Fotoğraf: Evrim Kepenek/bianet
Haberin İngilizcesi için tıklayın
“Eşim müzisyen; 1,5 sene pandemiden dolayı hiç çalışamadı. Bazen sokaklarda çaldı, grup olarak ara ara, insanlar balkondan para attı onlara. (…) Bu pandemi döneminde, ben kredi çektim, pandemi kredisinin yanında başka kredi de çektim. Sürekli açılma bekledik o dönem, açılma olmadıkça doğru düzgün gelir elde edemedik. Pandemi döneminde restoranlar kapatılınca bütün müzisyenler açıkta kaldı; daha önce herkesi eğlendiren müzisyenler şu an kendine bakamıyor. Bir müzisyen eve gelirken eli kolu dolu gelirdi; şimdi hiçbir şey getiremiyor.”
(İzmir, 30’lu yaşlarda kadın)
“Başvurdu ama olmadı. Ne eşine çıktı, ne etraftakilere. (…) Sormadılar insanlara. Mesela bu vatandaş çalışıyor mu? Evli mi? Çoluk çocuğu var mı? Aile geçindiriyor. Böyle bir şey sorulmadı. Sıradan işine gelene verdiler. İşine gelmeyene şu bu gerekçe. Şeffaf değil yani. Yok yok yok. (…) Hiçbir şeyden faydalanamadı. (…) Gerçekten mağdur insanlara verseler ya; çok güzel olur ama vermiyor ki adamlar. Çıkıyor kafasına göre dağıtıyor yani. Bir de siyaseti buraya soktular mı? Bu iş olmuyor yani. İhtiyacı varsa buna vereceksin. Bu budur şu şudur soramazsın. (…) Yanlış. Nasıl bir yöntem izlediklerini yardımlarını dağıtırken bilmiyoruz; yanlış yöntemler bunlar. Haksız. Yönetiyorsun ama haksızca.”
(Artvin, 50’li yaşlarda kadın)
Pandemi sürecinde, Türkiye'deki Romanların durumunu değerlendirmek amacıyla, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikret Adaman ve araştırma ekibi Baran Alp Uncu, Gökçe Yeniev, İsa Ali Demir tarafından yürütülen “COVID - 19’un Türkiye’deki Roman Toplulukları Üzerindeki Sosyo-Ekonomik Etki Araştırması” nın sonuçları Postane İstanbul’da kamuoyu ile paylaşıldı.
Roman Diyalog Ağı'nın Güçlendirilmesi Projesi kapsamında yürütülen araştırma, Türkiye bağlamında “Romanlar” olarak bilinen Rom, Dom, Lom ve Abdal gruplarının pandemi nedeniyle karşı karşıya kaldıkları sorunlar ile pandemi esnasında sunulan yardımlara erişim imkan ve kapasitelerini inceliyor.
Artvin, Edirne, İzmir, Urfa ve Antep illerinde, gerek bu grupların fikir önderleri gerek gruplardan seçilen kişilerle yapılan görüşmelerin yanı sıra, illerdeki ilgili mülki idare amirleri ve belediye sorumlularıyla da mülakatlar düzenlenerek elde edilen bulgular ışığında, mevcut durumu ortaya koyuyor.
Araştırmada, Türkiye’deki Romanlık halleri, istihdam, sağlık, eğitim ve barınma özelinde ele alınıp Türkiye’de COVID - 19’un ekonomik etkileri analiz ediliyor. Pandemiye karşı alınan önlemler ve Romanların önlemlerden yararlanma durumları değerlendirildikten sonra kısa ve uzun dönemli politika önerileri sunuluyor.
"Yardımlar yetersiz"
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu’nun finansal desteğiyle Sıfır Ayrımcılık Derneği tarafından uygulanan Roman Diyalog Ağı'nın Güçlendirilmesi Projesi kapsamında yürütülen araştırmada öne çıkan bulgular şöyle:
*Saha araştırması sonuçları, genel olarak Romanların pandemi boyunca istihdam, sosyal yardımlara ulaşma, eğitim, barınma, sağlık ve toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri konularında ilave sorunlar yaşadığını, bu meseleler ile ilgili olarak öteden beri yaşanan imkânsızlık ve adaletsizliklerin pandeminin etkisiyle daha da derinleştiğini ve yaygınlaştığını gösteriyor.
*Sonuçlar, alınan önlemlerin önemli bir bölümünden çoğu kayıt dışı işlerde çalışan Romanların yeterince yararlanamadıklarına işaret etmektedir. Yoksul kesime yapılan yardımlara ulaşımda da sorunların deneyimlendiği ifade ediliyor.
*Görüşmeler sırasında verilen sosyal yardım hakkında rastlanılan şikayetlerden bir tanesi de yardım miktarının yetersizliği.
*Eve gelen memurların kendilerini “utandırdığını” ve “kötü hissettirdiğini” ifade edenlere rastlanmaktadır. Şanlıurfa’daki görüşmelerde Dom kimliklerinden dolayı kaymakamlık, belediye gibi devlet kurumlarından kovuldukları ileri sürülürken, psikolojik ve/veya fiziksel şiddete maruz kaldıklarını söyleyenler de bulunuyor.
TIKLAYIN - Raporun tamamını okuyun
Politika önerileri
- Eğitim alanında, gençlere/çocuklara yönelik okuma/çalışma odalarının açılması, sosyal ve kültürel etkinliklere ağırlık verilmesi
- Örgün eğitimin yanında yetişkin eğitiminin de (anne ve babaların çocukları ile iletişim konusunda, yetişkinlere okuma-yazma konusunda [kadınlara ayrı bir özen göstererek], kadınların kadın sağlığı ve annelerin anne-çocuk sağlığı konusunda gibi) sağlanması
- Okullarda devamı teşvik eden mekanizmaların (örneğin okullarda kahvaltı ve/veya öğle yemeği verilmesi) tesisi
- Özellikle pandemi ve diğer kriz anlarında Romanların geçimini sağlayabilmeleri için giderlerini düşürmeyi sağlayacak uygulamalar sağlanması
- Mahallelerde çok amaçlı topluluk merkezlerinin açılması: bu sayede sosyal, kültürel, psikolojik ve ekonomik kazanımların yaratılması
- Okullarda devamlılığı teşvik eden mekanizmaların (örneğin okullarda kahvaltı ve/veya öğle yemeği verilmesi) tesisi
- Kreş/okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması
- Krizlere yönelik direncin arttırılması
- STK’lar ve yerel yönetimlerle işbirliklerinin arttırılması
- Yerelde katılımcı mekanizmaların geliştirilmesi
“Politika önerileri önemli”
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikret Adaman sunumunda özellikle şu noktaya dikkat çekti:
“Bundan sonra benzer bir krizde nasıl hareket edileceğinin bilinmesi açısından böylesi raporlar önemli. Araştırmalarımızda kanaat önderleri ile görüştük, beş ildeki Romanlarla görüştük ve ayrımcılık, ev içi şiddetin arttığını gördük.
“Bu sorunların çözülmesi açısından ne umutlu ne de umutsuzum. Çözümcül politikalar ve kararlı adımlarla bu sorunların çözüleceğini en azından sonraki kriz dönemleri için politika geliştirileceğini umuyorum.”
(EMK)