıyla 750-780 bin civarında işletmenin denetimi neredeyse imkansız.
"İş güvenliğinde yasal sorumluluk işverene ait. İşyerinde çalışan sayısına bağlı olarak bir işyeri hekimi ve iş güvenliğinden sorumlu bir teknik uzman, bir mühendis gerekli." (TK/KÖ)