Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Güngören’de gerçekleştirilen 73. Millet İradesine Sahip Çıkıyor Mitingi’ne katıldı.
"Tarihi miting"
Güngörenlilere seslenen Özel, tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yönetiminde Güngören'e getirdikleri hizmetleri anarak başladığı konuşmasını "Güngören tarihi bir gecede tarihi bir miting yapıyor. Tarihi bir eylem yapıyor. Güngören’i saygıyla selamlıyoruz," diyerek sürdürdü.
"Erdoğan sizi seviyor mu?"
Özel, Salı günü açıklanan TÜİK enflasyon verilerini ve asgari ücret tartışmalarını anımsatarak AKP iktidarının ekonomik politikalarını hedefe koydu.
“Şimdi bütün meydandaki herkese soruyorum, Erdoğan sizi seviyor mu?" diye sordu. Aldığı "hayır" yanıtının da yanıtını kendisi verdi: "Niye? Fakirsiniz!"
Özel yoksulluğun gerisindeki nedenleri tartıştı:
Bakın yoksulluk sınırı 97 bin liraya çıktı. Yani bir eve, bir haneye 97 bin lira girmiyorsa fakirsin. 97 bin liranın altında evine gelir girenler bir el kaldırsın göreyim. Jimmy jib’ci senin maaş ne kadar? Sen de kaldır. O da kaldırdı. Kamerayı çeken adam bile fakir yani. Bırak meydan fakir, meydanı çeken de fakir. Şimdi bu şartlarda sendikalar hesaplıyor. Öyle hani DİSK çok işçiden yana hesap yapıyor falan. TÜRK-İŞ yıllardır bu işin ortalamasını söyleyen, söylediği rakamlarda aslında açlık sınırının altında kalıyor diye de eleştirilen TÜRK-İŞ’in rakamı oldu 30 bin lira. Memlekette 30 bin lira açlık sınırı. 97 bin lira yoksulluk sınırı. Asgari ücret 22 bin lira. Türkiye’nin en çok asgari ücret alınan ilçelerinden biri, asgari ücretin başkenti Güngören. Doğru mu? Memleket öyle bir açmazda ki, öyle bir açmaza geldi ki asgari ücret alan için çok düşük, veren için çok yüksek.
Asgari ücrete insanca zam
CHP Genel Başkanı kürsüden sendikalara seslendi:
Asgari Ücret Tespit Komisyonunun yapısı için de önerimizi sunduk. Sendikalara sesleniyorum. Türkiye’de asgari ücret, temel ücret oldu. Asgari ücret tüm dünyada ilk bir yıl alınan, kıdemle hızla uzaklaşılan bir ücrettir. Ama burada asgari ücret herkesin maaşına yön veriyor. Onun için sendikalar asgari ücret mücadelesine omuz vermelidirler. Asgari ücrete insanca zam hakkımızdır. Söke söke almak için tüm Türkiye’yi, tüm emekçileri, tüm işçileri mücadeleye davet ediyoruz. Yanlarında olacağız. Arkalarında olacağız.”
Pijamalılar mücadeleye
Özgür Özel Başsavcı Akın Gürlek'in iddianamesiyle İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yargılanacağı, İBB Davasınının canlı yayınlanmasını talebini tekrarladı.
“Şimdi iki ihtimal var. Ya biz dedik diye oy vermediler, getirsinler biz oylayalım. Ya da şunu itiraf etsinler: ‘Biz canlı yayın dedik ama bu savcılara kandık. İddianame boş çıktı. Şimdi bu iddianame ile yargılamayı, televizyondan verirsek millet bizim ne büyük kötülük yaptığımızı, nasıl bir darbecilik yaptığımızı görür. Onun için yayınlamıyoruz’ diyorlarsa, yolu basit. HSK’yı toplantıya çağıracaksın, Çağlayan’daki AK Toroslar çetesini dağıtacaksın. Bu mahkemeye tarafsız hakimler atayacaksın. Arkadaşlarımızın da haysiyetiyle oynamayı bırakacaksın.” dedi.
Özel İmamoğlu'nun tek suçunun "Erdoğan'ı yenmek" olduğunu söyledi.
