Fotoğraf: fatoş Erdoğan / Dokuz8
Yeni Yaşam, Özgür Ülke’nin bombalanmasının 27. yılında Kadırga'da bulunan eski gazete binasının önünde bir anma programı gerçekleştirdi.
Patlamada yaşamını yitiren gazete çalışanı Ersin Yıldız’ın anıldığın anmaya gazeteciler, HDP milletvekilleri ve sivil toplum örgütlerinden temsilcileri katıldı.
Anmaya katılanlar “Özgür basın susturulamaz” yazılı pankartın yanı sıra Ersin Yıldız’ın fotoğrafını ve Özgür Ülke’nin bombalamadan sonraki gün çıkan “Bu ateş sizi de yakar” manşetini taşıdı.
TIKLAYIN - Öldürülen Gazeteciler ve Cezasızlık
Aykol: Özgür basın yerli yerinde
Burada Yeni Yaşam adına Hüseyin Aykol, gazetenin bombalanmasının tarihe ağır bir leke olarak geçeceğini söyledi.
“Aykol 2 Aralık 1994’ü 3 Aralık’a bağlayan gece, Özgür Ülke’nin biri Kadırga’daki binamız olmak üzere üç ayrı merkezinin bombalanması, hâlâ bu ülkenin en ağır suçlarından biri olarak tarih sayfalarında kara bir leke olarak duruyor” dedi. Aykol şöyle konuştu:
“O gün bize bir şey yaptılar; farkında bile olmadan yaptılar. O gün bizi bir gazete olmaktan çıkarıp bir gazetecilik geleneği haline getirdiler. Ertesi gün matbaadan ‘Bu ateş sizi de yakar’ manşetli Özgür Ülke çıktığında, bu, artık ne yapılırsa yapılsın bu yolculuğun kesintisiz süreceğinin kanıtlanmasıydı. Ve öyle de oldu.
“Ne zaman gazetemize bir şey olsa, halkımızın içi rahattı artık. Biliyorlardı ki, dünyaya bir meteor çarpmadıkça, bu gazete ertesi gün bayilerde olur. Ve biz o gün ‘Bu ateş sizi de yakar’ dediğimizde çok ciddiydik. Gözünü kan bürümüşler, poliçe sesinden başka ses duymayanlar anlamadılar ama şimdi, 27 yıl sonra, ülkenin nasıl bir yangın yerine döndüğünü görüyoruz.
“40 yıllık savaş ve rant politikalarıyla geldikleri yer, bebek mamalarının ve sıvı yağların marketlerde zincirle bağlandığı bir Türkiye oldu. Bu koca cehennem içinde hâlâ debelenip duruyorlar.
“Özgür basın ise yerli yerinde. Ersin’imizi aldılar o gün elimizden. Ne ilkti ne de son oldu. Şehitler listesi Ersin’den sonra da uzadıkça uzadı. Ama bir liste daha var; o listeden çok daha uzun bir liste. Özgür basına yeni katılanların listesi. 3 Aralık 1994 gününde henüz doğmamış olan çocuklarımız ellerinde fotoğraf makinalarıyla koşuşturup duruyorlar sokaklarda. Ve şimdi, yeniden buradayız işte. Bizi bu halk yetiştirdi, ona olan borcumuzu ödemek için buradayız ve burada olacağız. Ersin’e ant olsun ki, ‘Özgür Ülke’ adı, bir gazete olmaktan öteye, yaşadığımız toprakların adı oluncaya dek, burada olacağız.”
Günay: Baskı ve sansür artarak devam ediyor
HDP Sözcüsü Ebru Günay ise, “Bu ateş hala her yeri, herkesi yakmaya devam ediyor” dedi.
Özgür Ülke’nin 247 defa basıldığını söyleyen Günay, “Bu bile aslında başlı başına sansürün, baskının düzeyini gösteriyor. 27 yıldan bu yana büyüyen özgür basın değişmedi ama baskılar da sürdü. Her gün gazetecilerin tutuklandığı, Kürtçenin üzerindeki baskı ve sansür artarak devam ediyor” diye konuştu.
