Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in eğitimde özel okulların yüzde 2 olan payını yüzde 20'ye çıkarılarak özel okulların teşvik edileceği yönündeki açıklamasını Eğitim Reformu Girişimi'nden (ERG) politika analisti Aytuğ Şaşmaz'a sorduk.
Şaşmaz yaptığı değerlendirmede sözü edilen sistemin özel okullardan hizmet alınması anlamına geldiğini ve devlet okullarının sorunlarını çözmede yetersiz kalacağını söyledi.
Maliye Bakanı Şimşek eğitimin bütçesinin 11 milyardan 56 milyara çıktığını söyleyerek üzerine çalıştıkları sistemi şu sözlerle açıklamıştı:
"İlköğretimdeki bir öğrencinin bize yıllık maliyeti diyelim ki 2 bin 500 lira. Öğrenci başına 1500 lira versek, durumu müsait olan vatandaşımız üstüne bir miktar daha koyup çocuğunu özel okula gönderse, diye düşünüyoruz.
Verdiğim 1500 liralık katkıyla vatandaş çocuğunu özel okula gönderme yolunu seçerse o zaman bizim yükümüz azalmış olur. Her ilköğretim öğrencisi başına 1000 lira devletin kasasında kalır. Onu da eğitim altyapısını daha da iyileştirmeye yönlendirme şansı yakalarız."
Özel okuldan hizmet alımı
Eğitimin büyük kısmının devlet okullarında gerçekleştiğini düşünürsek, özel okullara teşvik verilmesi formülü devlet okullarının sorunlarını çözer mi?
Bu uygulamanın tek başına devlet okullarının sorunlarını çözmesini bekleyemeyiz. Nasıl çözsün ki? Aslında üzerinde konuştuğumuz konu özel okullardan hizmet satın alınması, yani devlet parasını verip çocuğu özel okulda okutacak, kendi sorumluluğunu özel sektöre devretmiş olacak.
Bu ancak şu durumda devlet okullarının sorunlarını bir nebze hafifletebilir: Bir sosyoekonomik olarak dezavantajlı çocuk tanımı yapılır ve onlar arasından da kura yöntemiyle çocuklar seçilip bu özel okullara gönderilir. Ancak büyük nüfusla uğraşan büyük kentlerde, özel okullar bu çocukları okutmayı kabul ederse devlet okullarının yükünü paylaşabilir.
Tabii birçok şartın aynı anda sağlanması lazım bunun için. Ama devlet söylediği gibi öğrenci başına harcayabileceği 1500 lirayı devlet okuluna değil özel okula harcadığında, devlet okullarının sorunlarını giderebilecek bir çözüm ortaya koymamış olur. Ancak kendi ulaşmakta zorlandığı öğrencilerle ilgili sorumluluğu özel sektörün istekli davranması durumunda özel sektöre devredebilirse bir gelişme sağlanabilir.
Bütçeden bu kadar yüksek bir kaynak ayrılabiliyorsa neden devlet okullarının iyileştirilmesi için harcanmıyor? Bakanın açıklamasına, bunun eğitimin paralılaştırılması olduğu yönünde eleştiriler gelmişti...
Bu politikanın nasıl tasarlanacağına göre değişir. Örneğin Şili'de tam da bu dediğinize çıkmıştır. Devlet orada, öğrenci başına şu kadar parayı ailelere veriyorum, diyor. Aileler isterlerse bu parayla çocuklarını devlet okullarına gönderebilir ya da üzerine ekleme yapıp özel okullara gönderebilir.
Bu eğitimde özelleştirmenin önünün açılması için büyük bir fırsat oldu tabii. Tam da bir teşvik mekanizmasına dönüşerek eğitimin paralılaşmasını, özelleştirilmesini desteklemek anlamına geldi.
Şili'de bu politika yürürlüğe girdikten sonra hızla artıyor özel okullar. Bunun öğrenci başarısına da fazla etkisi olmadığı görülüyor.
Bu tür denemeler ancak çok iyi kurgulanması, uygulanması durumunda başarı getirebilir. Devlet okullarının yükünün paylaşılması lazım.
Şili'deki sürecin etkileri yeterince olumlu mu?
