Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban-Ki Moon su baskınlarının yaşandığı Pakistan'ı ziyaretinden sonra, ülkedeki durumun içler acısı olduğunu belirtti. "Bugün burada gördüğüm yıkımı asla unutmayacağım."
Ban, dün (15 Ağustos) yaptığı açıklamada, geçmişte dünya çapında birçok doğal afet gördüğünü belirtti; fakat hiçbirinin burada gördüklerine benzemediğini söyledi; sözlerine şöyle devam etti:
"Çok fazla yerde çok fazla yardıma ihtiyacı olan çok fazla insan bulunuyor. Burada neler olduğunu görmek üzere geldim. Buraya ayrıca dünyaya Pakistan halkına yardımlarını hızlandırmalarını teşvik etmek için geldim."
Basın toplantısında sular altında kalan yolları, köprüleri, tamamen su altında kalmış köyleri ve etrafında sular ile çevrili küçük adacıklara hapsolmuş insanları tasvir eden Ban, gördüklerini "yürek burkucu" olarak niteledi.
"Sular çekildikçe biz de hızlı hareket etmeliyiz ve insanların hayatlarını tekrar kurmaları için yardım etmeliyiz. Çiftçilerin tekrar tarım yapabilmek için tohuma, gübreye ve alete ihtiyaçları var. Eğitim, sağlık ve gıda ihtiyaçları hemen giderilmelidir."
20 milyon kişi felaketten etkilendi
BM'nin açıklamasına göre, evleri, tarım arazilerini ve temel altyapıyı tahrip eden kuvvetli muson yağmurlarından kaynaklanan seller nedeniyle yaklaşık 14 milyon insan etkilendi. Pakistan hükümetiyse yaklaşık 20 milyon insanın felaketten etkilendiğini söylüyor. BM raporunda ülkede 6 milyondan fazla kişinin evsiz kaldığını yazıyor. Yetkililer en az 1.500 kişinin hayatını kaybettiği bildiriyor.
Ülkenin güneyindeki Sindh bölgesinde 1.6 milyon kişinin çok kötü durumda olduğu, yaklaşık yarım milyon insanın evlerini terk ettiği bildiriliyor. Bölgede bulunan Associated Press Haber Ajansı'nın bildirdiğine göre sağ kalanlar yiyecek için mücadele ediyorlar. Su baskınından sağ kurtulup şu anda yardım bekleyen Ali Şaukat insanların sabırsızlığından diğer insanların da az miktarda sağlanan yiyecekten mahrum kaldığını bildiriyor.
İlk kolera vakası ise kuzeydeki Swat vadisinde kaydedildi. Pencap'ın doğusunda hayatta kalanlar, üstü açık barakalarda barınıyor.
Su baskınları yaklaşık iki hafta önce Pakistan'ın kuzeybatısındaki dağlık bölgeden başlayarak ülkenin dörtle birlik kısmını ve önemli tarımsal bölgelerini de içine alarak güneye inmişti.
Uluslararası yardımlar
Geçtiğimiz hafta BM, Pakistan'daki doğal afetten etkilenmiş ailelerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere bölgeye yemek, içme suyu, çadır ve diğer barınaklar, gıda dışındaki yardım ve sağlık malzemelerinin sağlanması için gereken 460 milyon dolarlık bir yardım çağrısında bulunmuştu; fakat şimdilik sadece bu rakamın yüzde 20'lik bir kısmı (93 milyon dolar) bölgeye verildi.
Genel Sekreter Ban, ziyareti sırasında Başbakanı Yusuf Rıza Galani ve Devlet Başkanı Zardari ile görüştü. Hükümetin olaylarda çok sorumlu davrandığını belirten Zardari basın yetkililerinden afetin ne kadar büyük olduğunu anlamaları ricasında bulundu.
Su seviyelerinin yükselmesine rağmen, bölgeye gelen uluslararası yardım önceki yıllarda gerçekleşen doğal afet yardımlarından az. Önceki yıl Haiti'de yaşanan depremlerin ardında bölgeye toplam 2,35 milyar dolar yardımda bulunulmuştu.
Dün, Hindistan 5 milyon dolar gönderdi. İlk aşamada sadece 1,5 milyon dolar yardımda bulunan Çin şimdi yardımı 7,2 milyon dolara çıkardı.
Büyük Britanya Afet Acil Komitesi, kamu bağışlarından 18 milyon dolar yardımda bulundu. Ülkenin Başbakanı David Cameron Pakistan'ı "terör ihracatı"yla suçlamıştı.
ABD ise "terörizme karşı bölgedeki ittifakı"na 70 milyon dolarlık yardımda bulundu.
Uluslararası Para Fonu (IMF) zaten dış ülkelerden yardım alan Pakistan'da, su baskınlarının uzun süreli ekonomik sonuçları da olabileceğini belirtti.
"Şehir sanki 100 yıl öncesine dönmüş"
"Save the Children" yardım örgütü üyelerinden biri, Swat vadisindeki Kalam şehrinde 48 kilometrelik bir bölgede çalışıyor ve yaşadıklarını İnternet günlüğünde paylaşıyor.
Guardian'ın haberine göre, yazdıkları şöyle:
"İki tepenin ardından geçip ilk şehre vardık, Adyan. Şehrin tüm yapısı değişmişti. Sular şehrin Pazar yerini yerle bir etmiş, şehrin tam ortasından geçiyor, büyük bir nehir oluşturuyordu.
"Her tarafta çamur ve toz vardı. Yerinden kopmuş iri kaya parçaları su akıntısında yol alıyor şehrin içine giriyordu. Sonunda otelleri, restoranları ve nehir kenarındaki kafeleriyle dolu, turist merkezi Bahreyn'e geldik. Buraya 5 yıl önce ailemle beraber gelmiştim.
"O anda şehir tanınamaz durumdaydı. Sanki bir şey şehrin üzerini büyük kaya ve çamur parçaları ile kaplamıştı. Şehrin ana çarşısı yerle bir olmuştu. Üç katlı oteller yıkılmış, ana cadde yaklaşık 2 metre boyunda çamurla kaplanmıştı.
"Kalam'da, birçok insanın geçimini sağladığı ana çarşının yüzde 90'ı yıkılmış, sanki 100 yıl öncesine dönmüştü: Arabalar yoktu, su akıntısı hepsini götürmüştü- daha önce bir elektrik pompa istasyonu tarafından sağlanan temiz su kaynağı ortadan kalkmıştı." (AM/TK)
Bu haberi Avi Mizrahi derledi.