Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Kapatılan Özgür Gündem'e yönelik polis baskını sırasında gözaltına alınan 22 gazetecinin yargılandığı davada karar beş yılın ardından çıktı.
İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi “kamu görevlisine hakaret" ve "kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek" suçlamalarıyla yargılanan gazeteciler hakkında beraat kararı verdi.
Ancak yurtdışında olan ve savunmaları alınmayan Amine Demirkan, Bayram Balcı, Ersin Çaksu ve Günay Aksoy hakkındaki dosya ayrıldığı için bu isimler hakkında hüküm kurulamadı.
Beraat eden gazetecilerin isimleri şöyle:
Dönemin Özgür Gündem çalışanları Elif Aydoğmuş, Sevdiye Ergürbüz, Reyhan Hacıoğlu, Burcu Özkara, Kemal Bozkurt, Önder Elaldı, Ender Öndeş, Sinan Balık, Davut Uçar, Fırat Yeşilçınar, Zeki Erden ve Doğan Güzel; DİHA Muhabirleri Özgür Paksoy ve Mesut Kaynar ile İMC TV’den Gökhan Çetin ve Gülfem Karataş, Doğu Yayınevi çalışanı Hüseyin Gündüz, İstanbul Tabip Odası'ndan Yılmaz Bozkurt
TIKLAYIN - Özgür Gündem baskını davasında mütalaa: Savcı ceza istedi
Bugünkü karar duruşmasına yargılanan gazeteciler katılmazken müdafi avukatlar Özcan Kılıç, Cemal Polat, Sercan Korkmaz ve Oya Öznur mahkeme salonunda hazır bulundu.
“Sanık değil mağdur”
Durulmada ilk olarak söz alan avukat Cemal Polat, müvekkili Gülfem Karataş’ın baskın sırasında İMC TV için haber takibi yaptığını ve o esnada gözaltına alındığını söyledi. Polat, “Karataş ne kadar sanık sandalyesinde olsa da mağdurdur” dedi.
Karataş’ın gözaltına alındığı sırada saldırıya ve hakarete maruz kaldığını ifade eden Polat, iddianame ve mütalaaya işaret ederek, buralarda hakaretin kimin yaptığının yer almadığına dikkati çekti. Polat, beraat talebinde bulundu.
Daha sonra söz alan avukat Sercan Korkmaz gazetecilerin mağdur olduğunu ancak sanık durumuna düşürüldüklerini söyledi. Dosyada açık fail ve fiilin olmadığına belirten Korkmaz, “İddia edilen suçun işlediğine dair kamara kayıtlarından söz ediliyor. Arama esnasında çekilmiş. Ancak dosyaya konulmamış” diye konuştu.
“Polis kamerası kayıtları dosyada yok”
Avukat Özcan Kılıç ise söz konusu baskının tanığını olduğunu belirterek, yaşananlarını anlattı. Kılıç, gazetenin kapatılması haberini Emniyet’in internet üzerinden servis ettiğini ardından da polisin gazetenin bulunduğu cadde ve sokağı kuşattığın söyledi.
Daha sonra polisin geldiğini ancak arama kararı göstermediklerini söyleyen Kılıç, “O gün orada 20 editörün yanı sıra misafirler de vardı. Polis ile aramada için diyalog sürerken eli ve kolu sarılı bir polis gazetelere cinsiyetçi küfürler etmeye başladı. O esnada polis kamerası açıktı ancak dosyada yer almadı. Neden dosyaya konulmuyor? İddiayı ispatlayacak ama konulmuyor. Küfre itiraz eden gazeteciler tekme tokat gözaltına alındı. Gözü kaşı patlayan oldu” diye konuştu.
AYM kararı da dosyaya girdi
Kılıç, ardından Özgür Gündem’in kapatılması için ‘hak ihlali’ diyen Anayasaya Mahkemesi’nin (AYM) kararını mahkemeye sundu. Kılıç, kapatma aramasının nasıl olmayacağının AYM kararında tane tane anlatıldığını belirtti.
TIKLAYIN - AYM, Özgür Gündem’in kapatılmasına "ihlal kararı" verdi
Beraat çıktı
Savunmaların ardından mahkeme, dosyada yer alan iddiaları ispatlayacak herhangi bir delillin olmadığını ve ayrıca dosyada olayla ilgili kamera kayıtlarının bulunmaması, suçlanan gazetecilerin suç işlediğinin sabit olmamasını gerekçe göstererek yargılanan 18 gazetecinin beraatına karar verdi.
Mahkeme ayrıca gazetecilere 5 yıldır verilmeyen dijital materyallerinin de verilmesini kararlaştırdı.
Yurtdışında olan ve savunmaları alınmayan Amine Demirkan, Bayram Balcı, Ersin Çaksu ve Günay Aksoy hakkındaki dosya ayrıldığı için bu isimler hakkında mahkeme herhangibir hüküm kurmadı.
Ne olmuştu?
İstanbul 8. Sulh Ceza Mahkemesi 16 Ağustos 2016’da Özgür Gündem Gazetesi’ni “örgüt propagandası” suçlamasıyla kapattı. Kararda kapatılmanın “geçici” olduğu belirtilmekle beraber ne kadar süre kapalı kalacağına dair ifade yer almadı.
Gazetenin kapatılmasından kısa süre sonra Özel Harekat Polisi, gazetenin Beyoğlu’ndaki binasına baskın yaptı. Bazı çalışanları GBT yaparak bırakan polis, 22 kişiyi gözaltına aldı.
Üç gün gözaltında tutulan gazeteciler ve gazete çalışanları hakkında “kamu görevlisine hakaret” ve “kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek” suçlamasıyla iddianame hazırlandı.
Dava 9 Şubat 2018’de başladı. Dava boyunca gazeteciler 7 saat ters kelepçe ile bekletildiklerini, ırkçı küfürlere maruz kaldıklarını, kadın gazetecilerin tecavüzle tehdit edildiklerini anlattı.
Avukatlar her duruşmada müvekkillerinin el konulan telefonlarının iade edilmesini talep etti. Bu konuda Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü’ne ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ile yapılan yazışmaların sonucunda mahkeme, söz konusu telefonların nerede tutulduğunu tespit edemedi.
Ayrıca gazete açılmadan, 29 Ekim 2016'da Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile tekrar kapatıldı.
(HA)