"Türkiye'de Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği: Sorunlar, Öncelikler ve Çözüm Önerileri" raporunun "siyasete katılım" bölümünün yazarı Prof. Dr. Serpil Sancar'a göre, 2007 seçimlerinin olumsuz sonuçlarından biri, önemli kadın örgütleri yöneticilerinin, siyasal deneyim sahibi ve kadın örgütlerinin siyasal gündemini parlamentoya taşıma amacı olan kadın adayların listelerde yer bulamaması.
Yerel meclislerin yüzde 98'i erkek
Yerel siyasette kadın temsiliyse son derece düşük. Sancar, yerel meclislerdeki kadın ortalamalarını karşılaştırıyor. Bu oran Avrupa'da ve Orta Amerika'da yüzde 24, Latin Amerika'da yüzde 26, Afrika'da yüzde 30'ken Türkiye'de yüzde 2,5.
Sancar, Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi'nin (ECOSOC) bütün üye ülkelerden kadının asgari temsil eşiği olarak yüzde 30 oranını benimsemesini istediğini anımsattıktan sonra kota uygulayan ülkelerin istatistiğini veriyor:
Dünyada siyasi parti kotası uygulayan 69, parlamentoda anayasal kota uygulayan 15, seçim yasalarıyla kota uygulayan 44 ve yerel seçimlerde anayasal veya yasal kota uygulayan 32 ülke var. Dünya parlamentolarında kadın oranı ortalaması yüzde 17. Bu oran 1990'da yüzde 10'du.
"Kota semptomu düzeltir, nedenleri değil"
Sancar kota uygulamasıyla ilgili şunları vurguluyor:
"Kota seçmenin iradesine değil, aday belirleme süreçlerine müdahaledir. Cinsiyet kotaları sadece kadınların eksik temsil sorununun sonuçlarını, yani 'semptom'ları düzeltir, buna yol açan nedenleri doğrudan düzeltmez. Siyasal partiler içinde aday seçici mekanizmalarda kadınları eleyen 'cinsiyetçi bakış'ı aşmak, kota politikalarının asıl amacıdır."
Sancar kamu kurumlarında kadınların yöneticilik yükselmede ciddi bir elemeye ve ayrımcılığa maruz kaldıklarına da dikkat çekiyor.
Eşitlik kamu politikası olmalı
Sancar kadın-erkek eşitliğinin tüm kamu politikalarında yer alması, Cinsiyet Eşitliği Ombudsmanı ve kamu kurumlarında cinsiyet eşitliği izleme komiteleri oluşturulması, Türkiye Kadın Politikaları Eylem Programı hazırlanması, atamalarda ve aday gösterirken kişilerin en az üçte birinin kadın olması, meslek örgütlerinde kadın kotası uygulanması gerektiğini yazıyor.
"Partiler ödeneklerinin en az beşte birini eşitlik çalışmalarına ayırmalı"
Sancar'a göre siyasi partilerle ilgili yapılması gerekenler şunlar.
- Siyasal Partiler Kanunu'nun parti içi demokrasinin gelişimini destekleyecek bir yapıya kavuşturulması.
- Anayasanın eşitlikle ilgili 10. maddesine "Devlet bu eşitliğin sağlanması amacıyla özel geçici önlemler alır" cümlesinin eklenmesi.
- Seçimlerdeki tüm aday listelerinin en az üçte bir oranında kadının seçilmesini sağlayacak şekilde düzenlenmesi için siyasi partiler ve seçim yasalarında değişiklik yapılması.
- "Toplumsal Cinsiyet Kotası"nın (fermuar sistemine dayalı liste yöntemi kullanılarak) yasal zorunluluk haline getirilmesi.
- Partilerin devletten aldıkları ödeneklerin en az yüzde 20'sinin partinin kadın-erkek eşitliği için yapacağı çalışmalara ayrılması.
- Kadın kollarının parti içi etkinliğinin artırılması.
Eşitlik Çerçeve Yasası
Sancar Meclis'te yapılması gerekenleri de şöyle sıralıyor:
- Kadın-erkek eşitliğinin ilkelerinin tanımlanacağı bir Eşitlik Çerçeve Yasası'nın çıkartılması. Yasama faaliyetlerini şekillendirecek "Kadın-Erkek Eşitliğini Sağlama Daimi Komisyonu" kurulması.
- Parti grup yönetim kurullarında kadın milletvekillerinin yer alması.
- TBMM Başkan Vekillerinden en az üçte birinin kadın olması.
- Kadın milletvekillerinin tüm komisyonlarda etkin görev alması.
Yerel listelerde de en az üçte bir kadın kotası
Kadınların yerel siyasal kararlara katılımı için de şunları öneriyor Sancar:
- Siyasal partilerin yerel seçimlerdeki tüm aday listelerinin en az üçte bir oranında kadının seçilmesini sağlayacak şekilde düzenlenmesi.
- Yerel idareler, siyasal partilerin yerel örgütleri, kamu kurumlarının yerel birimleri ve kadın örgütleri arasında işbirliği olanaklarının geliştirilmesi.
- Yerel yönetimlerin "Yerel Eşitlik Eylem Planları" yapmaları için teşvik edilmesi.
- Yerel yönetimlerde yerel toplumsal cinsiyet eşitliği birimlerinin oluşturulması. (TK/EZÖ)