Avrupa Gazeteciler Federasyonu'nun (EFJ) Avrupa'da kamu yayıncılığının korunması için siyasetçilerle sivil toplum temsilcilerine yaptığı "Kamu Yayıncılığı Manifestosu" çağrısını değerlendiren Köse, kamu yayıncılığının olmazsa olmaz koşulunu ise, "özerklik" olarak açıkladı:
"Türkiye'de ise, özel televizyonlara öykünen, hükümetten bağımsız kararlar alamayan ve yayın yapamayan bir 'kamu yayıncılığı' var. Türkiye'deki kamu yayıncılığı kurumu TRT, idari ve mali açıdan özerk değil, dolayısıyla editoryal özerlik de yok."
Özerk, demokratik, katılımcı TRT
Köse, Haber-Sen'in TRT'deki çalışmalarının temel hedefini "kamu hizmeti anlayışı ile yayın yapan özerk, demokratik ve katılımcı bir TRT'nin yaratılması" olarak özetledi.
"TRT kasasına giren her 100 liranın yaklaşık 70 lirası halkın cebinden çıkıyor. TRT halkın malı ve halka hizmet etmelidir" diyen Köse'ye göre, "halkın ve örgütlü kesimlerin bu bilinçle TRT'ye sahip çıkıp TRT'den bunu istemesi" gerekiyor.
Köse, özerk bir TRT için kamuoyu baskısı oluşturulması gereğini de vurguladı.
"TRT'de emekçiler nerede?"
TRT Yasası'nın toplumun örgütlü kesimlerinin katılımıyla yeniden düzenlenmesini isteyen Köse, "sermayenin kendisine ait iletişim araçları bulunduğuna göre, kamu yayıncılığının herkesi, özellikle de emekçileri ilgilendireceğini" söyledi.
Köse, "Halkın taleplerini, sorunlarını dile getireceği, çözüm önerilerini tartışacağı yer kamu yayın kurumlarıdır" diyerek, burada işçi, memur, işsiz, köylü, savaş karşıtı, çevreci, kadın, çocuk ve azınlıkların seslerinin duyurulması gerektiğini ifade etti.
EFJ çağrısını önemsediklerini; Kamu Yayıncılığı Manifestosu'nun sadece Türkiye'de değil tüm dünyada bir ihtiyaç olduğunu söyleyen Köse, tüm dünyada kitle iletişim araçlarının birkaç sermaye grubunun elinde toplandığına dikkat çekti.
Köse, "Basın özgürlüğü aslında halkın haber ve bilgi alma özgürlüdür. Bunun önündeki engellerin aşılabilmesi için kamu yayıncılığına ihtiyacımız var" diye konuştu. (EÖ/BB)