Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM), milletvekili adaylarının seçildiklerinde hayvanlar için yapacaklarına dair "söz vermelerini" istedi ve hayvanları unutmamalarını sağlamak amacıyla “Söz Veriyorum" metni yayımladı.
TIKLAYIN- HAKİM'den milletvekili adaylarına çağrı: Söz verin
Hayvan Hakları İzleme Komitesi’nden Avukat Gizem Karataş ile ‘Söz Veriyorum’ metnini konuştuk.
“Vatandaşlar artık suç duyurusunda bulunamıyor”
‘Söz Veriyorum’ metninden bahseder misiniz, metin neleri kapsıyor? Hayvan haklarının korunmasında yasal olarak ne gibi sorunlar var? Nelerin değişmesini istiyorsunuz?
‘Söz Veriyorum’ kampanyasında amacımız, bu metni seçime kadar olabildiğince fazla milletvekili adayının imzalaması.
Onlardan hayvanlarla ilgili gerçekten yapıcı olacak çalışmalarda bulunmalarını istiyoruz.
Söylemlerinde hayvanları çok geçiren ama bunu bir hak temelli mücadeleye bağlamayan çok fazla insan görüyoruz. Bunun bir hak mücadelesi olduğunu fark etmeliler ve söylemler de bu tarafa çekilmeli.
2021 yılında aslında bir hayvan hakları yasası beklenirken sadece Hayvanları Koruma Kanunu'nda bazı değişiklikler yapıldı. Bizim beklentimiz hayvanat bahçelerinin kapatılması, yunus parklarının kapatılması, kürk çiftliklerinin kapatılması yönündeydi ancak hiçbirinin yerine getirilmediğini gördük. Pet shoplar dahi kapatılmadı. Hayvan üretimi yasaklanmadı.
“Hayvanlar artık mal değil can”, “sahipli sahipsiz hayvan ayrımı kalktı” denilerek yapılan kanun, hiçbir işe yaramadığı gibi cezasızlığın artmasına neden oldu. En büyük eksiklik, vatandaşların suç duyurusunda bulunma hakkı elinden alındı.
Eğer bir hayvanın hukuken ‘sahibi’ değilseniz veya suçüstü hali yoksa doğrudan Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuramıyorsunuz. Tarım Orman Bakanlığına başvurmanız gerekiyor. Tarım Orman Bakanlığı da çoğu zaman suç duyurusunda bulunmuyor. Bu davaları takip etmiyor. Büyük bir cezasızlık ortaya çıktı.
Aynı zamanda son dönemde özellikle sokakta yaşayan hayvanlara yönelik olarak nefret dili çok pekiştirildi. Şu anda sokakta ve özellikle bakımevlerinde, halk arasında barınak olarak bilinen aslında kanuna göre sadece bir hayvan hastanesi görevi görmesi gereken noktalar toplama kamplarına dönüştürüldü. Bir örneğini Konya’da gördük, çok ciddi suçlar işlendi ve cezasız kaldı. Seçimden sonra yeni bir hayvan hakları yasasının ‘Söz Veriyorum’ metnindeki taleplerimizle birlikte çıkmasını istiyoruz.
"Önce insanlar deniliyor, hayvanlar unutuluyor"
"Söz veren" milletvekillerinden beklentileriniz neler?
Samimi olduklarını gerçekten icraata geçirerek göstermelerini bekliyoruz. Hayvanların hep en son düşünülen, hep önce insanlar denip sonraya bırakılan ama şiddetten en fazla nasibini alan, en fazla ezilen, en kırılgan grup olduğunu biliyoruz.
Halbuki hem insanları, kadınları, çocukları hem de hayvanları savunmak mümkün, hiçbirini sıraya sokmaya gerek yok.
O yüzden seçimden sonra bir an önce Meclis'te bir komisyonun kurularak hayvan hakları yasası için sivil toplum örgütleriyle iş birliği halinde çalışmaya başlamalarını istiyoruz.
"STK'ler ve gönüllülerle işbirliği şart"
Geçtiğimiz dönemlere göre bu seçim beyannamelerinde hayvanlara daha fazla yer verildiğinden bahsediyorsunuz. Bu size yeterli geliyor mu?
Önceki seçimlere göre çoğunun bildirgelerinde hayvan hakları bölümü var. Bu çok iyi bir gelişme. Ancak bazılarına eleştirilerimiz de mevcut. Hala yeterli olmadığını düşünüyoruz. Söz veriyorum metnimizdeki çoğu şey yazılmamış. Biz de partilere eleştirilerimizi, notlarımızı yazıp, ulaştırmaya çalışıyoruz.
Millet İttifakı'nın ortak bir mutabakatnamesi var. Orada STK'larla, gönüllülerle iş birliği yapmamanın nasıl yanlış söylemlere yol açabileceğini görüyoruz.
Örneğin; sokakta yaşayan hayvanlarla ilgili olarak ‘besleme odakları yapılacak’ deniliyor. STK'ların çalışmalarını, sahada karşılaştıklarını sorsalar, bunu yazmazlardı.
Çünkü besleme odağı konusunun bu hayvanların aslında şehrin dışına sürülmesi ve açlıktan ölmeleri anlamına geldiğini biliyor olmaları gerekiyordu.
“Bu bir hak mücadelesi”
Geçtiğimiz dönemlerde seçim beyanlarının gerçekleşmediğine şahit olduk ve aslında bu süreçte hayvanlar daha fazla saldırıya uğradı. Bu dönem verilen beyanların gerçekleşeceğini düşünüyor musunuz?
Söylemler değişiyor. Mesela; bugün Erkan Baş'ın Bir yerdeki konuşmasından bir kısım ulaştı bize. Onu çok olumlu bulduk. Çünkü mesela kendisi hayvan hakları mücadelesi ifadesini diğer bütün ezilen gruplarla birlikte geçirdi.
Hayvan hakları mücadelesine karşı bakış, biraz daha sevgi ve merhamet yönünden ilerliyor. Artık yavaş yavaş partiler bunun bir hak mücadelesi olduğunun farkına varıyorlar. Söylemlerini buna göre değiştiriyorlar. O yüzden biraz daha umutluyuz.
"Verdikleri sözü hatırlatacağız"
Verilen sözlerin gerçekleştirilmesi için neler yapmayı planlıyorsunuz? Seçim sonrası için bir planınız var mı?
Evet, var. Metni imzalayanları devamlı olarak ziyaret etmeye ve aslında onlara sözlerini hatırlatmaya devam edeceğiz.
Ayrıca imzalamayanları da takip edeceğiz. Bir şekilde seçim yoğunluğu vesaire diyerek imzalanmadıysa da yine beyan almaya çalışacağız. Hayvan hakları mücadelesinin içinde yer almalarını ve hayvanların sesini meclise taşımamıza yardım etmeleri için uğraşmaya devam edeceğiz.
Son olarak eklemek istedikleriniz...
Bu mücadelenin, hak temelli bir mücadele olduğunun farkına vararak, herkesin meclise baskı yapması gerekiyor. Şu anda elimizde çok yetersiz bir kanun var. Bu kanunla biz mahkeme salonlarında çok sınırlı şeyler yapabiliyoruz. Bu yüzden de yapmamız gereken şey siyasilere baskı yapmak.
(AD/RT)