İstanbul Barosu eski Başkanı Av. Yücel Sayman, "Yargı sistemi içinde doğru işleyecek bir mekanizmanın kurulması için adli kolluğun özerk ve bağımsız bir kurum olarak oluşturulması gerekir" diyor.
Av. Ercan Kanar da CMUK tasarısından geri çekilen haliyle "adli kolluk" kurulmasının bir anlam taşımadığı, tasarıdaki "adli kolluğun" gerçek anlamda özerk bir yapısı bulunmadığı görüşünde.
Av. Kanar "Çünkü tasarıdaki haliyle zaten adli kolluğun idari bakımdan İçişleri Bakanlığına, adli bakımdan da savcıların denetiminde Adalet Bakanlığına bağlı olması öngörülüyor" diyor.
Adli kolluk özerk ve bilimsel olmalı
"Adli kolluk kurulmalıdır; ancak hiçbir bakanlığa bağlı olmayan, bağımsız ve özerk bir kurum olarak oluşturulması gerekir" diyen Av. Yücel Sayman, CMUK tasarısında önerilen adli kolluk biriminin asla olması gereken bir adli kolluk sistemini yansıtmadığı görüşünde.
"CMUK tasarısında öngörülen adli kolluk sistemi yürümeyecek bir sistemdi; sonuç olarak İçişleri ve Adalet Bakanlığına bağlı olarak düşünülüyordu" diyen Av. Sayman, "Yürütmenin etkisi, denetimi ve sürekli müdahalesi altında olacak bir yapıydı" diyor ve ekliyor:
"İçişleri Bakanlığı ve Jandarma'nın bünyesinde olmak yerine - hiçbir bakanlığa bağlı olmayan, bilimsel yöntemlerle çalışacak, mali özerkliği ve bilimsel laboratuarları olan, adli bir kolluk kurumu oluşturulmalıdır."
Bu tip bir adli kolluk kurumunun, yalnızca işkence davaları değil, tüm dava türleri açısından delillerin elde edilmesi, toplanması ve sanık haklarının güvence altına alınması bakımından temel oluşturduğunu kaydeden Av. Sayman, "Yoksa İçişleri Bakanlığı'ndan birkaç polisi görevlendirerek adli kolluk sistemi kurulamaz" diyor.
Basında, Fransa'da denenen adli kolluk sisteminin işlemediği şeklindeki haberlere ilişkin Av. Sayman, "Bu tip haberler söylentilere dayalı haberler. Sistemden Fransa'da geri dönülmüyor; tam tersi 'bilimsel polis' adı altında bağımsız bir birim oluşturuluyor ve onun temelleri atılıyor" diye konuşuyor.
Sorgulama savcı ve hakim tarafından yapılmalı
CMUK tasarısına konulup Meclis Adalet Alt Komisyonunda geri çekilen haliyle adli kolluk düzenlemesinin adil yargılamaya katkısı olmayacağını düşünen Av. Ercan Kanar da "Bir kez polisin sorgulama yetkisi devam ettiği sürece, bunun adı ister adli ister idari kolluk olsun çok önemli bir değişiklik getireceğini sanmıyorum. Bu DGM'lerin adının değiştirilip Ağır Ceza Mahkemeleri kurulmasına benziyor" diyor.
"Adli kolluk nasıl etkili olur sorusunun yanıtı polislerin sadece maddi ve teknik delilleri toplama yetkisinin olduğu, sorgulama yapma yetkisinin olmadığı, sorgulamayı doğrudan savcı ve yargıçların yaptığı bir düzenleme olmasıdır" diyen Av. Kanar,"O zaman adli kolluk etkin bir kurum haline gelir" diye konuşuyor.
Av. Ercan Kanar'ın üzerinde durduğu bir diğer nokta "Yakalanan bir kişinin delillerle birlikte hemen hakim huzuruna çıkarılması ve poliste sorgulama olmamasıdır. Aksi halde adı adli kolluk da olsa, her türlü usulsüz iş adli kollukta da olabilir" diyor.
"Reddi hakim" talebine reddedilen hakim karar veriyor
Av. Ercan Kanar'ın Meclis Adalet Alt Komisyonu'ndan geçtiği şekliyle CMUK tasarısında eleştirdiği diğer bazı maddeler şöyle:
* Cumhurbaşkanının ifadesi gerektiğinde, tanık beyanı köşkünde alınacak. Devlet sırrının takdir yetkisi de Cumhurbaşkanına veriliyor. Dünyanın en büyük sömürücüsü ABD'de bile bu böyle değildir. Cumhurbaşkanını 17. - 18. yy majesteleri gibi gören yasa demokratik sayılmaz.
* CMUK tasarısında çapraz sorgu kısmen getiriliyor. Halbuki tamamen gelmesi gerek. Yani avukat doğrudan tanığa soru sorabilecek; ama bu hakkı sanığa tanımıyor. Halbuki sanığa da tanınması gerek. Çünkü polisle doğrudan muhatap olan sanıktır. Örneğin ev araması sırasında avukat olmadığına göre, sanık doğrudan polise soru sorabilmelidir.
* Gizli tanık dinlemeye açık düzenlemeler var ki bu tehlikeli bir şey. Ancak bu düzenlemenin Komisyondan çıkan son haline bakmak gerek.
* CMUK, kesin hükme kadar masum sayılanların haklarını koruyan bir hukuktur, yani teminat hukukudur. Bu anlamda CMUK'da varolan, birden fazla usulün değişmesi ve tek usul olması gerekir. Örneğin eski DGM'ler, yeni ismiyle Ağır Ceza'larda "reddi hakim"e, mahkemenin hakimi kendisi karar veriyor. Bu yalnızca Ağır Ceza Mahkemelerinde var. Diğer mahkemelerde "reddi hakim" talebine başka bir hakim karar veriyor. Yeni CMUK bu tip ikilikleri ortadan kaldırmıyor. (YS/BB)