Şair bedava yaşıyoruz diyordu 1950'lerin Türkiye'sinde ve bedava olan şeyleri sıralıyordu serzeniş dolu mısralarında. Bu sitemin sorumlusu ne şairin kendisi ne 1950'ler ne de Türkiye'ydi aslında, dünyayı topyekün bir pazara dönüştürecek süreç o zamanlardan da önce başlamış ve gücün satın alabilme ve satabilmeyle ölçüleceği bir dünya düzeni oluşmuştu.
Bilginin paylaşılması özgürlüğünün kısıtlanması ürkütücü
2000 leri yaşadığımız şu yıllarda şairin bedava diye sıraladığı havanın bulutun bile artık satılabildiğini görüyoruz, ve düzenin gözü öyle karadır ki artık, insanlar temiz havayı satabilmek için dışarıdaki havayı kirletebilmektedir. Serbest piyasa ekonomisi diye tanımlanan şey aslında daha fazla satabilme uğruna başkalarının özgürlüklerinin kısıtlanmasının meşrulaştırılması olarak da yorumlanabilir. Kısıtlanılması en ürkütücü olan özgürlük ise bilginin paylaşılması özgürlüğü, ve bilgi gelişiminde dayanışma özgürlüğüdür. Zira bilginin paylaşıldıkça azalan değil bilakis çoğalan bir mahiyeti vardır ve insanlığın gelişiminde tarihsel bir rol teşkil eder.
Teknolojinin son yıllarda inanılmaz bir hızla gelişmesi ve hayatımızın her alanına girmesi ki bu anlamda en somut örnek bilgisayar ve İnternet'tir, teknoloji politikaları üretme ve gerek verimlilik gerekse de etik açıdan bazı standartlar belirleme ve uygulama ihtiyacı doğurmuştur. Bu hızı takip ve kontrol edebilmek adına bu standartların ürünlerin hem üretim hem de tüketim aşamasını kapsayan sağlam hukuksal dayanaklara oturması gerekir hale gelmiştir.
Günümüzde dişçisinden işçisine kadar bütün çalışma alanlarında hayatı kolaylaştırma adına bilgisayarlar kullanılmaya başlanmış ve yazılım sektörü büyük bir endüstriye dönüşmüştür. Yeni teknolojinin bir ürünü olan bilgisayar programlarında da güvenlik, mülkiyet hakları, lisanslama ve bilgi paylaşımı konularında da çeşitli ticari ve aynı zamanda da bilimsel kalıplar oturtulmuştur.
Özgür yazılım yalnızca bedava yazılım demek değil..
Yazılım sektöründe ürünlerin ticaretinde baz olarak kullanılan iki ana yöntem vardır. Birincisi mücessel veya birinin malı olan yazılımlar (proprietary software) olarak adlandırılan ve programların sadece çalışabilir dosyalarının temin edildiği, hazırlanmasında kullanılan kaynak kodun verilmediği yazılımların ticareti ve bir de ürünün kaynak koduyla birlikte verildiği özgür yazılım (free software) diye tanımladığımız programların ticareti söz konusudur.
"Özgür yazılım" özgürlükleri korumaya yönelik bir akımın adıdır. İngilizce'deki "free" sözcüğünün çift anlamlı olmasından dolayı bazı yanlış anlamalar olmaktadır. Her ne kadar yazının başlangıcındaki şiirin başlığı bedava olsa da özgür yazılım ücretsiz (bedava) olmak zorunda değildir. "Free software" denince "free beer" (bedava bira) değil "free speech" (ifade özgürlüğü) aklınıza gelmelidir. Şiirdeki serzeniş aslında özgür yazılımın oluşmasındaki temel motivasyonu teşkil eder. Yazılımlar üzerine harcanan emeğin karşılığını elbette ki almalıdır ama bu ücret aynı zamanda üretilen bilgiyi de kapsamalıdır, üretilen bilgi (yazılımın kaynak kodu) için bir ücret talep edilmemelidir. Camekanlar bedavadır şair doğru söylemektedir ama içeriye girilip yemek için para ödendiğinde yemeğin içeriğini bilmek de hakkımız olmalıdır.
Linux Windows'a, MySQL Oracle'a karşı
Microsoft, Oracle gibi büyük yazılım şirketleri kaynak kodu asla kullanıcıya vermemek yönünde bir politika izlemektedir. Bugün Windows işletim sisteminin koduna sahip yegane kurum yine Microsoft'un kendisidir. Bu durumda kullanıcılar dünyanın her yerinde nerdeyse tekel oluşturmuş Windows işletim sisteminin detayda nasıl çalıştığını bilememenin verdiği riski de taşımaktadırlar.