Buradan, Güngören’den Türkiye’nin gözünün içine bakarak diyorum ki ‘Arkadaşlarımız masumdur. Ekrem Başkan’ın suçu Erdoğan’ı yenmektir. Ant olsun ki bir daha yenecektir.’
Hafta sonu dedim ya ‘Ya üstünde pijama, elde kumanda, evde oturup bakacaksın ya da bu meydanlara akacaksın. Evde beklersen bekle, yakında seni de alacaklar. Çok pişman olacaksın. Gel benimle birlikte mücadeleye.’ ‘Pijamamı çıkardım, geldim’ diyor. Hoş geldin. Evdeki pijamalı seni de bekliyorum. Kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber, ya hiçbirimiz. Güngören mitingi, eylemi sevdi. Vallahi bitiresimiz gelmiyor. Güngören çok güzel, eylem çok güzel, mücadele çok güzel. Bugün arkadaşlarımız dedi ki cezaevinde ‘Hafta sonu kurultaydan güç aldık, güç verdi bize.’ Bizim her birlikteliğimiz, her toplanmamız, her mücadelemiz, her eylemimiz bir sonrakine güç veriyor. Bundan sonra da durmayacağız, yılmayacağız, biz kazanacağız.”
“‘İTİRAF EDİP AK TOROSLAR ÇETESİNİ DAĞITACAKSIN”
"Geleceğimiz için Kürt ve Türk bir olmalıdır"
Özgür Özel Erdoğan ve iktidarın Kürt sorununa yaklaşımının iki yüzlü olduğunu, esasen "Kürt Sorunu yoktur" diye düşündüğünü söyledi ve İmralı'ya giden heyete neden katılmadıklarını açıkladı:
Erdoğan bugün çıkmış, öyle eski havası cıvası yok ama yine partimize dünya kadar hakaretler yağdırmış. Bunu şunun için yapıyor: Efendim, kendisi hem milletten gizleyerek İmralı’ya milletvekili yolluyor. ‘Ama hareket yapmayıp, susun’ diyor. Bunu gizliyor. Bizim açık ve net tavrımızı, savunmamızı, milletimize izahımızı kıskanıyor. Açık söyleyeyim, çok net. Erdoğan’a sorarsan ‘Kürt meselesi yoktur.’ Bizce var.
Kürtler ‘Sorunum var’ diyorsa vardır. Bu sorunu çözmek için CHP’de irade vardır. Bunun için tek seçenek demokrasidir, demokratikleşmedir. Bunun için gerekli cesaret bizde vardır. Suriye’deki gelişmeleri doğru okuyoruz, okumalıyız. Türkiye’nin geleceği için Türk ve Kürt‘ün bir olması, kaçınılmazdır. Bunu asla ve asla ıskalamamalıyız. Doğru yerde durmalıyız.
Bundan sonra Orta Doğu’ya Cumhuriyet Halk Partisi ve Türkiye’deki tüm partilerin bir barış, bir uygarlık, bir medeniyet, bir kalkınma ve birlikte kazanma perspektifi ile yaklaşması gerekmektedir. İsrail’in çeşitli emellerine karşı müteyakkız olmak, hep bir arada durmak, kavgayı bir tarafa bırakmak, huzuru, barış, kalkınmayı getirmek, Türkiye’yi güçlendirmek hepimizin görevidir.
Biz Erdoğan gibi Kürt meselesinin varlığını inkar edip günü gelince büyük büyük laflar etmeyiz. Bu işin siyasetinde de ticaretinde de yokuz. Sonuna kadar samimiyiz. Bu Meclis çatısı altında milletin verdiği görev neyse onu yapmakta kararlıyız. Kimse Kürt yurttaşlarımızla bizim aramıza bir set çekmeye, bizi ayrı düşürmeye, bu alanları enfekte etmeye çalışmasın. Cumhuriyet Halk Partisi, halkın partisidir; Türkiye’deki tüm insanları kardeş bilen, kardeşliği savunan partidir. Bundan sonra da kararlarını kendi verecek, hesabı da millete verecektir. Kayyımların kaldırıldığı, kayyım atamalarına yasak getiren düzenlemelerin hızla yapıldığı, her türlü demokratik adımın cesaretle atıldığı, bu ülkede kardeş kavgasının yerin bin metre dibine gömüldüğü yarınlara birlikte yüründüğü bir Türkiye mümkün. Cumhuriyet Halk Partisi bunu savunuyor, sonuna kadar da savunacak.”
