Amerikan Jeofizik Birliği, uydu ölçümlerinin neticelerini dün (Salı) halka açıkladı.
"Düzelme için 40-50 yıl geçmesi gerekir"
Alabama Üniversitesinde atmosfer kimyageri olarak görev yapan, çalışmanın öncüsü Michael Newchurch, düzelmenin ozon tabakasının yüzde yirmisinden az bir bölümünün bulunduğu stratosferin, en üst tabakasında gerçekleştiği konusunda uyarıda bulundu.
Bulguların sadece ozon tahribatının yavaşlaması konusunda bilgi verdiğini, durumun tersine döndüğü anlamına gelmediğini söyleyen Newchurch, "Ozon tabakasının eski haline gelebilmesi için en azından 40-50 yıl geçmesi gerekiyor" dedi.
"Örgütlü hareketle, bir çevre tehdidi engellendi"
Newchurch ve bazı bağımsız uzmanlar, yine de bu bulguların insanlar tarafından atmosfere verilen zararla savaşta önemli bir dönüm noktası olduğunu söylediler.
Araştırmalarda görev almayan fakat bulguları inceleyen NASA ozon uzmanı Richard Stolarski "Bu önemli bir adım ve ozonda bir şeylerin düzelmeye başladığını gösteren ilk işaret" dedi.
NASA Langley Araştırma Merkezi'nde çalışan Joe Zawodny, "Bu gerçekten çok hoş bir hikaye. Bilimciler ozon tabakasına verilen tahribatın hepimizi tehdit ettiğini söylediler ve uluslar arası kamuoyu onlara inandı; şimdi ise çalışmaların sonuçlarını görmeye başladık" diye konuştu.
CFC'lerin oluşturduğu tehdidi 29 yıl önce teşhis ederek iki bilimciyle 1995 Nobel Ödülü'nü paylaşan Massachusetts Teknoloji Enstitüsü ozon kimyası uzamanı Mario Molina ise, gelişmeyi "insanlığın iyi bir örneği" olarak nitelendirdi.
Molina, "Kanıtlar gösteriyor ki, kimyasal maddelerin üretimine ilişkin yasak, ortak hareketle uzun süreli bir çevre tehdidini engelledi. Bu küresel bir çevre sorunu yaratan, fakat sonrasında ona etkili bir şekilde işaret eden insanlığın iyi bir örneği" dedi.
"Üretimdeki azalma, tahribatı yavaşlattı"
"Son gelişmelerin NASA uyduları üzerindeki iki alet tarafından ayrı ayrı keşfedildiğini, bulguların yanlış olma ihtimalinin yüzde bir olduğunu" söyleyen Newchurch, "Araştırmacıların stratosferin en üst tabakaları üzerine 20 yıllık uydu verilerine dayanarak yaptığı analize göre, CFC klorlarının üretimindeki azalma, 1997'den itibaren ozon tahribatını yavaşlattı" dedi.
Ancak, Birleşmiş Milletler'in (BM) ozon tabakası ile ilgili son raporunun yazarı Dr. William Randel, atmosferdeki ısı değişimi ve sera etkisi nedeniyle kimyasalların artması gibi unsurların, ozon tabakasının iyileşmesi sürecini olumsuz etkileyebileceğini hatırlattı.
NASA'da çalışan Stolarski de buna katılarak, "İleride başka sürprizler olacak" diye konuştu.
Ozon tabakası ve "zararlılar"la mücadele
Ozon tabakası deri kanserine neden olan ve ekosisteme zarar veren ültraviyole ışınlarını süzüyor. Fakat sentetik kimyasalların kullanımının artmasıyla özellikle Antarktika bölgesinde bu koruyucu tabaka yıllardır büyük zarara uğruyor.
Zararlı kimyasallara ilişkin yasak 1970'lerdeki bulgular doğrultusunda başladı, fakat 1980'lerde bilimcilerin daha az zararlı olan benzer bileşikleri keşfetmesi ve özellikle Antarktika üzerinde ozon tabakasında bir deliğin açılması sonrasında daha da hızlandırıldı.
Bu kimyasalların en önemlileri olan kloroflorokarbonların (CFC'ler) kullanımının azaltılması ile ilgili kanunlar, 1989'da uluslar arası bir antlaşma olan Montreal Protokolü ile düzenlendi.
Fakat bu zararlı maddelerin tamamen yok olması, etkilerinin yıllar sonra görüleceği uzun bir süreci kapsıyor. (PT/BB/NK)
Andrew C. REVKİN'ın New York Times'da yayımlanan haberini İngilizce'den Pınar Tokur çevirdi.