Türkiye Cumhuriyeti, Lozan Antlaşması'nda o zamanki nedenlerden ötürü Patrikhaneyi salt yerel bir kurum olarak algılamış ve kurumun evrensel kişiliğini kabul etmemiş. Ancak Patrikhane, Ortodoks dünya içerisindeki tarihten gelen hiyerarşik yapısını ve diğer Hıristiyan mezhepleri, diğer semavî dinler ve diğer hükümetler nezdindeki konumunu muhafaza etmiş.
MS. 27 yılında Aziz Petrusun (Piyer) kardeşi ve kendisi de on iki havarilerden olan Aziz Andreas tarafından İstanbul'da kurulan bu kurumun ülkemizde olması ve başında da Patrik Bartolomeos gibi bir diyalog adamının bulunması bir çok açıdan fevkalade önemli.
İstanbul - Moskova çekişmesi
Patrik Bartolomeos Ortodoksluk içerisinde "primus inter pares" yani "eşitler arasında ilk" olmasını, Patrik seçilir seçilmez diyalog amacıyla kullandı. Patrikhanenin, Demir Perde'nin arkasında erimeye yüz tutmuş olan, otosefal (başına buyruk) Ortodoks kiliseleri arasındaki farklı konumunu tekrar canlandırdı.
Bütün episkoposları, Moskova'dan Aleksi de dahil olmak üzere, Mart 1992'de İstanbul'da bir araya getirdi. 1453'den bu yana Moskova, İstanbul'un Ortodoks dünya üzerindeki önceliğini reddeder ve aksine kendisini bu rolde görür.
Moskova'ya "Üçüncü Roma" denmesinin nedeni budur. İstanbul-Moskova çekişmesinin önemine vakıf olan Osmanlı, Patrikhaneyi hep el üstünde tutar.
Balkanlar ve Avrupa'da Katolik dünyaya karşı Ortodoksluğun hamisi olarak politika yapar. Örneğin Kıbrıs'ı 1571'de aldıktan sonra Latinlerin kapatmış olduğu Kıbrıs Ortodoks Kilisesini ibadete açmış, Episkoposu da Kıbrıs Rum milletinin Babıalî nezdinde temsilcisi ilan etmiş.
Fener için Türkiye- Yunanistan ittifakı
Bugün ise Moskova ve Patrik Aleksi'nin 250 milyon mümine sahip Ortodoks dünya üzerinde kurmaya çalıştığı hakimiyeti engelleyen Bartolomeos'tur. İlginçtir ki, bu çerçevede, Fener'in dinî konumuna sadık Yunanistan ile Patrikhanenin merkezi olması açısından Türkiye, aynı safta bulunuyorlar.
Ayrıca Avrupa Birliği'ne gelecek yıl üye olacak olan ülkelerde ve esas sırada bekleyen Balkan ülkelerinde hatırı sayılır bir Ortodoks nüfus var.
Türkiye Avrupa Birliği (AB) üyesi olduğu zaman, ülkenin Müslüman dünyada alacağı yeni konuma ilâveten Fener de sözü sayılan, dinî ve kültürel ağırlığı olan bir nevi Vatikan olacaktır. Nitekim daha bugünden Avrupa Birliği nezdinde Ortodoksluğu Fener Patrikhanesi temsil ediyor.
Etkin ve hassas diyalog
Patrik Hıristiyan dünya içerisindeki diyalogda da etkin ve hassas. Katoliklerle pek yıldızı barışmayan Protestanlarla derin bir diyalog içerisinde, ilk doğu kiliseleri tabir edilen Keldanî, Nasturî ve Süryanîlerle muhatap. Vatikan'ın daima tepeden bakmaya yatkın olmasına rağmen Katolik dünya ile ilişkileri kendisinden öncekilere oranla çok daha yakın.
Patrik semavî dinler arası diyalogda da mevcut. Bu, Türkiye'deki İslamla sınırlı da değil, Libya'dan Umman'a ve Endonezya'ya kadar uzanan bir coğrafyada kabul gören, hürmet edilen bir din adamı.
Ayrıca dinî faaliyetlerine ilaveten inanmış bir çevre korumacı. Ölmekte olan Tuna deltası için ve Adriyatik denizi için yaptığı girişimler dikkate değer.
Dinin ve inancın ne demek olduğunu bilen Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti Patrikhanenin (Ruhban okulunun yeniden faaliyete geçmesi, vakıf malları) ve genelde tüm gayrimüslim yurttaşlarımızın karşılaştıkları çağdışı sorunlara kalıcı çözümler bulmaya hazır gibi görünüyor.
