Özgür-Der: AKP Ne Zaman Cuntayla Yüzleşecek?

Ak Parti hükümeti ya bu soruna adalet temelinde bir çözüm bulmak ya da gerçek iktidarın kendilerinde olmayıp resmi ideolojiyi temsil eden cuntacı zihniyet ve kadroların elinde toplandığını itiraf etmek zorunda.

İstanbul

Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği (Özgür-Der), "başörtü krizi"yle ilgili, "Başörtüsünü gördükleri her yerde kırmızı görmüş boğa misali saldırganlaşan bu çevrelere hukuktan, adaletten, insan haklarından ya da cins ayrımcılığından söz etmenin hiçbir yararının olmadığı açıkça ortaya çıkmıştır," dedi.

"Başörtüsü yasağı adına sürdürülen bu açık İslam düşmanlığını ve milyonlarca kadına reva görülen haksızlığı, zulmü ve aşağılayıcı tutumu sona erdirmek hükümetin önündeki en acil, yakıcı sınavdır. "

Özgür-Der'in yazılı açıklamasında, Cumhurbaşkanı; bürokrasi; medya ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) hükümete karşı bir kampanya yürüttüğü öne sürülüyor ve bu kampanyanın Dışişleri Bakanlığı'nın ülke dışındaki Türkiyelilerin oluşturdukları kuruluşlarla ilgili genelgesine karşı eleştirilerle başladığı, kadrolaşma suçlamalarıyla yoğunlaştığı ve Meclis başkanı Arınç'ın eşinin başörtülü olması gerekçesiyle saldırıya dönüştüğü belirtiliyor.

AKP'den beklenen

Özgür-Der'e göre; "Ak Parti hükümeti ya bu soruna adalet temelinde bir çözüm bulmak ya da gerçek iktidarın kendilerinde olmayıp resmi ideolojiyi temsil eden cuntacı zihniyet ve kadroların elinde toplandığını itiraf etmek" zorunda.

"Türkiye'de halk iradesi, seçim ve seçilmişlerin üstünlüğü iddiaları cuntacı zihniyeti ve uygulamaları maskelemek için başvurulan bir illüzyon değilse eğer, hükümet bunun gereğini cesaret ve kararlılıkla yerine getirmekten daha fazla kaçınamaz. "

Açıklama, 23 Nisan Resepsiyonu'nda yaşanan "başörtüsü krizi"ni "seçilmiş iktidarı baskı altına almaya" yönelik bir bahane olarak değerlendiriyor: "Türkiye'de kriz çıkarmayı kendileri için başlı başına bir iktidar stratejisi, halkın iradesi üzerinde kurdukları tahakkümü sürdürme aracı belleyen çevreler baskı ve dayatma politikalarını yeniden hızlandırma çabasına girişmekteler. "

Özgür-Der'e göre; "Kriz çıkartan çevreler" de "güçlerini halktan değil, toplum ve siyaset üzerinde kurdukları geleneksel baskıcı tahakküm mekanizmasından" alıyor ve "söz konusu çevreler bir müddettir savaş dolayısıyla mecburen geri çekildikleri mevzilerden yeni hamlelerle atağa geçme ve hegemonyalarını yeniden tesis etme telaşıyla uyduruk gerekçelere" sarılıyor.

Özgür-Der, "askeri bürokrasinin merkezinde yer aldığı bu güçlerin halka karşı devlet merkezli bir egemen blok oluşturma çabasıyla yeni bir ittifak, bir tür cephe stratejisi güttükleri" görüşünde. (NM)