Mücadele vakti
CHP Genel Başkanı konuşmasınının sonuna gelirken artık mücadele ve örgütlenme zamanı olduğunu vurguladı:
Vakit fabrikaları örgütlemek, vakit işçi servislerini uğurlamak, karşılamak, onlara emeğin partisi olduğumuzu anlatma vaktidir. Vakit çiftçiyi, köylüyü köyünde, tarlasında bulma vaktidir. Vakit ev hanımının kapısını çalma, ona konuk olma, ona çözümü anlatma, evladının güvencesinin biz olduğumuzu anlatma vaktidir.
"Vakit sokakta olma,
"vakit ayakta olma,
vakit mücadele etme vaktidir"
“Başta biraz söyledim, sonda bunu bir kez daha ifade edeyim. Türkiye’nin önemli sorunları var. Sorunları çözümleri, bir yıl boyunca çalıştık, tartıştık. 600 akademisyen, 600 örgüt temsilcisi, sivil toplum meslek örgütleri, 250 parti dışından gençle ve partinin bütün organlarıyla hep birlikte çalıştık. Şimdi artık yoksulluğu yönetmek değil, yok etmenin reçetesini de, Türkiye’yi tarımda hak ettiği noktaya getirmenin de, çiftçinin de kazanacağı satın alanın da gıdayı ucuza alacağı bir düzenin kurulmasını da, eğitimin bütün sorunlarının açılmasını da, işsizlikle ilgili yapacaklarımızı da biraz önce dediğim gibi Alevi meselesine de, Kürt sorununa da yaklaşımımızı da milletimize artık tane tane anlatmanın, basit, kolay anlaşılır, kolay anlatılır broşürlerle, kapı kapı çalışmanın vakti gelmiştir. Sorunu olanı gidip yerinde biz bulacağız. Çözümü biz getireceğimizi ona tane tane biz anlatacağız. Vakit fabrikaları örgütlemek, vakit işçi servislerini uğurlamak, karşılamak, onlara emeğin partisi olduğumuzu anlatma vaktidir. Vakit çiftçiyi, köylüyü köyünde, tarlasında bulma vaktidir. Vakit ev hanımının kapısını çalma, ona konuk olma, ona çözümü anlatma, evladının güvencesinin biz olduğumuzu anlatma vaktidir. Vakit sokakta olma, vakit ayakta olma, vakit mücadele etme vaktidir. 15,5 milyon oy almış Cumhurbaşkanı adayımız hapistedir, tutsaktır. Ancak onun yerine 2 milyon aday vardır, tüm Cumhuriyet Halk Partililer adaydır. Şunu söylüyoruz, benim Cumhurbaşkanı adayım, sizin adayınız Silivri’dedir. O çıkana kadar, çıkarmıyorlarsa biz seçimi kazanıp da onu çıkarana kadar 2 milyon üye Cumhuriyet Halk Partisi’nin adayıdır. Var mısınız? Var mısınız? Var mısınız? Ayrıca 15,5 milyon vatandaş kimi iki elinde iki bastonuyla, 96 yaşında tırmandı ilçe binasını, kimi karnında üç aylık bebeğinin geleceği için geldi. O 15,5 milyon kişi de bizimle birlikte bu mücadelenin bir parçasıdır. Şaka değil, bugün bu soğukta, aralık ayının ikisinde - üçünde bu meydanda olan irade Türkiye’ye bir şey anlatıyor. Biz kararlıyız, biz çalışacağız, biz örgütleneceğiz, biz başaracağız. Arkadaşları da Türkiye’yi de kurtaracağız. Yoksulluğu da bitireceğiz, zenginliği de getireceğiz.
(AEK)




