22 yaşındaki üniversite öğrencileri Ferhat Tüzer, Berna Yılmaz'a 8'er yıl 5'er ay, Utku Aykar'a da 2 yıl 2 ay 20 gün hapis cezası verildi.
Tüzer ile Yılmaz, 19 ay tutuklu kalmıştı. Hapis cezası kesinleşirse 4,5 yıl daha yatacaklar. Karar, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'ne götürülecek.
Avukat Taylan Tanay, bianet'e yaptığı açıklamada, "Bu, özel yetkili mahkemelerin neden kaldırılması gerektiğini gösteren bir karar oldu. Yasal ve demokratik bir talebi dile getirdikleri için hapis cezası aldılar. Bu mahkemeler ifade özgürlüğü önünde önemli bir engel" dedi.
"Mahkemeler canavara dönüştü"
Bugünkü duruşmada sanıkların beraatini isteyen Tanay, "Bu yargılamanın başından itibaren adil yargılama hakkı ihlal edildi. Mütalaasında bu çocuklara 'beraat verilsin' diyen savcı, kısa süre sonra kararname ile kendini Büyükçekmece'de buldu. Özel yetkileri de alındı" dedi.
"Başbakan 'Bu mahkemeler canavara dönüştü' dedi. Bu gençler yıllardır yargılanıyor burada onlar ne yapsınlar. Gerçekten de canavara dönüştü bu mahkemeler."
Tanay, bu sözleri üzerine "Biz canavar mıyız?" diye soran üye hakim Aytekin Ozanlı'ya da "Ben size canavar demedim. Başbakanın tespitini aktardım" cevabını verdi.
Ferhat ve Berna, "örgüt üyesi olmaktan" 6'şar yıl 3'er ay, "örgüt propagandasından" 2 yıl 2 ay 20 gün hapis cezası aldı. Örgüt üyeliğinden beraat eden Utku'ya da örgüt propagandasından 2 yıl 2 ay 20 gün hapis cezası verildi.
Berna Ankara Üniversitesi, Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Antropoloji Bölümü dördüncü sınıf öğrencisi, Ferhat da tutuklandığında Trakya Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Makine Bölümü ikinci sınıfta okuyordu. Her ikisi de tutuklu oldukları sürede okullarından atıldılar.
İki savcı arasında 15 yıl fark
Ferhat ile Berna, 14 Mart 2010'da, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuştuğu toplantıda, "Parasız eğitim istiyoruz, alacağız" yazılı pankartı açmış, Utku da aynı talebin yazılı olduğu broşürleri dağıtmıştı.
Üçü de hemen gözaltına alındı, Ferhat ile Berna çıkarıldıkları İstanbul Özel Yetkili 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nce tutuklandı.
"Devrimci Halk Kurtuluş Partisi/Cephesi (DHKP/C) üyesi olmak ve örgüt adına propaganda yapmaktan", Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 5. maddesi uyarınca "örgüt üyeliği" ile suçlandılar.
Ferhat ve Berna 19 ay tutuklu kaldıktan sonra, 6 Ekim 2011'deki duruşmada tahliye edildi.
Davanın eski savcısı Kasım İlimlioğlu, 24 Mayıs 2011'de görülen duruşmada verdiği mütalaasında, eylemlerinin Anayasal bir hak olan ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu belirterek gençlerin tahliye ve beraatini istemişti.
Yeni Savcı Adem Özcan ise 8 Mart'taki duruşmada üç öğrencinin de "örgüt üyesi olduğu" yönünde mütalaa verdi. Özcan, Ferhat, Berna ve Utku'nun, 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmalarını talep etmişti.
Bir "pankart davası" daha
Öğretmen Meral Dönmez ile öğrenci Gülşah Işıklı da açtıkları pankart nedeniyle 5 Aralık 2011'den beri Kandıra 2 Nolu T Tipi Cezaevi'nde tutuklular.
İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde örgüt üyeliğinden yargılanan Dönmez ile Işıklı, Kocaeli'de 3 Aralık 2011'de Avukat Hurşit Berk'in bürosunun penceresinden, "Füze kalkanı değil, demokratik lise istiyoruz" yazılı pankartı açmıştı.
Kocaeli Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nden 2009'da mezun olan ve atanamadığı için özel ders veren 25 yaşındaki Dönmez ile Ankara Üniversitesi öğrencisi 23 yaşındaki Işıklı, bir sonraki duruşmaya 30 Temmuz'da çıkacak. (AS)