Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu 28 Şubat Alt Komisyonu, dönemin Milli Savunma Bakanı Turhan Tayan'ı dinledi. 12 Eylül Alt Komisyonu da eski bakanlardan Mehmet Keçeciler ile eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ramiz Ongun'u dinledi.
Meclis Haber'in haberine göre, 28 Şubat 1997 tarihli Milli Güvenlik Kurulu (MGK) bildirisini anımsatan Tayan, dönemin başbakanı Necmettin Erbakan'ın bildirideki kararların uygulanması konusunda hassasiyet gösterilmesi yönünde bakanlıklara yazı gönderdiğini ifade etti.
Hükümetin, bildirinin ardından 3,5 ay görevde kaldığını belirten Tayan, şöyle devam etti:
"Bu süreçte, demokrasi dışı bir uygulama olduğuna dair, Meclis'ten, siyasi liderlerden, basından, uluslararası kurum ve kuruluşlardan herhangi bir değerlendirme duymadım, görmedim. 12 Mart muhtırasında Meclis Başkanı çıktı ve 'Bu antidemokratik bir davranıştır' dedi. Başbakan, şiddetle karşı çıktı ama 28 Şubat ile ilgili böyle bir şey hatırlamıyorum."
Batı Çalışma Grubu'na yönelik bir soru üzerine de Tayan, ''Batı Çalışma Grubu'nu sonradan basından duydum. Bakanlığım döneminde, ne resmi ne gayrı resmi toplantılarda Batı Çalışma Grubu ifadesi yer aldı" diye konuştu.
"Susurluk olayının üzerine neden gidilmediği" şeklindeki soru üzerine de Tayan, konunun yargıya taşındığını ve her şeyin kamuoyunun önünde cereyan ettiğini söyledi. Tayan, olayın önemli olduğunu ancak rejim figürü haline getirilmesini doğru bulmadığını anlattı.
"Anarşisti bulduğumuz yerde öldüreceğiz"
Eski bakanlardan Keçeciler de 12 Eylül darbesi sırasında Konya Belediye Başkanı'ydı. Keçeciler, darbeden kısa süre önce, 30 Ağustos 1980 Zafer Bayramı kutlamalarının ardından dönemin Ordu Komutanı Orgeneral Bedrettin Demirel'in, dönemin Konya Valisi Lütfi Tuncel ile kendisini bir süre misafir ettiğini anlattı.
Keçeciler, "anarşi ve terör olaylarının nasıl önleneceğini" sorduğunda, Orgeneral Demirel'in "Şura'da karar aldık, bak göreceksin nasıl önleyeceğimizi, anarşisti bulduğumuz yerde öldüreceğiz. Onun mevzuatını da biz düzenleyeceğiz" dediğini ifade etti, "Paşa'nın bu sözleri ihtilal ilanı gibiydi" dedi.
Ongun da komisyonda şunları anlattı:
"12 Mart yapıldı. Başbakan'ın yakını bir genel müdür, yeni siyaseti tanzim etmek üzere görevlendirildi. Sonra 12 Eylül oldu, bu defa da bu Başbakan'ın yakını bir genel müdür, yeni siyaseti tanzim etti. Sonra Rahmetli Erbakan Hoca'nın başına da aynı şey geldi. Darbeler oluyor, asker sonra çekiliyor ama sivil siyaset, darbenin izlerini silmiyor, halkı siyasete dahil etmiyor."
Ongun, "Türkiye'de askerler kadar sivil siyasetçilerin de darbeci olduğunu" belirterek, "Türkiye darbeleri önlemek istiyorsa, halk siyasete ortak olmalıdır" dedi. (AS)