Pakistan Devlet Başkanı General Pervez Müşerref, derin bir siyasi kriz yaşayan ülkede Anayasayı askıya alarak Olağanüstü Hal ilan etti.
Müşerref, yargı ve yönetim arasındaki çekişme nedeniyle büyük bir kriz yaşandığını belirterek "ülkenin intihar etmesini" engellemek için olağanüstü hal ilan ettiğini açıkladı. Kararla bilikte iki bine yakın muhalif gözaltına alındı; OHAL kararını tanımadığını açıklayan Yüksek Mahkeme başkanı İfitihar Çaudri görevden alındı.
3 Kasım'da alınan bu kararla birlikte, ülkenin başlıca kentlerinde özel televizyon yayıncılığı yasaklandı; bazı bölgelerde cep telefonlu haberleşmeye son verildi.
Yayınlar kesik, yüksek yargı abluka altında
Başkent İslamabat'ta polis, gelecek günlerde Müşerref'in 6 Ekim'de yeniden devlet başkanı seçilmesinin meşru olup olmadığını görüşecek olan Yüksek Mahkemenin çevresini sardı; mahkeme başkanı da görevden alındı.
Cumhurbaşkanlıktan Pakistan Elektronik Medyayı Düzenleme Yüksek Kurulu'na (PEMRA), özellikle haber nitelikli olan, bölgesel ve ulusal özel yayınların kablodan ve uydudan aktarımına son verilmesi talimatı verildi. Yayın kesintileri önce İslamabat, Ravalpindi ve Lahore’de kendisini gösterirken Karaşi ve Peşaver’de de görüldü.
Yayın yapmaya bir tek Pakistan Devlet Televizyon PTV'ye izin verildi. Olağanüstü Hal ilan edilmesine tepki gösteren uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, söz konusu sansür önleminden birkaç televizyon kanalının muaf tutulduğunu bildirdi.
RSF: OHAL’e mecbur değildi
Müşerref'in silahlı İslamcı grupların çeşitli tehditlerine maruz kaldığını kabul ettiğini açıklayan RSF, buna karşın hiç bir durumun kendisini Olağanüsütü Hal ilan etmeye ve bu şekilde basın özgürlüğünü kısıtlamaya mecbur etmediğini bildirdi.
“Bu darbenin yasadışılığı Yüksek Mahkemece zaten teyit edildi” diyen RSF, Pakistan hükümeti ve ordusundan yayınların yeniden serbest bırakmalarını talep etti. Pakistan, RSF’nin Dünya Basın Özgürlüğü Sıralaması’nda 169 ülke içerisinde 152. durumda. (EÖ/NZ)