Haftalık yayınlanan Özgür Gelecek gazetesi, sokağa çıkma yasağı ilan edilen kentler için bir kampanya başlattı. Özgür Gelecek gazetesi, gazete satışından elde edilecek bir aylık gelirini sokağa çıkma yasağı ilan edilen kentlere gönderecek.
Benzer bir kampanyayı daha önce Şengal’den göç edenler için de yapan Özgür Gelecek, kampanya kapsamında birçok yerde gazete stantları açıyor ve okur toplantıları düzenliyor.
Kampanya hakkında bianet’e konuşan Özgür Gelecek Yazı İşleri Müdürü Aslı Ceren Aslan, “özyönetim ilanları” ve devletin “sokağa çıkma yasakları” şeklinde ortaya çıkan tepkisini de değerlendirdi.
“Yaşananlar yeni değil’
‘Yaşananlar yeni değil,” diyen Aslan şöyle konuştu:
“Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan itibaren Kürt ulusunu yok saymış, kendi kendini yönetme isteğini faşist zorla, katliamlarla, sürgünlerle bastırmaya çalıştı. Yeni olan, devletin tıpkı 1990’lı yıllarda köyleri boşaltmasında olduğu gibi, bu kez şehirlere yönelmesi ve sokağa çıkma yasaklarıyla, abluka ve ambargolarla katliamlara girişmesi ve bu saldırılar karşısında direnişin ‘şehir savaşı’ biçiminde sürmesi.”
“Göç edenler hedefte”
Gezi direnişini hatırlatan Aslan, yaşananları Gezi direnişinde ki gibi “böyle yönetilmek istemiyoruz” talebinin Kürt kentlerinde ortaya çıkması olduğunu ifade etti:
“Kürt şehirlerinde direnişin olduğu yerler, özellikle 1990’lı yıllarda köylerinden zorla göç ettirilen Kürt yoksulların, gençlerin, kadınların yaşadığı yerleşim yerleri. Mücadele, esas olarak, Kürt ulusunun ulusal baskıya, kimliksizleştirme ve köleleştirme saldırısına karşı direnişi olduğu kadar, sınıfsal baskıya karşı itirazı içinde barındırıyor. Kürt ulusunun bu en yoksul kesimleri, özyönetim ilan ederek kendi yaşam alanlarına sahip çıkıyor.
Yıllardır çeşitli kurumlar aracılığıyla yapılan ‘özyönetim’ ilanlarının bugün bu kadar ‘tehlikeli’ olarak ifade edilmesi, Rojava’da ortaya çıkan irade ve bunun yaptırım gücüyle ilgili.”
“Küçük de olsa dayanışmak için…”
“Özyönetim” talebiyle vücut bulan isteklerin meşru ve demokratik olduğuna vurgu yapan Aslan, kampanyanın amacını şu sözlerle anlattı:
“Devlet bu süreçte halkı açlıkla, susuzlukla, yokluk ve daha fazla yoksullukla ‘cezalandırma’ yöntemine gidiyordu ve biz de bu ablukayı küçük bir parça da olsa böyle delmeyi deneme ve dayanışma kararı aldık.
“Bu kampanya sadece ekonomik bir kampanya olarak görülmemeli, esas olarak biz Özgür Gelecek olarak siyasi duruşumuzu ortaya koymak istedik bu kampanyayla. Biz burjuva liberal söylemle ‘tarafsız’ bir basın kuruluşu değiliz, biz ezilenlerin, yoksulların, emekçilerin, Kürt halkının yanında yer alan bir gazeteyiz ve bu kampanyayla herkesi bu noktaya davet etmek istedik.”
“Kapıları yüzümüze kapatanlar da oluyor”
Özgür Gelecek gazetesinin kampanyayı okurların yürüttüğünü, stantlar açıp, pazarlarda ve mahallelerde kampanya için çalıştıklarını aktaran Aslan şöyle devam etti:
“Dağıtımlar sırasında okurlarımızın karşılaştığı tepkiler genelde olumlu. Ama gazete dağıtımları yaptığımız bölgelerin bir kısmı Kürt ulusunun mücadelesine devletin şoven ve ırkçı yaklaşımlarının etkisi altında olan kesimler olduğunda bazen yüzümüze kapılar da kapanıyor, sert tepkiler de alıyoruz. Ama okurlarımız sert tepkilere rağmen ısrarla katliamları ve Kürt ulusunun direnişinin haklılığını anlatıyor. Bu tartışmaların çoğu zaman şoven yaklaşımları kırdığına da şahit oluyoruz.”
“Kampanyamızı duyup “gazetenize ulaşamıyorum, düzenli okuyamıyorum ama Cizre’deki insanlar için yardım yapmak istiyorum” diyerek maddi yardımda bulunmak isteyenler oluyor,” diyen Aslan kampanya için yaptıkları okur toplantılarında “Yaşanan katliamlara karşı bulunduğumuz yerlerden nasıl tepkiler verebiliriz?”, “Kampanyanın genişlemesi için başka neler yapabiliriz?” sorularını ele aldıklarını ifade etti. Sokağa çıkma yasağı ilan edilen kentlerle dayanışmaya sürdüreceklerini söyledi.
Kısaca Özgür Gelecek
Gazetenin Yazı İşleri Müdürü Aslan, Özgür Gelecek’i şöyle tanımlıyor:
“Gazetemiz, ‘Devrimci gazetecilik’ geleneğini ve yayın çizgisini İbrahim Kaypakkaya’dan alıyor. Çeşitli isimlerle bugüne gelmiş ve son olarak, Eylül 2013’ten beri, haftalık olarak Özgür Gelecek ismiyle bu yana yayımlanıyor.
Gazetemiz, emperyalist-kapitalist sistemin, faşizmin, ataerkilliğin, cinsiyetçiliğin karşısında kendisini konumlandıran, tüm ezilen kesimlerin sesi olmayı hedefleyen bir çizgide, devrimci gazetecilik yapma kaygısı taşıyan bir gazetedir.”
Özgür Gelecek, 1987 ile 1992 yılları arasında Yeni Demokrasi, 1992 ile 2001 yılları arasında Özgür Gelecek, 2001 yılları ile 2011 yılları arasında da İşçi Köylü isimleriyle yayınlanmış, daha sonra okurların önerisiyle tekrar Özgür Gelecek ismiyle yayın devam etmiş.
Özgür Gelecek önce aylık, sonra 15 günlük, Gezi direnişiyle birlikte de haftalık olarak yayınlandı, gözaltı ve tutuklamalardan da nasibini aldı. Özgür Gelecek’in Gebze ve Kartal’daki çalışmalarına katılan gazeteci ve çevirmen Suzan Zengin, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle tutuklanmış, tutukluluk süreci boyunca tedavi hakkı engellenmişti. Zengin, tahliye edildikten iki ay sonra ameliyat masasında yaşamını yitirmişti. (BA/EA)