DİSK Basın-İş Genel Sekreteri Özge Yurttaş, Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından sonucun medyaya ve gazetecilere yansıması üzerine bianet’e konuştu.
“Mevcut iktidarın basın ve ifade özgürlüğünü hiçe sayan tutum ve müdahalelerinin devam edeceğini öngörmek için derin analizlere gerek yok” diyen Yurttaş, gazetecilere yönelik yeni dava ve soruşturmaların kapıda olduğunu söyledi. Yurttaşları dayanışmaya ve mücadeleye davet etti.
"Karamsar bir tablo"
Yurttaş şunları söyledi:
Siyasi atmosfer açısından gergin, basın mensupları açısından baskı, hedef gösterme ve yeni tutuklamalar nedeni ile zor geçen bir seçim dönemini geride bıraktık. Sandıktan mevcut iktidarın devamı yönünde bir sonuç çıktı. Öte yandan mevcut durumun ve düzenin değişmesine dair istek duyan kesimlerin de neredeyse aynı oranda var olduğu bir tablo ile karşı karşıyayız.
Mevcut iktidarın basın ve ifade özgürlüğünü hiçe sayan tutum ve müdahalelerinin devam edeceğini öngörmek için derin analizlere gerek yok. Seçim döneminde artan tutuklu gazeteci sayısı, iktidar ve iktidar yanlıları tarafından hedef gösterilen, zaman zaman fiziki zaman zaman sanal saldırılara maruz kalan gazetecilerin sayısının arttığı, birkaç ay önce çıkan yeni sansür yasasının da verdiği imkanlarla yeni davalar ve soruşturmaların, para cezalarının kapıda olduğunu tahmin edebiliyoruz. Bu karamsar bir tablo. Ama 20 yıldan uzun bir süredir benzer türden baskı, saldırı ve susturma girişimlerine rağmen Türkiye’de gazetecilik mesleği yaşıyor, habercilik yapılıyor, hakikatin sesi kısılamıyor.
Sınırlı imkanlarla, RTÜK cezalarına rağmen milyonlarca izleyici ile buluşan yayınlar yapılıyor, her türlü baskı ve tehdide rağmen milyonlarca okura haberler, haber-analizleri ulaştırılıyor. Gazeteciler mahkeme salonlarında ifadeler veriyor ama her bir duruşmada gazetecilerle dayanışma, hakikati anlatmaya duyulan kararlılık da duruşma salonlarında var oluyor.
Bizim için sorunların çözümü kendi gücümüz, kararlılığımız ve mücadelemiz ile mümkün. İktidarın kendi propaganda makinesine indirgemeye çalıştığı medya kendine biçilen gömleği giymeyen gazeteciler ve basın emekçileri sayesinde zorlanarak da olsa var olmaya devam ettikçe bize de bu var olma çabasının örgütlü gücüne dönüşme görevi düşüyor.
Elbette gazetecilerin mesleki faaliyetleri nedeniyle suçlanmadığı, yargılanmadığı, tutuklanmadığı, bazı güç odaklarınca hedef gösterilmediği, düzenleyici ve denetleyici kurulların muhalif medyayı boğmak için çabalamadığı, sansürün ortadan kalktığı, gazetecilerin hapiste değil işlerinin başında olduğu bir ülke istiyoruz. Bunun için de dayanışmaya, mücadeleye devam diyoruz.
(HA)