Oysa Linux özgür bir yazılımdır. Bir çok dağıtımı vardır (Redhat, Mandrake, Suse, vs..) ve hepsi açık koddur ve ücretsizdir. Kaynak kodunun açık olması herkesin ulaşıp bu sistemin gelişmesine katkıda bulunmasına imkan vermektedir. Son 5 yılda Windows ile Linux arasındaki büyüme ve gelişme farkını değerlendirirsek açık kodun avantajını daha iyi anlarız. Kullanıcı bazında Windows yüzde20'nin altında yaygınlaşırken Linux yüzde 200'ün üstün bir oranda yaygınlaşmıştır. Aynı kıstas Oracle firmasına ait veritabanı ürünüyle, özgür bir yazılım olan MySQL veritabanı arasında da geçerlidir.
Stallman'ın Unix'inden Linux'a
Özgür yazılımın fikir babası Richard Stallman'dır. 1984 de Unix işletim sisteminin ücretsiz versiyonunu yaratmak için başlattığı çalışmalar GNU projesi (GNU's not UNIX) adında bir organizasyona dönüşmüştür. Bu projeye daha sonra 1985 de yine Stallman'ın kurduğu Serbest Yazılım Kuruluşu (Free Software Foundation-FSF) adlı kuruluş çatı olmuştur. Stallman özgür olmayan yazılımların getirdiği kısıtlamaların yazılım sektörü açısından büyük bir sıkıntı olduğunu düşünmüş ve yazılımların açık kodlu olması gerektiğini savunmuştur. Bazıları bunun bir delilik olduğunu düşünse de o zaman başlattığı bu çalışma bugün yazılım sektörü açısından bir devrim mahiyeti taşımakta ve bu endüstriyi tersine çevirecek bir önem teşkil etmektedir. Bugün dünya devi Microsoft'un en çekindiği rakibi Linux ve Linux yazılımlarıdır.
Özgür yazılımların kodlarının açık olması diğer insanların bu kodları alıp, ufak değişiklikler yapıp tamamen kendi ürünleriymiş gibi göstererek satmasına imkan verebileceğinden bu yazılımların da çeşitli şekillerle lisanslanarak korunması gerekliliğini doğurmuştur. GNU projesinin bu anlamda kullandığı GPL lisansı (GNU Public Licence) bu tür bir lisanstır. İlk versiyonu 1989 da yayınlanan GPL lisansının 1991 de ikinci ve şu anda kullanılan versiyonu oluşturulmuştur. Bu tarihlerde Linus Torvalds da geliştirmekte olduğu Linux çekirdek kodunun .12 versiyonunu GPL lisansı ile lisanslamıştır.
Özgür yazılım terimleri
Özgür yazılım konseptinde terimsel anlamda birkaç maddeye açıklık getirmek faydalı olacaktır. Açık kod yazılım (open source software) terimi tam olarak özgür yazılım terimini kapsamamaktadır. Açık kod denilince akla yalnızca yazılımın kaynak koduna erişebilirlik gelmelidir ve lisanslama ile birebir ilgili değildir. Özgür yazılım ise copyleft, GPL ve XFree86 style şeklinde çeşitli lisanslama tekniklerini içermektedir. Açık kod yazılımlar sadece bir geliştirme metodolojisidir.
Açık kod terimi 1998 de Netscape firmasının kaynak kodunu açıklayacağını belirtmesiyle ortaya çıkmıştır. Bu hamleyle birlikte yazılım dünyası açık kod inisiyatifiyle (open source initiative) tanışmıştır ancak Stallman ve FSF bu inisiyatife katılmamayı tercih etmişler ve özgür yazılımın açık koddan farklı olduğunu belirtmişlerdir.
Kullanıcı hakları
Özgür yazılımın temelinde kullanıcının bir yazılımı çalıştırma, kopyalama, dağıtma, inceleme, değiştirme ve geliştirme özgürlükleri yatar. Daha kesin ve açık bir ifadeyle, kullanıcılara şu haklar tanınmıştır:
* Her türlü amaç için programı çalıştırma özgürlüğü
* Programın nasıl çalıştığını inceleme ve kendi gereksinimleri doğrultusunda değiştirme özgürlüğü.Program kaynak koduna erişim bunun için bir ön şarttır.
* Yeniden dağıtma ve toplumla paylaşma özgürlüğü.
* Programı geliştirme ve gelişmiş haliyle topluma dağıtma özgürlüğü.
Toplum yararı
Böylece yazılım bütün toplum yararına geliştirilmiş olur. Program kaynak koduna erişim bunun için de bir ön şarttır. Bir program, bütün kullanıcıları bu hakların tümüne sahip oldukları zaman özgür bir yazılım olur. Yani, kopyalama, değiştirme, aynen yada değiştirerek parayla satma, herkese ve her yerde dağıtma, ve bedava verme özgürlüklerine sahip olmalısınız. Bu özgürlüklere sahip olmak, kimseden izin almamayı ve izin için hiçbir bedel ödememeyi de içerir.