Bu yeni yaklaşım içerde gayrimüslim yurttaşların kamu otoritesine olan güvenlerini artıracağı gibi ülkenin Avrupa ve bölgedeki konumuna da güçlendirecektir.
Patriğin dini otorite alanı
Şimdiki Patrik I.Bartolomeos ve Sen Sinod'un (Yüce Meclis) üzerlerinde direkt otoritesi, yani tayin ve azil hakkı olan başepiskoposluk, metropolitlik ve diğer kurumlar:
Türkiye'de
İstanbul Başepiskoposluğu (Bartolomeos'un kendisi), Kadıköy Metropolitliği, Tarabya Metropolitliği, Adalar Metropolitliği, Gökçeada ve Bozcaada Metropolitliği;
Yunanistan'da
Girit Başepiskoposluğu ve Metropolitlikleri (yarı otonom statüde), Oniki Adalar Metropolitlikleri (Dört metropolitlik: Rodos, İstanköy, Leros&Kalimnos, Karpathos&Kasos), Selanik'te Aya Anastasia ve Çavuş Manastırları, Aynaroz'daki 20 Manastır, Patmos Manastırı ve Exarhiası.
Ayrıca 1928'e kadar Kuzey Yunanistan ve diğer Ege Adaları da Patriğin direkt otoritesine bağlılardı. Yönetim, vekaleten Yunanistan Kilisesine devredildi ama bu bölgelerde bulunan 36 Metropolitliğin manevî sahipliği halen Fener Patrikhanesi'ne aittir.
Nitekim İstanbul, ikide birde Bartolomeos'un otoritesini zedelemeye çalışan Yunanistan Başepiskeposu Hıristodulos'a karşı tayinlerdeki son denetim hakkını 1928 öncesinde olduğu gibi kullanmak üzere harekete geçti.
Amerika Avrupa ve Uzakdoğu Kiliseleri
Amerika'da Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başepiskoposluğu, Kanada Metropolitliği, Panama Metropolitliği, Buenos Aires Metropolitliği;
Avrupa'da İngiltere Başepiskoposluğu, Fransa Metropolitliği, Almanya Metropolitliği, İsveç ve İskandinavya Metropolitliği, Benelüks Metropolitliği, İsviçre Metropolitliği, Avusturya Metropolitliği, İtalya Metropolitliği;
Uzakdoğu'da Avusturalya Başepiskoposluğu, Yeni Zelanda Metropolitliği, Hong Kong Metropolitliği.
Muhtelif Kurumlar
Essex Manastırı (İngiltere), Chambesy Ortodoks Merkezi (İsviçre), Dünya Kiliseler Konseyi nezdinde Ortodoks dünyası adına Daimi Temsilcilik (Cenevre), Avrupa Birliği nezdinde Ortodoks dünyası adına Daimi Temsilcilik
(Brüksel), Selanik Teoloji Eserleri Enstitüsü, Atina Daimi Temsilciliği.
Patrik 1. Bartolomeos'un ve Sen Sinod'un doğrudan otoritesi altındaki mümin sayısı yaklaşık 15 milyon kadardır.
Bu kurumlara ilaveten Patriğin otoritesi altında olmayan otosefal Ortodoks kiliseleri liderlerini kendileri seçer, ama bu seçimde meşruiyet, İstanbul'daki "primus inter pares" (eşitler arasında ilk) olan ve Ortodoks aleminin bir anlamda koordinatörü konumunda bulunan Patrikhaneden gelir, yani İstanbul Patriği'nin onu tanıması elzemdir.
Bir kiliseler hiyerarşik sıraya göre şunlardır:
İstanbul Patrikhanesi, İskenderiye Patrikhanesi, Şam Patrikhanesi, Kudüs Patrikhanesi, Moskova Patrikhanesi, Belgrat Patrikhanesi, Bükreş Patrikhanesi, Sofya Patrikhanesi, Tiflis Patrikhanesi, Kıbrıs Başepiskoposluğu, Yunanistan Başepiskoposluğu, Polonya Başepiskoposluğu, Tiran Başepiskoposluğu, Çekya ve Slovakya Başepiskoposluğu.
Bunlara ilaveten Finlandiya ve Estonya'da iki otonom kilise daha mevcuttur. Bunlar liderlerini İstanbul'a teklif eder ve son seçimi İstanbul yapar.(CA/NM)