Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 1 Mart'ta aldığı ve gazeteci Duran'a henüz tebliğ ettiği kararında, karar düzeltme başvurusunu oybirliğiyle reddetti.
7 Kasım 2005'te Daire, İstanbul 7. Hukuk Mahkemesi'nin 23 Ekim 2003'te davanın reddedilmesi yolunda verdiği kararı yine oybirliğiyle onamıştı.
"Özkök, ciddi bir savaş propagandacısı"
"Hürriyet" gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Özkök'ün gazeteci Ragıp Duran hakkında açtığı 25 bin YTL'lik manevi tazminat davasını ele alan İstanbul 7. Hukuk Mahkemesi, söyleşinin "basının savaş karşısında takındığı tavrı eleştirdiğini" kaydederek Özkök'ün başvurusunu reddetti.
Gazeteci Duran, "Yeniden Özgür Gündem" gazetesinin 31 Mart 2003 tarihli nüshası için "Türk medyası şiddet ve iktidar yanlısıdır" başlıklı yazısında, "Hürriyet gazetesi savaş yanlısıdır. Bu gazeteyi yapanlar tam gaz Bağdat Amerika'dan daha Amerikancı, Türkiye Amerika tarafından işgale uğrarsa Yunanistan veya ırak kalksa tam gaz Ankara diye başlık atacağı, işbirlikçi, şiddet ve güç yanlısı yayın politikası izliyor, yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök, ABD işgalini açıkça desteklemekte ve tutarlı ve ciddi bir savaş propagandacısı, kendisine gazeteci diyen bir işadamı iktidar sözcüsü" şeklinde ifadelere yer vermişti.
Bunun üzerine Özkök, yazıda kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle gazeteci Duran hakkında 25 milyar TL (25 bin YTL) istemli bir manevi tazminat davası açmıştı.
"Medyanın savaş karşısındaki tavrı eleştiriliyor"
Mahkeme, tarih boyunca Türk medyasının savaştan yana tavır koyduğunu savunan gazeteci Duran'ın, "genelde, Türkiye'de yayımlanan görsel ve yazılı basının savaş karşısında takındığı tavrı eleştirdiğini" bildirmişti.
Mahkeme, "Medya mevhumu daimine sadece davacı (Ertuğrul Özkök) taraf yer aldığı düşünülemez. Basın özgürlüğü ilkesi Anayasanın vazgeçilmez kuralı olup, demokratik rejimlerde kitle iletişim araçları halkın söz sahibi olabilmesi, olayların eksiksiz öğrenebilmesi, olup bitenden haberdar olması gerekir" demişti.
Mahkeme kararında şu tespitlere de yer verilmişti:
"Halkı aydınlatma çeşitli sorunlar üzerinde kamuoyunun düşünmeye sevk etme, tartışmalar açma, bilinmeyenleri araştırıp çıkarma basının görevi olup, denetim, eleştiri, tartışma açma basının vazgeçilmez görevi ise de sınırsız değildir. Kişisel onur ve saygınlığa zarar verilmemesi gerekir.
"Sadece Hürriyet'i değil tüm medyayı eleştirdi"
"Haber verirken eleştiri sınırları içinde objektif sınırlar aşılmadan aşağılama yapılmaması gerektiği gibi haberde gerçeklik, güncellik, kamu yararı ve toplumsal ilgi konuyla anlatım arasında düşünsel bağlılık gibi temel ilkeler doğrultusunda yayımlanan ve yapılan söyleşinin haber yapılmasında davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu düşünülemez.
Davacı Ertuğrul Özkök'ün gerek yayıncısı bulunduğu "Hürriyet" gazetesinde ve İnternet sitesinde savaş hakkında görüş ve düşüncelerin ayrıntılı biçimde yazdığı, maalesef gerek ilk Irak Savaşı, gerekse İkinci Irak Savaşı'nda medyanın çeşitli köşe yazarları tarafından savaş karşıtı ya da savaş yanlısı tutum takınarak, halkı aydınlatmak yerine hassas bir dönemde daha hassas davranarak mukabil yazıların abartılı biçimde yazılmaması gerektiği yapılan manevi tazminata konu söyleşide sadece davacı taraf değil, tüm medyanın tutumu mümkün olduğunca dile getirmeye çalışılmasına göre davacının manevi zarar uğradıklarının kabulü gerekmez." (EÖ)