Toplantı boyunca çok neşeli ve esprili konuşan Pamuk, Nobel ödülünün hayatında ekonomik olarak bir değişiklik yarattığını, ama önün dışında başka bir değişiklik yaratmadığını söyledi; ama ödülün önemini de şöyle anlattı: "Benim için bu ödülü almak çok büyük bir onur; belki de hayatımdaki en güzel bir iki şeyden biri..."
20. yüzyılda birçok kişi Nobel ödülü aldı. Küçükken çocuklara babaları söyler, 'Benim oğlum paşa olacak' derler. Batı kültüründe belki başka bir şey, buna yakın bir şey söyleniyor. Bana hep 'ne zaman Nobel'i alacaksın' diye sorarlardı; artık aldım; kimse bana artık bu soruyu yöneltemez. Nobel ödülümü aldım artık."
Pamuk Dostoyevski'yle karşılaştırılmasıyla ilgili soruyuysa "Benim stilimle Dostoyevski'nin stili arasında hiçbir benzerlik yok. Benim kitaplarım film yapılmadı. Yapılmasını da istemiyorum şimdilik. Yazarlıktan başka bir ortak özelliğimiz yok" diye yanıtladı.
Pamuk: Yazmak benim karakterim
"Yazmak benim karakterim neredeyse; her şeyi kendime göre yazmak, tekrar yorumlamak, şekillendirmek, iletmek, yorumlamak... Bu benim varoluş nedenim neredeyse. Her şeyi yazıyorum" diyen Pamuk, basın toplantısında kendisiyle, çocukluğuyla ve şu anda hayatının nasıl geçtiğiyle ilgili soruları yanıtladı. Bu aralar daha çok İran edebiyatıyla ilgilendiğini belirtti.
Pamuk, Türkiye'deki değişim süreci ile ilgili gelişmelerden umutlu olduğunu ve Türkiye'de edebiyata ilginin son birkaç yıldır yükseldiğini de belirtti. İsveç radyosu Süryani redaksiyonu muhabirinin etnik azınlıklarla ve insan hakları ile ilgili sorusunuysa, "Bir basın toplantısında, bir iki dakikada cevaplanacak bir soru olarak görmediğini, konuya daha uzun bir sürenin ayrılması gerektiğini" söyleyerek yanıtladı.
"Edebiyat anlayabilmek ve anlatabilmektir"
Pamuk, "edebiyatın gücü nedir" sorusuna da "Edebiyatın gücü kitap ve kalemdir. Edebiyat anlayabilmek, konuşabilmek, eğlenebilmek, yaşayabilmektir. Anlayabilmek ve anlatabilmektir. Onu yaşayamıyorsan hiçbir gücü yoktur" diye yanıt verdi.
Orhan Pamuk yarın İsveç Akademisi'nde kitabından bir bölümü okuyacak. 10 Aralık'taki ödül törenine kadar İsveç'in edebiyat ve sanat çevrelerinin düzenlediği davetlere katılacak. Yarın (7 Aralık) yazar onuruna İsveç Türkiye konsolosluğunda üst düzey İsveç siyasi temsilcilerinin de katıldığı bir yemek veriliyor. (SN/TK)