Bu konuda çalışanlar oldu. Çok olumlu etkiler bulunamadı. Eğitim sistemini geliştirmenin, okulları daha güçlü kurumlar haline getirmenin yolu bundan farklı bir şey. Okul müdürlerine daha fazla karar alanı bırakılması, kaynak teslim edilmesi, denetlemenin sonra yapılması, dezavantajlılara daha fazla kaynak ayrılması gibi yurtdışında daha fazla uygulanan, mesela Polonya'da uygulanan ve daha iyi sonuçlar alınan uygulamalar.
Devletin desteği para vererek mi oluyor, yoksa arsa tahsisi gibi yöntemlerle mi?
Söylediklerim özel okullardan hizmet satın alınması ile ilgili. Devlet bazı çocukları ya özel okullarda okutuyor ya da özel okullarda okutulmasının bir kısmını karşılıyor.
Arsa tahsisi ya da başka tür teşvikler farklı bir konu. Onlar özel okullara gelir yaratmak için değil de giderlerini azaltmaya yönelik teşvikler. Bunlar da yapılabilir.
Bir de okul binalarının kamu-özel sektör ortaklığıyla elde edilmesine yönelik çalışmalar var. Hazine arazisinin özel sektöre devredilmesi, binanın özel sektör tarafından inşa edilmesi ve devletin orayı uzun bir süreliğine kiralaması şeklinde... Onun hazırlıkları yeni kanun hükmünde kararnamenin 23. maddesinde var. Bununla ilgili toplantılar bakanlığın içinde oluşturulan İnşaat Emlak Grup Başkanlığı tarafından gerçekleştiriliyor.
Öğrencinin yıllık maliyeti biliniyor mu?
ERG her yıl yayımladığı Eğitim İzleme Raporu için bu tür hesaplamalar yapıyor. 2010 hesaplamamıza göre bir öğrencinin merkezi yönetime maliyeti 1572 lira, mahalli idarelere maliyeti 123 liraydı. Yani yaklaşık 1700 lira. Ama mahalli idarelerin harcamaları çok değişken olabilir. Bir yıl harcayıp bir yıl harcamayabilirler.
Maliye Bakanı'nın sorumlu olduğu alanda, 2010 fiyatlarıyla Türkiye'de bir öğrencinin maliyeti 1600 lira civarında. Zaten yıldan yıla çok değişmez bu rakam.
Eğitim bütçesinin 11 milyardan 56 milyara çıkmış olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bunlar enflasyon etkisinden arındırılmamış rakamlar. Türkiye'nin gayrisafi yurtiçi hasılası (GSYH) da yükseliyor bu sırada. Orada asıl bakılması gereken eğitime milli gelirden ne kadar pay ayrıldığı. ERG'nin Eğitim İzleme Raporu 2010 rakamlarına göre, 2010 yılında kamu eğitim hizmetleri için 43 milyar TL harcama yaptı, bu da GSYH'nin yüzde 4'üne denk geliyordu.
2009'da baz etkisiyle çok arttı, GSYH krizin etkisiyle küçüldüğü için yüzde 3,5'tan 4'e çıktı. Yüzde 4'e sabitlemiş gibi gözüküyor Türkiye. Hatta Türkiye 2010 yılı içinde yaptığı "Orta vadeli mali plan"a göre bunu 2013 yılında yüzde 3,8'e düşürmeyi planlıyordu. Yani Maliye Bakanlığı'nın eğitim harcamalarının milli gelire oranını artırmak yönünde değil azaltmak yönünde bir planı vardı.
Ayrıca belirteyim: UNESCO ve diğer bütün uluslararası örgütler, özellikle gelişmekte olan ülkeler için eğitim harcamalarının GSYH içindeki payının yüzde 6 olmasını öneriyor.
İlköğretim ve lisede ciddi değişikliler oluyor. Bu da ekstra bir yük çıkarıyor olsa gerek...
Çok büyük bir yük çıkacak. Şu ana kadar bu hesaplamalara dair bir bilgi paylaşılmadı, yapılmadı bu hesaplar herhalde. Ama Maliye Bakanlığı yapıyordur artık, dün kanunu cumhurbaşkanlığı onayladı. (YY)