Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ile eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman, yeniden görülmeye başlanan Balyoz davası kapsamında ikin kez tanık olarak hakim karşısındaydı.
Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada ilk olarak Özkök’e soru soruldu. Özkök, Mahkeme Başkanı Özlem Karaçam'ın "Balyoz, Çarşaf, Oraj ve Suga gibi planlardan bilginiz var mı?" sorusunu şöyle cevapladı:
“Geçen hafta da aynı soru soruldu. Balyoz, Oraj vesaire gibi planları duymadım. O konuda herhangi bir şey bilmiyorum.”
“Elimde belge yoktu”
Mahkeme Başkanı Özkök'e, "Çetin Doğan ile sizin bir görüşme yaptığınız ve sizin Çetin Doğan'a 'Orduda kıpırdanmalar var diye duydum. Bu nedir?' diye soru yönelttiğinizi söylüyor. Bu görüşme doğru mudur?" diye sordu.
Özkök “Olay doğrudur. Benzer bir konuşma yapıldı. Kendisine kulağıma duyumlar geldiğini, ihbar mektupları geldiğini söyledim. Açıkça sordum. Böyle bir şey var mı diye? Arkasından konuşmaktansa direkt yüzüne sordum. O da doğru olmadığını söyledi. Elimde meşru belge olsaydı yasal işlemi yapardım" dedi.
Özkök duyumları nereden aldığını da şöyle açıkladı: “Bir kısmı sivillerden geliyordu. Çoğu imzasız mektuplardı. Bunlar hep olurdu. Dedikodu mahiyetinde değerlendirdim.”
Ergenekon ifadesi
Mahkeme Başkanı, Hilmi Özkök'ün 2012 yılında Ergenekon davasında verdiği ifadesindeki, "Bana bir CD geldi. Kaynağını bilemediğim bu CD'de amacını aşmış ifadeler tespit ettiğim. Kara Kuvvetleri Komutanından incelemesini talep ettim" sözlerini okudu.
Özkök bu sözlerini, "CD ses kaydıydı. Seminerde Çetin Doğan'ın konuşması olduğu iddia edilen CD'ydi. Meşru bir tarafı yok. Sıradan bir CD ama kuvvet komutanına inceleyin dedim" diye açıkladı.
Mahkeme başkanının, “Ergenekon'da verdiğiniz ifade de 'Seminerin yapılmasını emrettim ancak amacını aşan şekilde ifadeler yer aldığı bilgisi geldi. Ben de Kara Kuvvetleri Komutanına incele dedim' ifadeniz hakkında ne diyeceksiniz?" sorusu üzerine, “Katılıyorum. Aynen öyle dedim" dedi.
CD nerede?
Duruşma savcısı da “İnceleme talimatı sonucu ne oldu?" diye sordu.
Özkök, “Bana cevap geldiğini hatırlamıyorum. O günler yoğundu. ABD- Irak konusu vardı. Tekrar bir geri dönüş olduğunu hatırlamıyorum" dedi.
Mahkemenin üye hakimi “Size gelen CD şu an nerede?" diye sordu. Hilmi Özkök, “Şu an CD'nin nerede olduğuna dair bir bilgim yok” dedi.
Duruşma savcısının "CD'nin tamamını dinlediniz mi?" sorusuna Özkök, “Tamamını dinlemiş olmam gerekir. 11-12 sene önce. Tam aklımda değil ama Sayın Çetin Doğan'ın bu konuşmayı yaptım dediği CD bu. Detaylı olarak hatırlamıyorum" cevabını verdi.
Sanıklar da sordu
Geçen hafta Özkök’e soru sormayan sanıklar ve avukatları bu hafta soru sordu.
Sanık İhsan Çuhadaroğlu, "Ergun Saygun mahkemede, Aytaç Yalman'a seminer ses kayıtlarını dönemin Başbakanı Abdullah Gül'ün verdiğini kaydetti. Size gelen ses kasetleri yasal ses kaydı mıydı?" diye sordu. Özkök bu soruya, “Benim bir bilgim yok" diye yanıt verdi.
Sanık Çuhadaroğlu, “Benim veya silah arkadaşlarımızın herhangi bir terörist faaliyetini gördünüz mü? sorusuna “Hayır" yanıtını verdi.
Yalman: Darbeyi engellemedim
Özkök'ün ardından dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman tanık olarak dinlendi.