Ayrıca, programda her türlü değişikliği yapmaya, ve bu haliyle işinizde veya eğlence için kullanmaya da hakkınız vardır. Hatta bu değişikliklerin varlığını kimseye bildirmek zorunda da değilsiniz. Değişiklikleri yayınlamanız veya dağıtmanız halinde de hiç kimseye hiçbir şey bildirmeniz gerekli değildir. Geliştirme ve dağıtma özgürlüklerinin anlamlı olması için, programın kaynak koduna erişebilmeniz gerekir. Bu nedenle, kaynak kodunun açık ve kolay erişilebilir olması özgür yazılım için bir ön şarttır.
Bu ilkelerin sözde kalmaması için, siz sözleşmenizi bozmadıkça, belirtilen özgürlüklerin sizden geri alınamaması gereklidir. Eğer yazılımı geliştirenler özgürlüklerinizi hiç bir uygun neden öne sürmeden geri alma hakkına sahip olurlarsa, o yazılım özgür bir yazılım değildir.
Kurallar...
Ancak, özgür yazılımın dağıtımında bazı kurallar konması da olanaklıdır. Bu kuralların yukarıda belirtilen temel özgürlüklerle çelişmemesi gerekir. Örneğin "copyleft" kavramı (basitçe söyleyecek olursak) şu kuralı koyar: Programı herhangi bir biçimde dağıtırken, kullanıcıların temel özgürlükleri kısıtlanmaz. Açıkça görüldüğü gibi, bu kural temel özgürlüklerle çelişmemekte, tam tersine onları korumaktadır.
Değiştirilmiş bir programın paketlenmesi konusunda da bazı kurallar konabilir. Ancak bu kurallar, sizin kendi değişikliğinizi ve dağıtımınızı engelleyecek biçimlere bürünemez. Ayrıca "programı bu şeklide dağıtırsanız, şu şekilde dağıtılmasını da sağlamalısınız" türünde kurallar da uygun olabilir. Aynı temel ilkeler bu durumda da geçerlidir. (Dikkat edilmesi gereken bir nokta da programınızı hiç dağıtmamak konusundaki özgürlüğünüzdür.) Copyleft yazılımların tekrar dağıtımlarında kodla birlikte özgürlüklerin korunmasını sağlayan bir lisanslama yöntemidir denilebilir.
Yazılımlarda geliştirme ve lisanslama anlamında kullanılan tekniklerin bir ifadesini aşağıdaki şemada görebilmekteyiz.
Türkiye'de özgür yazılım konusunda da özellikle İnternet üzerinden olmak üzere çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Linux Kullanıcıları Derneği ve bu derneğin bünyesinde oluşturulmuş çeşitli mail grupları vasıtasıyla eğitim amaçlı seminerler ve özgür yazılım şenlikleri şeklinde etkinlikler yapılmaktadır. Üretilen yazılımların özgür yazılımlar olmasını sağlamaya çalışmanın yansıra Türkiye'de kullanılan yazılımların ve yazılım geliştirme araçlarının özgür yazılımlar olması teşvik edilmektedir.
Örneğin işletim sistemi olarak Linux'un tercih edilmesini sağlamak bu yönde Linux eğitimleri vermek bu derneğin faydalı çalışmalarındandır. Ayrıca oluşturulan mail gruplarında çok etkin bir bilgi paylaşımı söz konusudur, bu gruplarda yazılımla uğraşan insanlar için çeşitli sorularını sorulabildiği, tartışılabildiği aktif bir iletişim vardır. Bu mail gruplarına üye olabilmek ve derneğin diğer etkinliklerini takip edebilmek için Linux Kullanıcıları Derneği adresinden web sitesine ulaşabilirsiniz.
Özgür yazılımı bilginin paylaşılması, özgürlüğün dağıtılması ve dayanışma üzerine kurulmuş bir felsefe olarak değerlendirmek gerekir. Bu felsefe üretimde toplum çıkarlarını kişisel çıkarların önünde tutabilmek demektir ki bu mevcut dünya düzeninde dönen çarkları tersine çevirebilecek niteliktedir. Yıllar sonra bir Orhan Veli daha çıkıp da bedava yaşıyoruz der mi bilmiyorum ama eğer derse temennimiz bir mısra daha eklemesi olur şiire. Bilgi bedava...
Not: Özgür yazılım hakkında daha geniş bilgiye www.gnu.org ve www.fsf.org adreslerinden ulaşabilirsiniz.