Özgür basının yılmadan geleneği sürdürdüğüne değinen Günay, “Gurbetelli’den Musa Anter’e, onlardan aldıkları mirasla yılmadan devam ettiler. O günden bugüne topluma, özgür basına karşı bir savaş katliam ve yıldırma politikası sürüyor” ifadelerini kullandı.
Ülkenin yangın yerine döndüğü bu günde hakikati söylemeye devam ettiklerini kaydeden Günay, “Ersin Yıldız, Ape Musa, Gurbetelli şahsında bütün öldürülen gazetecileri saygıyla anıyorum” dedi.
Keskin: Ape Musa'ya, Gurbetelli'ye borcumuz var
Günay’ın ardından söz alan İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, gazetenin avukatlarından biri olduğunu ve 27 yıl boyunca devlet aklının hiç değişmediğini söyledi.
Keskin, “Bu gazete Ape Musa’nın, Ferhat Tepe’nin ve o kadar çok kişinin gazetesi ki, hiçbirinin katili yakalanmadı, cezalandırılmadı. Tansu Çiller’ler hala iktidarın yanında yer alamaya devam ediyor. İfade özgürlüğü önünde çok büyük engeller var. Hiçbir yere de gitmiyoruz çünkü ölülerimize borcumuz var, Ape Musa’ya, Gurbetelli’ye borcumuz var, bu borcumuzu gerekirse hapiste yatarak da öderiz” diye konuştu.
Özgür basının biat etmeyeceğini söyleyen Keskin, “Biz biat etmiyoruz, bizim özgürlüğümüz bu. Özgür basın biat etmiyor, etmeyecek. Biat etmemek özgürlüktür” dedi.
Akgül: Baskılar sürse de dayanışma devam edecek
DİSK Basın-İş adına konuşan Elif Akgül, geçmişi Kürt ve sosyalist gazetecilerin katledilmelerinden bildiklerini söyledi.
Akgül “Bu hala sürüyor. En son Cizre’de Rohat Aktaş diri diri yakılmıştı. Devlet aklı değişmedi. Kürt basını, özgür basın susmuyor. Baskılar sürse de dayanışma devam edecek” diye konuştu.
Açıklamanın ardından Özgür Ülke’nin olduğu binasının önüne karanfiller bırakıldı. Grup daha sonra Ersin Yıldız’ı anmak için Yeşilpınar Mezarlığı’na gitti.
TIKLAYIN – "Özgür Ülke'nin Yazdığı Köyler Boş, Şehirler Boşaltılıyor"
TIKLAYIN – Bombalar Özgür Ülke'yi Susturamadı
TIKLAYIN - "Özgür Ülke'den Geriye Cesaret Kaldı"
Ne olmuştu? Tam 26 yıl önce 3 Aralık 1994'te Özgür Ülke gazetesinin İstanbul Kadırga'daki teknik binası, Cağaloğlu'ndaki merkez bürosu ve Ankara bürosu bombalı saldırıya uğradı. Kadırga bürosundaki ulaştırma görevlisi 32 yaşındaki Ersin Yıldız öldürüldü, 23 çalışan yaralandı. Gazete sonraki sayılarını bir süre, kendisiyle dayanışma halinde olan gazeteciler sayesinde çıkarabildi, sosyalist gazeteler Özgür Ülke çalışanlarına bürolarını açtı, birçok gazeteci dayanışmaya gitti. Gazete 4 Aralık 1993'te dört sayfa çıktı, manşeti de "Bu ateş sizi de yakar" oldu. Bombalanmanın üzerinden 15 gün geçmeden Özgür Ülke gazetesi, dönemin Başbakanı Tansu Çiller imzalı "gizli" ibareli bir belge yayınlandı. Belgede doğrudan Özgür Ülke'nin ismi verilerek şu ifadeler yer alıyordu: "Bölücü ve yıkıcı faaliyetlere destek verecek şekilde yayın yapan basın organlarının faaliyetleri son günlerde devletin bekası ve manevi değerlerine açıkça saldırı şeklini almıştır. Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne yönelik bu önemli tehdidin bertaraf edilmesi maksadıyla önlemlerin alınmasına..." Gazetenin öyküsü Sedat Yılmaz'ın "Press" filmine böyle yansımıştı. |
(HA)