Yalman, “Balyoz ile ilgili bir istihbarat almadım. Bilgi ve belgeye sahip değilim. Dava ile ilgili hususları dava açıldıktan sonra basından öğrendim" dedi.
"Darbeyi engellemem söz konusu değildir" diyen Yalman'a Mahkeme Başkanı, "Gazetelere beyanlar da bulundunuz mu?" diye sordu.
Yalman, “Bu tamamen düzmece, talihsiz ve yalan bir haberdir. Ben darbeyi engellemiş olsam ve işlem yapmasam suç işlemiş olurum. Bir gazetecinin düzmece algısıdır. Ben darbeyi engelledim demedim" cevabını verdi.
İnceleme yapıldı mı?
Duruşma savcısı, "Tanık Özkök semineri incelemesi için Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na talimat verdim dedi. İnceleme yapıldı mı?" sorusunu sordu.
Yalman şunları söyledi: “Hayır yapmadım. Ben kendi duyumlarım ve tespitlerimden sonra inceleme yaptım. Genelkurmay Başkanı bana emir vermedi. Ancak bazı konularda bilgilendirdi. Benim belli temaslarım oldu seminer sonrasında. Ses kayıtları ile ilgili değil seminerin tamamı ile ilgili incelemelerim oldu. Hilmi Özkök, seminer kayıtlarının geldiğini ve rahatsız edici hususlar olduğunu belirtti. Beni bilgilendirdi. Ben de bilgi almıştım. Seminerin emirlere ne kadar uygun olup olmadığı hususunu inceledim. Bazı farklılıklar olduğunu gördüm. Gereğini yaptım. İkaz ettik ilgili arkadaşları. Hukuka itaatin esas olduğunu söyledim. Disiplin ihlali ile karşı karşıya olduğunu gördüm" diye konuştu.
“Disiplin suçu işlendi”
Mahkemenin, “İhlal edilen kural neydi?" sorusuna Yalman, “Egemen” planı oynanmalıydı. Ancak 1. Ordu “EMASYA planı uygulansın” diye teklif etti. Ben de “EMASYA değil Egemen oynansın” dedim. Ben katılamadım. Sonra EMASYA planının uygulandığını söylediler. Ben İstanbul'a gittim. İlgili arkadaşlarla konuştum. İkazları yaptım. Disiplin suçu işlendiğini gördüm. Genelkurmay Başkanı'na bilgi verdim" cevabını verdi.
Duruşma savcısının "Seminerlerde konuşmaların kayıt altına alınması olağan mıdır?" sorusuna Yalman, “Pek olağan değildir" diye yanıt verdi.
Balyoz ile bağlantılı mı?
Yalman'a sanık avukatlarından Hüseyin Ersöz de, “Seminerdeki planın uygulanmasının Balyoz ile bağlantısı var mı?" diye sordu.
Yalman şu cevabı verdi: “Balyoz planını bilmiyorum. Benim o gün EMASYA planının oynanmaması emrim o günün siyasi ve sosyal şartları ile alakalı. Balyoz planı ile bunun alakası yok. Balyoz ile ilgili bilgiye sahip değilim.”
Yalman, “Bir darbe planı emaresi aldınız mı incelemeleriniz sonucunda?” sorusunu da şöyle yanıtladı: “Almadım. Almış olsam zaten gereğini yaparım.”
Özkök ve Yalman ifadelerinin ardından duruşma salonundan ayrıldı.
Dijital veriler İTÜ’ye
Mahkeme, bilirkişilere incelenecek dijital verilerin sayısı, talep edilen incelemelerin kapsamlı olması nedeniyle iki ay süre verdi. Suça konu oaln Gölcük Donanma Komutanlığı'nda ele geçirilen 5 Nolu Harddisk, 1 Nolu CD ve Hakan Büyük'ün evinde ele geçirilen flash bellek, 11, 16, 17 Nolu CD'ler ile taraflarca incelenmesi talep edilen 3 ve 10 Nolu CD'lerin emanetten alınarak bu dijital verilerle sanıklar ve müdafiilerince dosyaya sunulan raporlar ve bilirkişilere sorulması talep ettikleri hususları içeren tüm dilekçe örneklerinin İTÜ tarafından bildirilen üç bilirkişiye gönderilmesine karar verdi.
Bir sonraki duruşma 5 Şubat 2015'te. (AS)