Özgürlükçü Demokrasi gazetesi ve Gün Matbaası’na 28 Mart’taki baskına uluslarası basın ve ifade özgürlüğü örgütleri tepki gösterdi.
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Medya Özgürlüğü Temsilcisi Harlém Desir de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na hitaben yaptığı resmi açıklama yaptı.
Independence of the newspaper #ÖzgürlükçüDemokrasi must be respected! My full statement ➡️ https://t.co/Bl4UqbxX4W #Turkey #MediaPluralism #JournoSafe pic.twitter.com/AJIFzoPzmE
— OSCE media freedom (@OSCE_RFoM) March 29, 2018
Desir açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Gazetecilerin, gazetecilik faaliyetlerinden dolayı terör ile suçlanmamaları gerektiğini ısrarla belirtirim. Gazete ve matbaada gözaltına alınanların serbest bırakılması, kendilerine yöneltilen suçların düşürülmesi ve Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin bağımsızlığına saygı gösterilmesi için çağrıda bulunuyorum. İfade özgürlüğünün koruma altında olduğu çoğulcu bir medya ortamının, güvenlik konusunda zorluklar yaşayan bir toplumu zayıflatmak, aksine daha güçlü olmasına katkıda bulunur."
17 kuruluştan ortak açıklama
17 basın ve ifade özgürlüğü örgütü ortak bir metin hazırlayarak Türkiyeli yetkililere gözaltına alınan tüm gazete ve matbaa çalışanlarının derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu.
Gazete ve ofisin yasal sahiplerine iade edilmesi gerektiğinin altını çizen örgütlerin açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
"İstanbul’da yayın yapan son Kürt gazetesi olarak, Özgürlükçü Demokrasi devlet tarafından kontrol edilmeyen bilgiye son derece kırılgan olan erişimi korumak için hayatî bir öneme sahiptir. 2016’da Azadiya Welat, İMC TV ve Hayatın Sesi gibi Kürt destekçisi gazete ve televizyon kanalların kapatılmasının ardından, Özgürlükçü Demokrasi Kürt destekçisi son günlük basılı haber kaynaklarından biridir.”
17 kuruluş
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Uluslararası Yazarlar Birliği (PEN International), Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ), Article 19, Index on Censorship, International Press Institute (IPI), Uluslararası PEN, European Centre for Press and Media Freedom (ECPMF), Association of European Journalists (AEJ), Norwegian PEN, English PEN, Articolo 21, Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), PEN Belgium/Flanders, Wales PEN Cymru, PEN Germany, PEN Club Français, PEN Suisse Romand.
PEN: Kürt kültürüne yönelik baskı durdurulmalı
Uluslararası PEN İcra Direktörü Carles Toner de şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye yetkilileri Kürt kültürü ve diline yönelik sürdürdüğü baskıyı durdurmalıdır. Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından da ifade özgürlüğünün üzerinde ciddi biçimde yoğunlaşan baskılardan bu yana Kürt ve Kürt destekçisi basın kuruluşları ve gazetecilere yönelik artan ve Özgürlükçü Demokrasi gazetesine el konmasıyla yeni bir dip noktaya varan saldırıdan dolayı son derece büyük kaygı duymaktayız. Bu açıklamanın imzacıları olarak Özgürlükçü Demokrasi’ye herhangi bir hukuki gerekçe veya belgeye dayanmadan el konulmasını güçlü bir şekilde kınıyoruz. Özgürlükçü Demokrasi’nin gözaltına alınan çalışanlarının avukatlarına bilgi ve soruşturma kapsamında erişim sağlanmasının reddedilmesini de kabul etmiyoruz.”
Index on Censorship: Kaygı verici
Index on Censorship Savunuculuk Direktörü Joy Hyvarinen de şu ifadeleri kullandı:
“Hükümetin Özgürlükçü Demokrasi’ye el koyması son derece endişe vericidir. Avrupa hükümetlerini ve diğer hükümetleri Türkiye’de özgür basının yok edilmesini kınamaya çağırıyoruz. Gözaltına alınan gazete ve matbaa çalışanlarının serbest bırakılmasına ve TMSF tarafından Engin Basın Yayın ve Gün Matbaacılık firmalarına el konulduğuna dair iddiaların yasal durumu hususunda resmi bir teyit talep ediyoruz.”
