Suyla ilgili bu iki başkaldırı, Dünya Bankası için bir mesaj niteliğinde olmalı, tabii eğer duymak isterlerse.
Kamuya ait su sistemlerinin özelleştirilmesini, Bolivya halkı seçmiş değil. Bu seçim onlara, 1990'ların ortasında, Dünya Bankası yardımların açık şartı olarak özelleştirmeyi öne sürdüğünde dayatıldı - dünyanın pek çok yoksul ülkesinde olduğu gibi. Ayakta kalmak için dış yardıma fazlasıyla bağımlı olan Bolivya gibi yoksul ülkelerin, böylesi baskılara hayır deme olanağı pek yok.
Dünya Bankası'nın su yetkilileri, suyu özelleştirmek için üstelediklerinde, hep iyi niyetli olduklarını söylerler. Banka, yoksul devletlerin, kamu su sistemlerini etkin bir şekilde işletemeyecek denli yolsuzluğa bulaşmış, donanımlarının da yetersiz olduğunu öne sürer. Banka'nın söylediğine göre, suyun yabancı şirketlere devredilmesi, gerekli yatırımın ve nitelikli bir yönetimin önünü açar.
Bununla birlikte, bir deyimi ödünç alacak olursak, kötü bir kamu politikasına giden yol iyi niyet taşlarıyla örülüdür. Bolivya'nın Banka'nın zoruyla gerçekleşen su özelleştirmesinde yaşadıkları, Dünya Bankası'nın kuramlarıyla gerçek hayatta işlerin yürüyüşü arasındaki giderek açılan uçurumun çarpıcı bir örneği - özellikle de bunların sonucuyla yaşamak zorunda kalan yoksul aileler için.
Bundan beş yıl önce, Cochabamba'daki Bechtel ve İspanyol Abengoa şirketi arasındaki su sözleşmesiyle, su, yoksul su kullanıcılarına iki katına, hatta daha da fazlasına mal oldu. Bir yanıyla şirketlerin yıllık yüzde 16 kar taleplerini finanse etmek için gerekli olan bu ani ve yüksek zamlar nedeniyle bütün kentte başlayan protestolar, Bechtel'le Abengoa'nın şehirden atılmasıyla sonuçlandı. Hükümetin şirket sözleşmelerini korumak için sıkı yönetim ilan etmesinin ardından, bir genç öldü, yüzden fazla kişi yaralandı.
El Alto'da, Suez/Dünya Bankası özelleştirmesiyle ilgili en büyük rahatsızlık, on binlerce yoksul aileyi hepten susuz bırakmış olması. Neyse ki, bu son su ayaklanmasında ölen ya da yaralanan olmadı - su sözleşmesinin ihtiyaçları karşılamadığını kabul eden ve sözleşmeyi iptal eden devlet başkanı Carlos Mesa sayesinde.
O görüşten, bu görüşten, bütün gözlemciler, geçen ay Bolivya'da olup bitenlere bir etiket yapıştırmaya çalışacak - bir yerli ayaklanması, iktidarı gizlice devirmeye kalkan radikallerin bir oyunu, vesaire. Bunların hiçbiri bize burada alınacak dersin aslını anlatmıyor. İşin aslı, Cochabamba ve El Alto'daki su başkaldırılarının birer tüketici isyanı olması. Birçok Bolivyalı, ülkenin doğal kaynaklarının özel şirketlerin eline teslim edilmesine felsefi anlamda karşı olsa da - aslında, ülkenin Dünya Bankası ve IMF zoruyla yapılan reformlarda yaşadıklarına bakıldığında, hiç de haksız değiller - buradaki insanların çoğu, sonucun kendisine kızmış durumda.
Cochabamba'daki özelleştirme başarısız olduğunda, Banka uygulamanın kötülüğünden yakınıp kuramın hâlâ geçerli olduğunu savundu. 2002 yılında, El Alto-La Paz su özelleştirmesinin "olumlu sonuçlara ulaştığını" açıkladı. Ama geçen ay El Alto ahalisinin sokaklara dökülmesi, Banka'nın yanıldığının açıklamasıydı.
Özel yatırımlar vaadinin, yoksulların karşılayamayacağı bir pazar fiyatlandırmasına dayandığı ortaya çıktı. El Alto'da, su ve kanalizasyon anlaşmasının maliyeti, yıllık asgari ücretin yarısını geçmiş durumdaydı. Nitelikli yönetim vaadinin, şirket önderlerinin yoksullara acı çektirmesi, hatta Bechtel'le Abengoa örneğinde de, bir kenara çekilip yoksulların ölümünü seyretmesi anlamına geldiği ortaya çıktı. Hiç kimse - ne Dünya Bankası, ne Bolivya hükümeti ve tabii ki ne de bu işe karışan çokuluslu şirketler - Bolivya halkına "Suyunuzu özelleştirmek istiyor musunuz?" diye sormadı. Bir halkın yapıp yapabileceği en önemli seçimlerden biri - kamu mu, özel sektör mü? - bu insanların elinden alınıp, bir yarıküre uzaktaki beyaz bir binada, iktisatçılar ve kuramcılar tarafından yapıldı.
Bolivya'da suyun özelleştirmesine karşı gerçekleşen, beş yıl içindeki bu ikinci yurttaş başkaldırısı, o binadaki yetkililerin şöyle bir durup kendilerine şunu sormalarını sağlamalı: Kağıt üzerinde o kadar iyi görünen o kuram, neden ayakları yere bastığı anda bunca kötü işliyor? (TK/BB)
Jim Schultz, Cochabamba, Bolivya'daki The Democracy Center' ın yöneticisi. En son kitabı Demokrasi Sahibinin Elkitabı (The Democracy Owners' Manual)
The Nation'dan Türkçeleştiren: Tolga Korkut