Fransa merkezli cinsiyetçilik karşıtı kolektif Insomnia, dün gece Paris sokaklarına erkek şiddeti sonucu öldürülen kadınların isimlerinin ve kısa hikayelerinin bulunduğu afişler astı.
Reklam panolarına asılan 100 afişle, 2016’da partnerleri ya da erkek akrabaları tarafından öldürülen 100 kadın anıldı.
Insomnia’dan yapılan açıklamada, “Kadın katli (Fransızca “feminicide”, İngilizce “femicide”) : Görünmeyen cinayetler” başlığı kullanıldı. Erkek şiddetinin 16-44 yaş arası kadınların ölüm sebepleri arasında birinci sırada geldiği belirtildi.
Fransa’da ortalama olarak her iki günde bir, bir kadının öldürüldüğü ifade edilen açıklamada, bu eylemle iki noktaya dikkat çekilmek istendiği belirtildi:
“İlk olarak, kadın katli ile mücadele için öncelikle bunu isimlendirmek gerektiği için, İtalya, İspanya ve yedi Latin Amerika ülkesinde olduğu gibi Fransa’da ceza hukukunda ‘kadın katli’nin tanınması için çalışıyoruz. Kadın katli, diğerleri gibi bir suç ya da basit özel bir mesele değildir.
“Bu suçlar, 3. sayfa haberleri ya da aile dramları ya da tutku/kıskançlık cinayetleri değiller. Bu net bir şekilde isimlendirilmediğinde, medya erkek egemen sistemi bilmiyormuş gibi yapıyor ve cinayetlerin sıradanlaşmasını cesaretlendiriyor. Kadın katli için düzgün bir medya temsiliyeti gerekli.” (ÇT)
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kavga, tartışma, bağırış çağırış artık sıradan şeyler. Ancak bir kadının Meclis Başkanvekili olarak kürsüde oturması ve oturumu yönetmesi hâlâ pek çokları için alışılmadık bir manzara.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Denizli Milletvekili ve Meclis Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, bu alışılmadık manzaranın içinde, yıllardır erkek egemen siyasetin tüm kodlarını ilmek ilmek çözerek ilerliyor. Ancak işin en ilginç yanı, bir kadının oturum yönetmesine en çok kimlerin zorlandığı… Erkek vekillerin bir kadına bakışı orada, Meclis’te bile değişmiyor.
Bunu en basit şekilde görmek mümkün. Örneğin, Meclis kürsüsünde Biçer Karaca varken, bazı erkek vekiller sırtlarını kürsüye dönüyor.
Halbuki bu, içtüzüğe göre yasak. Ama orada, o koltukta bir kadın oturduğunda, onlar için her şey mübah. Biçer Karaca önce uyarıyor. Kimse dinlemiyor. Sonra tekrar uyarıyor. Kahkahalar devam ediyor. En sonunda mikrofonu açıyor ve “Sayın milletvekilleri, sohbetiniz epey koyu görünüyor. Çay-kahve ister misiniz?” diye soruyor. Bir anda ortama bir sessizlik çöküyor.
"Erkeklere onay almak zor geliyor"
Gülizar Biçer Karaca ile Meclis'te bir araya geldik.
Oysa mesele sadece bir uyarı değil. Mesele, kürsüde bir kadının oturduğunu kabullenememek. Bir kadından söz istemek, bir kadının yönlendirmesiyle hareket etmek... Meclis’te bazı vekiller için hâlâ zor bir şey. Biçer Karaca bunu şöyle anlatıyor:
"Onay almak değil elbette ama bir kadının yönlendirmesiyle konuşmak bile bazı vekillerin zihnindeki cinsiyetçi kalıpları tetikliyor. Bunu çok net görebiliyorsunuz."
Ve en çok ne oluyor dersiniz? Kadın bir Meclis Başkanvekili’ne sürekli “iş öğretmeye” çalışıyorlar. Erkek Başkanvekilleri bir karar aldığında kimse itiraz etmiyor. Ama Biçer Karaca, "Yoklamaya iki dakika süre veriyorum" dediğinde biri mutlaka çıkıp, "Çok verdin, bir dakika verseydin" diye dalga geçiyor. O da cevabı yapıştırıyor: "Sizi mi kıracağım? Bir dakika vereyim o zaman." Ama sonra herkes panikle arkaya koşuyor: "Aman ha! Sakın bir dakika yapmayın!"
Bir kadının Meclis’te mücadele etmesi neden zor?
Meclis’te bir kadın olarak var olmak, sadece erkek vekillerin sırtlarını dönmesiyle ya da alaycı cümleleriyle sınırlı değil.
Meclis kavga dolu bir yer. Kavgalar hep erkeklerin yumruklarıyla belirleniyor. Ancak Biçer Karaca’nın verdiği mücadele bambaşka. O yumruk atmıyor, ama kadınların söz hakkını savunarak, erkek egemen siyasetin içine işleyen cinsiyetçiliğe karşı yumruğunu havada tutuyor.
"İlk kürsüye çıktığımda, 'Yeni, tecrübesiz, pes eder, caydırırız' diye düşündüler. Ama bizdeki mücadele ruhunu hesaba katmadılar" diyor.
Bunu nereden biliyor? Çünkü Meclis’te kadınların yönetici konumda olmasına en çok iktidar kanadı rahatsız oluyor. AKP’li vekillerin bile bunu fark ettiğini belirtiyor:
"Kadın Meclis Başkanvekili olması onların çok hoşuna gitmiyor, bu çok açık."