Article 19: Son verilmeli
ARTICLE 19 Avrupa ve Orta Asya Programı Direktörü Kate Morris şu ifadeleri kullandı:
“Özgürlükçü Demokrasi’ye el konulması Türkiye’de ifade özgürlüğünün alanını daha da daraltmakta ve kamuoyunun, özellikle ülkenin güneydoğusunda hâlen devam etmekte olan çatışma ortamıyla ilgili kamu yararı olan konulara erişimini sınırlamaktadır. Yetkililere bu gazeteyi taciz etmeye son vermeleri ve Türkiye’de ihtiyaç duyulan basın özgürlüğünü yeniden tesis etmeleri için çağrıda bulunuyoruz. Kalan son muhalif gazetelerden birine el konulması, Türkiye’nin en büyük medya kuruluşu ve gazete dağıtımcısı, Doğan Grubu’nun, sahibi olduğu basın kuruluşlarının hükümet yanlısı olmalarıyla bilinen Demirören Holding tarafından alınmasını takip etti. Satın almanın öncesinde ise Radyo ve Televizyon Üst Kurumu’na internet üzerinden yayın yapan haber kanalı ve sitelerini denetleme, onlara lisans verme ve erişimlerini engelleme konusunda büyük yetkiler tanıyan bir yasa geçti.”
Articolo 21: Özgür sesleri bastırmanın teyididir
Articolo 21 grubu üyesi ve Free Turkey Media’nın İtalya Koordinatörü Antonella Napoli’nin açıklaması şöyle:
“Basın özgürlüğüne yönelik yapılan bu son müdahale Erdoğan’ın Türkiye’deki tüm özgür sesleri bastırmak istediğini teyit etmektedir. Türkiye hükümetine OHAL’in kaldırılmasıyla birlikte en kısa sürede hukuk düzenini yeniden tesis etmesine yönelik baskı yapmak için Avrupa’nın sağlam bir duruş sergilemesi gerekmektedir.”
IPI: Muhalif sesleri susturmak istiyor
IPI Türkiye Savunuculuk Koordinatörü Caroline Stockford de şunları ifade etti:
“IPI dünkü baskını ve hükümetin cumhurbaşkanlık seçimleri öncesinde muhalif sesleri susturmak için Özgürlükçü Demokrasi’yi hukuksuzca kapatma taktiğini kınıyor. Varna zirvesindeki fırsata rağmen, Avrupa Türkiye’nin özgür basın ve ifade özgürlüğüne yönelik baskısını güçlü bir şekilde kınamakta yine başarısız olmuştur. Türkiye halkları, özellikle de bir seçim öncesinde dengeli bir fikir edinmek için muhalif haberciliğe bilgi edinmek üzere erişme hakkına sahiptir. Türkiye’yi, bir insan hakkı olan ifade özgürlüğüne saygı göstermeye, tüm muhalif basını bastırma taktiğine bir son vermeye ve Özgürlükçü Demokrasi çalışanlarını serbest bırakmaya çağırıyoruz.”
CPJ: Muhalif gazetelere el koyma taktiğine son verilmeli
CPJ Avrupa ve Orta Asya Program Koordinatörü Nina Ognianova ise ayrı bir açıklama yayınlayarak şu ifadelere yer verdi:
“Özgürlükçü Demokrasi’ye karşı yapılan baskını kınıyor ve gözaltına alınan çalışanların derhal serbest bırakılması için polise çağrıda bulunuyoruz. Türkiye gazeteyi ve yasal sahiplerine iade edilmeli ve bağımsız, muhalif gazetelere el koyma taktiğine de bir son vermelidir.”
17 örgüt, ayrıca Avrupa gazeteleri ve hükümetlerini, dengeli ve eleştirel haberciliğe erişimin demokrasi için olmazsa olmaz olduğu, basın özgürlüğüne saygı gösterilmesi ve basın özgürlüğünün korunması gereğine dair net açıklamalar yapmaya çağırdı. (EA)