Ancak en ilginç nokta şu: Muhalefetin de kadın başkanvekili olmasına alışması zaman almış. "Muhalefetin rahat hareket etmesi, çünkü başkan bizden diye düşünüyorlar" diyor. İktidarın ise tam tersi. "Biz iktidarız, her şey bizim dediğimiz gibi olacak" anlayışı, işleyişin içine işlemiş durumda.
Ve bazen bu işin dozu daha da kaçıyor. Bir gece yarısı, AKP sıralarından bir vekilin, süresi otomatik olarak dolduğu için mikrofonu kapanıyor. Normalde süre dolunca tekrar süre talep etmesi gerek. Ama o etmeden çıkıp gidiyor. Ertesi gün yerel gazetelere demeç veriyor:
Gerçek? O süre talep etmemişti bile. Ama manipülasyon her yerde aynı işliyor.
Kadın hakları mücadelesi
Meclis’te kadın vekillerin sadece siyaset yapmaya değil, kadın haklarını savunmaya çalışması da başlı başına bir mücadele. Bunun en büyük örneklerinden biri Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Komisyonu'nda yaşanan son skandal.
Komisyona Zahide Yetiş'in uzman sıfatıyla davet edilmesi büyük tepki çekti. Biçer Karaca, bunu şöyle yorumluyor:
"Kadına şiddetle ilgili konuşulması gereken şeyler var. Ama bu, kadınların sorunlarını reyting ve şov malzemesi haline getiren bir televizyon figüründen mi öğrenilecek?"
Muhalefet üyeleri toplantıya katılmayarak bu durumu protesto etti. DEM Parti ve Yeni Yol da benzer bir tavır alarak salonu terk etti. Biçer Karaca'nın sözleri sert:
"Kadınların sorunları üzerinden reyting peşinde koşan bir anlayıştan kadına şiddetle ilgili öneri almak asla kabul edilebilir bir şey değil."
Ve Meclis'te en unutulmaz anlardan biri… Saadet Partisi milletvekili Hasan Bitmez, konuşması sırasında fenalaşarak yere yığıldığında, iktidar sıralarından gelen çirkin sözler: "Gebersin, Allah'ın gazabı bu!"
Bu an, Meclis’in sadece siyasi tartışmalarla değil, insanlık adına da bazen ne kadar utanç verici sahnelere tanıklık ettiğini gösteriyor.
Nafaka, arabuluculuk ve kadınların mücadelesi
Biçer Karaca, kadın haklarına yönelik yeni düzenlemeler konusunda büyük endişeler taşıyor. 10. Yargı Paketi'nde gündeme gelen nafaka hakkı ve boşanmalarda zorunlu arabuluculuk gibi düzenlemelerin kadınları daha da zor duruma düşüreceğini söylüyor.
"Süresiz nafaka diye bir şey yok. Bu, tamamen yanlış bir algı. Kadınlar boşanırken, şiddet gördüklerinde, haklarını kaybetmemeli. Ama şimdi onları daha da zora sokacak yasalar çıkarılmak isteniyor."
En büyük tehlike ise, Medeni Kanun ve 6284 sayılı kadını koruyan yasaların zamanla hedef haline gelmesi.
"Bir milim bile geri adım atılmasına izin vermemeliyiz" diyor. Ve kadınları örgütlü mücadeleye çağırıyor:
"İktidar, kadınların örgütlü mücadelesinden korkuyor. Bizim de bu korkuyu büyütmemiz lazım."
Son Söz: Kadınlar susmaz
Meclis’te bir kadın olarak var olmak, hele ki yöneten tarafta olmak hiç kolay değil. Ama Biçer Karaca yılmıyor. Kadınların susmayacağını, geri adım atmayacağını, örgütlü mücadeleyle daha da güçleneceğini her fırsatta vurguluyor.
"Dayanışma, güç birliği ama her şeyden önce örgütlü bir kadın mücadelesi!"
bianet kadın ve LGBTİ+ haberleri editörü (Ekim 2018). bianet stajyerlerinden (2000-2001). Cumhuriyet, BirGün, DİHA, Jinha, Jin News, İMC TV için muhabirlik yaptı. Rize'de yerel gazetelerde...
bianet kadın ve LGBTİ+ haberleri editörü (Ekim 2018). bianet stajyerlerinden (2000-2001). Cumhuriyet, BirGün, DİHA, Jinha, Jin News, İMC TV için muhabirlik yaptı. Rize'de yerel gazetelerde çalıştı. Sivil Sayfalar, Yeşil Gazete, Journo ve sektör dergileri için yazılar yazdı, haberleri yayınlandı. Hemşin kültür dergisi GOR’un kurucu yazarlarından. Yeşilden Maviye Karadenizden Kadın Portreleri, Sırtında Sepeti, Medya ve Yalanlar isimli kitaplara katkı sundu. Musa Anter Gazetecilik (2011) ve Türkiye Psikiyatri Derneği (2024) en iyi haber ödülü sahibi. Türkiye Gazeteciler Sendikası Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu kurucularından. Sendikanın İstanbul Şubesi yöneticilerinden (2023-2027). İstanbul Üniversitesi Avrupa Birliği ve Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümlerinden mezun. Toplumsal cinsiyet odaklı habercilik ve cinsiyet temelli şiddet haberciliği alanında atölyeler düzenliyor. Ekim 2018’den bu yana bianet’te çalışıyor.